Son 3 yılımızdan hiç hayır göremedik.
2019-20-21 yalan-dolan-talanla geçti, ama geride kaldı.
Yarın 2022’ye merhaba diyeceğiz.
Yeni, çok yeni bir şeyler olsun istiyoruz, istemeliyiz, hatta olsun da.
Olur, mu olmaz mı, bilemeyiz, ancak umudumuzu da yitirmeyiz.
Bir umudumuzda gençlikte, ne olacaksa onlar sayesinde olacak.
Gençlik geleceğimiz.
Önümüzdeki seçiminde anahtarı konumunda 6 milyon genç belki de kaderimizin değişim anahtarı olacak. Örgütsüz, partisiz 6 milyon oy, 6 milyon genç seçim barajını aşacak bir potansiyele sahip. Blok yönelim olması halinde, yönelen partiyi de neredeyse tek başına iktidara taşıyacak bir güç, gençlik gücü.
Türkiye’nin içinde bulunduğu, hatta çekildiği girdabın içindeki bu gençliğin iktidar partisine yönleneceğini hiç sanmıyorum. Yönelenler olsa bile durumu kurtaracak bir rakam olmadığını, olmayacağını çok iyi görebiliyoruz.
Bu gençlik, yani, işsiz bırakılan, hakkı hukuku hiçe sayılan, ekonomik sıkıntı nedeniyle intihar aşamasına gelen bu gençlik, musibetlerin tamamının müsebbibi olan bir partiye oy verir mi, böyle bir yere yönelir mi?
Elbette ki bu gençlik kendi geleceği için muhalif olacak.
Ancak nereye, hangi partiye yönelecek, onu şimdiden kestirmek çok mümkün değil. Böyle olmasına rağmen tahminlerimiz var. Dünyaya baktığımızda; ülkelerde genç lider döneminin başladığını, yeni yüzyılın genç liderlere, çağdaş partilere ev sahipliği yapacağını görebiliyoruz.
Kaba-saba particilik anlayışının, parayla satın alınmış blok oylarla kazanılmış iktidar dönemlerinin yok olacağı bir yüzyıl ile tanışacağız. Yeni gençlik, parayla siyaset yapılması gerektiğine inanan, bu güzergâhı değiştirme zahmetinde bulunmayan siyasetçilerle belki 2023 seçimlerinde tam anlamıyla baş edemeyebilir, ancak bir sonraki seçimde bu zihniyeti tamamen ortadan kaldırır diye düşünüyorum. 2023 seçimlerinde de ortadan kaldırma gayreti yeterli olmasa bile, iyi bir ders verecektir bu yeni gençlik.
Yaptığım çalışmalardan anladığım kadarıyla, bu yeni gençliğin, yani oy kullanacak 6 milyonluk güçlü gençliğin önemli bir kısmı HDP’ye yönelmiş vaziyette. Zaten bu nedenle HDP’nin baraj sorununun olmadığını, hatta yüzde 15 bandında dolaştığını anlayabiliyoruz.
Selahattin Demirtaş özgür olsa, partinin başında olsa iktidarı zorlarlar. Bu kuşak biat etmiyor, birilerinin peşinden gitmiyor, inandığı neyse onu takip ediyor. Yalana, dolana, ayak oyunlarına pirim vermiyor bu gençlik.
Bu nedenle; mevcut partilerin en kısa zamanda kendilerini, tüzüklerini gözden geçirmeleri, güncellemeleri, geleceğe hazırlamaları gerekiyor. Yoksa bu gençlik hepsini gömer.