Mahsum Kara
TİGRİS HABER - Diyarbakır’da özellikle Suriçi bölgesinde çek çek ile yük taşıyanlara rastlamışsınızdır. İşte onlardan biri de Alaaddin İpek. 40 yıldır o bölgede yük taşıyarak ayakta durmaya çalışan ve ailesinin geçimini sağlayan İpek, hayat pahalılığından şikâyet ediyor, ailesini geçindiremediğini söylüyor.
Türkiye’de yaşayan milyonlarca emekçi açısından ekonomik kriz, sadece belli dönemlerde karşılaşılan olağanüstü bir durumu değil, günlük yaşamın neredeyse doğal, ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Ülkede artan hayat pahalığı, birbiri ardına gelen zam haberleri en çok dar gelirlinin cebini yakıyor. Günü birlik çalışıp hayatını idame ettirmeye çalışanlar ise sıkıştıkları dar boğazdan bir türlü çıkamıyor. Onlardan biri de Alaaddin İpek. 40 yıldır Melik Ahmet Caddesi’nde Çekçekçilik yaparak geçimini sağlamaya çalışan onlarca insandan biri. O da ülkede yaşanan hayat pahalılığından dolayı zor günler geçirdiğini belirtiyor.
Hayat şartları bizim için çok zorlaştı
Diyarbakır’da yılardır yük taşıyan Alaaddin İpek, ülkede yaşanan hayat pahalılığından dolayı zor günler geçirdiğini söylüyor. 40 yıldır yük taşıyarak evinin geçimini sağlamaya çalışan İpek, bir emekçi olarak yaşadığı hayat şartlarını şöyle anlatıyor: “Her gün evden çıkıp geliyorum. Taşıdığım yükler sayesinde kazandığım parayla evimi geçindirmeye çalışıyorum. Beş kişilik bir aileyiz. Eşim ev hanımı, bir çocuğum okul okuyor, bir kızım ise sara hastası, onlara bakmak zorundayım. Hayat şartları bizim için o kadar çok zorlaştı ki, yaptığım bu iş bile artık geçimimi sağlamaya yetmiyor.”
Ay sonunu getirmek bizim için hayal oldu
Sabahın erken saatlerinde işine başlayıp aksamın karanlığına kadar çalıştığını ifade eden İpek, “Eskiden kazandığım para evimin hem giderini karşılıyordu hem de çocuklarıma gönül rahatlığıyla bakabiliyordum. Artık her şey çok zorlaştı. Bazı günler kazanmadan eve gittiğim oluyor. Her şey almış başını gidiyor. Hayat pahalılığı en çok bizim gibi geliri düzenli olmayan insanları etkiliyor. Eskiden zar zor da olsa ay sonunu getirebiliyorduk, artık o bile bizim için hayal oldu. Yaz kış demeden gelip buralarda saatlerce bekliyoruz, ama emeğimizin karşılığını alamıyoruz” diyor.