Mahkeme gerekçeli kararında, Mehmet Kesik'in öz ağabeyi Ali Kesik'i 30 bıçak darbesiyle öldürdüğü belirtilerek, öldürmenin arz ettiği özelliğin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmediği, suçun işleniş biçiminin canavarca hisle adam öldürme kavramını tamamlamaya yetmediği kaydedildi.
Diyarbakır'da çiftçilik yapan 5 çocuk babası Ali Kesik (42), 8 Ekim 2016 günü 30 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Cesedi boş bir arazide bulunan Kesik'in yakınlarının ifadesini alan polis, kardeşi Mehmet Kesik'i (33) çelişkili bilgiler vermesi üzerine takibe aldı. Mehmet Kesik'in, cinayetten önce öldürülen ağabeyinin eşi Lamihe Kesik (40) ile yoğun telefon görüşmesi tespit edildi. Polis, Mehmet Kesik'in, cinayet günü araç kiraladığını belirledi. Aracın GPS sinyalini takip eden polis, Kesik'in olay saatinde cinayetin işlendiği bölgede 73 dakika beklediğini saptadı. MOBESE kayıtlarının incelenmesinde Kesik'in kiraladığı araçla ağabeyini takip ettiği, olay sırasında tanınmamak için yüzünü poşu ile kapattığı, cinayeti işledikten sonra eve gittiği, ağabeyinin ölüm haberi üzerine diğer aile fertleriyle birlikte ağladığı ortaya çıktı.
'4 yıldır yengemi seviyorum'
9 Ekim 2016'da Mehmet Kesik ve yengesi Lahime Kesik gözaltına alındı. Mehmet Kesik, ağabeyi ile domates yetiştirip, sattıklarını belirterek, "Paramı vermediği için kin güttüm. Yengem Lamihe'den ağabeyimin eve gitmediğini öğrendim. Yol üzerinde bekledim. Geldiğinde niye beklediğimi sorunca, bıçakla vurmaya başladım. Bıçak vurduğum sırada cebinden bir tomar para çıkarıp uzattı. Yolun kenarına düştükten sonra poşu, bıçak ve eldiveni taşın altına sakladım. Eve gittiğimde, ağabeyimi aramaya çıktık. Yol kenarında arabasını gördük. Yengemi 4 yıldır seviyorum" dedi.
Avukatın itirazı üzerine tutuklandı
İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Mehmet Kesik tutuklanırken, yegesi Lamihe ise serbest bırakıldı. Telefon kayıtlarını inceleyen polis, Lamihe ve Mehmet Kesik arasında aşk mesajlaşmalarını tespit edince, telefonlarındaki silinmiş mesajlar, özel programla geri getirildi. İncelemede olay günü Lamihe Kesik'in Mehmet Kesik'i cinayete azmettirdiği, eşinin yerini kayınbiraderine bildirdiği ortaya çıktı. 26 Ekim 2016 günü savcılığa başvurarak, Lamihe Kesik'in serbest bırakılmasına itiraz eden Kesik ailesinin avukatı Emre Sezer, şüphelinin tutuklanmasını istedi. Sezer'in başvurusu üzerine, aşk yaşadığı kayınbiraderine, 'Hadi artık bitir bu işi' mesajı gönderdiği tespit edilen 5 çocuk annesi Lamihe Kesik, olaydan 6 ay sonra, Mart 2017'de tutuklandı.
Tanınmamak için poşu takıp, sesini değiştirdi
Soruşturmanın ardından Mehmet ve Lamihe Kesik hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İddianamede, ağabeyinin geçeceği yolu yengesi Lamihe'den öğrenen Mehmet Kesik'in tanınmamak için poşu taktığı ve sesini değiştirdiği kaydedildi. Silinen mesajlarda Lamihe Kesik'in eşinin yerini Mehmet Kesik'e bildirdiği belirtilen iddianamede, genç kadının olay günü kayınbiraderine, 'Yeter artık, son bulsun, sakın eli boş gelme' mesajı gönderdiği saptandı.
Maktulün eşine ceza indirimi
Yargılamayı yapan Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Kesik'e ağabeyine karşı 'Tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu, yasak aşk yaşadığı kayınbiraderini eşini öldürmesi için azmettirdiği iddiasıyla yargılanan Lamihe Kesik'e ise cinayete yardım ettiği gerekçesiyle 17 yıl ceza verdi. Tutukluk halinin devamına karar verilen sanıkların, suça eğilimli olmaları ve olumsuz ilişkileri dikkate alınarak, cezada indirim yapmadı.
Ağabeyini 30 bıçak darbesiyle öldürmesi vahşi bir yöntem değil
Gerekçeli kararı açıklayan mahkeme, Lamihe Kesik ile kayınbiraderi Mehmet Kesik arasında gönül ilişkisi olduğunu ve sanıkların zaman zaman cinsel ilişkiye girdiklerini belirtti. Kararda, Mehmet Kesik'in cinayet için araç kiraladığı, maktulün geldiğini görünce domates alma bahanesi ile sesini değiştirip, yüzünü kapattığı ve arkadan yaklaşıp, 30 bıçak darbesi ile ağabeyini öldürdüğü ifade edildi. Sanığın ağabeyini öldürmek için plan yaptığı, ağabeyinin yerini yengesi Lamihe'den öğrendiğini belirten mahkeme, sanığın suç işlemeye önceden karar verdiğini vurguladı. Öldürmenin arz ettiği özelliğin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmediğini belirten mahkeme, suçun işleniş biçiminin canavarca hisle adam öldürme kavramını tamamlamaya yetmediğini ifade etti. Cinayetin, iğrençliği ve ilkelliği belli, tehlikeliliği vahamet düzeyinde bir düşünceden kaynaklanan eylem olmadığı belirtilen kararda, "Tehlikeli ve vahşi kötülük eylemi sergileyen psikolojik bir güdüden ve canavarca his saiki ile adam öldürme suçundan bahsedilemeyeceği anlaşılmıştır" denildi.
Toplumun vicdanını kanatacak
Karardaki ifadeleri hayretle karşıladıklarını belirten Avukat Emre Sezer, "Maktulün 30 bıçak darbesiyle öldürüldüğü sabittir. Yargıtay içtihatlarına göre canavarca his bulunmazsa bile eylemin işleniş biçimi aslında eziyet çektirmedir. Yargıtay içtihadına göre ölüm neticesini gerçekleştirmek açısından gerekli süreyi aşarak öldürme varsa, eziyet çektirme olması lazım. 30 bıçak darbesi ile belli süre kişinin canlı olduğu da dikkate alındığında, ortada bir eziyet çektirme var. Canavarca bir his olmazsa da eylemin gerçekleştirilme şekli eziyet çektirmeye girmektedir. Maktulde silah veya kendini savunacak bir şey yok. Arkası dönük vaziyette öldürülmüş. Kararda geçen 'ilkelliği ve iğrençliği belli bir eylem olmadığı' ifadesinin toplum vicdanını kanatacağı kanısındayız. Bu anlamda da bozulma talebiyle istinaf başvurusu yaptık. Kararın bozulacağına ve adaletin yerini bulacağına inanıyoruz" dedi. (DHA)