ŞIRNAK - Maden Tetkik Arama (MTA) kurumu tarafından 90'lı yılların başında yapılan sondaj çalışması sonucunda Şırnak'a bağlı İkizce köyünden başlayan ve kent merkezi, Balveren Beldesi ve Besta bölgesine kadar uzanan 24 bin 600 hektarlık alanda yaklaşık 90 milyon ton kömür rezervi olduğu tespit edildi. Laboratuarlarda yapılan incelemenin ardından kömürün kükürt ve kül oranının yüksek ve kalitesiz asfaltit olduğu (petrol kökenli katı bir yakıt olup, yüksek yumuşama noktasına sahip doğal asfalt benzeri bir madde) anlaşılsa da, bu yatakların bulunduğu alan kayıt altına alınarak, Türkiye Kömür İşletmeleri'ne (TKİ) tahsis edildi.
O yıllarda uygulanan köy boşaltma politikaları üzerine köylerini terk ederek, Şırnak ve Kumçatı ile Balveren beldelerine yerleşen yurttaşlar için bu ocaklardan çıkarılacak kalitesiz kömür, tek geçim kaynağı haline geldi. Köylerinde tarım ve hayvancılıkla uğraşan ve başka bir meslekleri bulunmayan yurttaşlar, yaptıkları işin tehlikeli olduğunu bildikleri halde çaresizlik içinde bu ilkel ocaklarda saatlerce kazma kürekle çalışarak, hayata tutunmaya çalışıyor. Bölgedeki zengin yataklar ve cazip getirisi nedeniyle kısa süre sonra bölgede faaliyet yürüten bazı şirketler iş makinaları eşliğinde kaçak olarak, devasa çukurlar kazmaya başladı ve yataklardaki kömür rezervini bölge illerine satmaya başladı.
Yıllarca kaçak ocaklardan çıkarılan bu kalitesiz kömürün, sözleşmeyi imzalayan şirket üzerinden irsaliye fişi alınmak suretiyle aklandığı ve Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na satıldığı iddia edilirken, yaşanan göçükler nedeniyle madencilere mezar olan kaçak ocaklarda geçtiğimiz yıl Eylül ayında bir işçi yaşamını yitirmiş ve Enerji Bakanlığı olaya el koyarak, sözleşmeyi termik santral yapımına dek durdurmuştu.
“Ölüm kuyusuna” inmenin bedeli 30-50 TL
Alınan karara rağmen sayısı yüzlerle ifade edilen kaçak ocaklarda çalışmalar durmadığı gibi kaçak çalışmalar, TKİ memurlarının gözleri önünde aylardır devam ediyor. En son 3 Haziran günü Toptepe bölgesindeki 1 nolu maden ocağında kaçak olarak kazı yapılan bir ocakta göçük meydana gelmiş ve İbrahim Sağnak, isimli maden emekçisi yaşamını yitirmişti. Söz konusu bu ocaklarda çalışan işçilerin çoğunluğu aynı aileden yada birbirinin akrabası.
Emekçilerin ölüm pahasına indikleri kuyularda hiçbir güvenlik önlemi olmaması dikkat çekerken, bu vahim tabloya rağmen çaresizlikten bu işi yapamaya devam edeceklerini belirten Enver Kabul (43) isimli maden işçisi, 18 yıldır çalıştığını bu ocaklardaki çalışma koşullarını anlattı.
Kazmalarla kazdıkları kömürü el arabaları vasıtasıyla kuyunun önüne taşıdıklarını daha sonra da gırgır vasıtasıyla bidonlarla yukarıya çıkardıklarını söyleyen Kabul, üzerinde çalıştıkları kömür damarının genişliğinin 5, 10, 15 metreyi bulduğunu aktardı. Günde ortalama 9 saat çalıştıklarını aktaran Kabul, bunun karşılığında ise 30 ile 50 lira arasında bir ücret aldıklarını söyledi. Tehlikeli bir işte çalıştıklarını söyleyen Kabul, başka çarelerinin olmadığını ifade ederek, "Soma'da yaşamını yitiren işçiler için çok üzüldük, orada yaşamını yitirenler sigortalı çalıştığı için ailelerinin mağduriyetleri biraz da olsa giderilecek ama burada ölen arkadaşımız arkasında ailesini borç yükü bırakarak gitti" dedi. (diha)