Ramazan Yavuz-Özel Haber
TİGRİS HABER - Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde en çok bilinen birkaç mahalleden biri Ali Paşa. Ali Paşa denilince de ilk akla gelen mekânlardan biri de günümüzde de her Pazar ayin yapılan Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesidir. Surp Giragos Ermeni Kilisesi ve Mar Petyun Keldani Katolik Kilisesi gibi Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi de kentte gayrimüslimlere ait en önemli tarihi dini mekânlarından biri.
250 yıl önce yapılmış
Bu tarihi kilisenin 250 yıl önce hemen yanı başında Süryani kız çocuklarının eğitim görmesi ve genç rahibelerin yetiştirilmesi için 3 katlı Kızlar Mektebi yapılmış. Diyarbakır’ın Karacadağ eteklerinden getirilen volkanik bazalt taşlarıyla yapılan bu mektepte uzun yıllar genç rahibeler yetiştirilmiş. Ancak, Diyarbakır’da yıllar içinde Süryani cemaatinin çeşitli nedenlerden dolayı nüfusları düşmeye başlayınca bu mektepteki kız öğrenci sayısıda yıldan yıla düşmüş ve sonuçta da boşaltılarak kaderine terk edilmiş. Sahipsiz bırakılan Kızlar Mektebi, kırsal kesimden kent merkezine göç etmek zorunda kalan yoksul ailelere barınak olmasına rağmen bakım yapılmadığı için evin bazı bölümlerinde yer yer çökmeler yaşandı. Tarihi yapı artık kullanılamaz hale gelince de sakinleri birer birer terk etti ve zamanla harabeye döndü.
Diyarbakır’a bir Kültür ve Sanat Merkezi kazandırmayı planlayan Diyarbakır Kültür, Tanıtım ve Yardımlaşma Vakfı (DİTAV), uzun araştırmalardan sonra Süryani Cemaatine ait olan ancak artık metruk bir yapı haline gelen Kızlar Mektebi’nde karar kıldı. Bu karar, bu tarihi yapının kaderini de değiştirmiş oldu. Süryani Cemaati’nden kiralanan harabe haldeki Kızlar Mektebi binasının eski yapısına kavuşturulması için DİTAV, 2 yıl önce kolları sıvadı. En başta kentteki iş adamlarına ulaşılarak bu tarihi yapının kurtarılması için yardım talebinde bulunuldu. DİTAV daha sonra Türkiye’nin dört bir yanındaki hali vakti yerinde olan ve kent duyarlılığı bulunan Diyarbakırlılara da ulaştı. DİTAV’ın bu çağrısına Diyarbakırlı iş adamlarının büyük bölümü olumlu yanıt verdi. Kimisi nakdi yardımda bulunurken, kimisi evin kapı, pencere, tavan direkleri ve taş ihtiyacını giderdi. Kimisi de ekonomik gücüne göre evin ufak tefek ihtiyaçlarını karşıladı. Yani duyarlı olanlar bu evin bitmesi ve eski günlerine kavuşması için yükün bir tarafından tuttu.
DEDAŞ’IN elektrik direğinden kurtulamadılar
DİTAV yönetiminde olan ve Diyarbakır’ın Tarihi, Kültürü ve Sosyal yapısıyla ilgili onlarca kitabı bulunan yazar Şeyhmus Diken ile Kızlar Mektebi’nin son halini görmeye gittiğimde 2 yıl önceki harabe hali gözümün önüne geldi. Harabe halinden eser kalmamış, eski mimari yapısı baz alınarak bazalt taşlarıyla 2 katlı yapılmıştı. Gerçekten de aylarca süren emeğe değmiş, muhteşem bir iş çıkarılmıştı.
Kızlar Mektebi’ne ana kapıdan girip aşağıdaki odaları, kileri ve avluyu gezerken pek dikkatimi çekmemişti. Ta ki, üst kata çıkana kadar. Üst katta da özel olarak dizayn edilmiş bir misafir odası ve büyük bir salon bulunuyordu. Salonun önünde ise oldukça geniş bir teras vardı. İşte asıl sorunda bu terasın tamda yanında bulunuyordu.
Elinizi uzatsanız değecek mesafede
Sorun onlarca kabloyu taşıyan elektrik direğiydi. Oldukça büyük olan elektrik direği, Kızlar Mektebi’nin duvarına adeta yapışık haldeydi ve en tehlikeli olan onlarca kablonun bağlandığı üst kısmının bir bölümü terasın üstüne kadar geliyordu. Yani elinizi uzatsanız değecek mesafede. Diyarbakır’ın en önemli Kültür ve Sanat Evlerinden biri olacak olan ve etkinliklerde onlarca kişiyi ağırlayacak bu tarihi yerde Dicle Elektrik Dağıtım Şirketi (DEDAŞ)’a ait elektrik direğinin oluşturduğu bu çirkinliğe son verilmesi gerekiyordu. Şeyhmus Diken’e “ Bu kadar büyük uğraşlarla ve emekle üretilen bu yerde insanı ürküten bu elektrik direğini kaldırtıp yerini değiştiremediniz mi?” diye sorduğumda şunları söyledi:
Ciddi bir felakete neden olabilir
“Burası Süryani cemaatine ait eski bir rahibe okulu, kızlar mektebi. Biz DİTAV olarak buranın kullanım hakkını aldık. Buranın restorasyonu 2 yıl sürdü. 30 Eylül’de de açılışı var. Ama bu yapının sıkıntılı tarafı şu. Yapının en görünür yerinde bir elektrik direği var ve 4 sokağa elektrik dağıtımı yapılan bir direk. DEDAŞ ile defalarca konuştuk. Geldiler kontrol falanda yaptılar. Ama burada yakın dönemde elektrik tesisatını yer altına çekme projeleri olmadığı için hiçbir şey yapamayacaklarını ve bu direğinde burada kalması gerektiğini söylediler. Bu bizim için iki açıdan sıkıntı. Hem elektrik gerilim hattı var. Her an sıkıntı yaratabilir. İkincisi de güvenlik açısından sıkıntı var. Burası Kültür sanat Merkezi olacak. Buradan hırsızın çok rahat girebileceği yapı olacak. Buna bir çözüm üretilebilirse ve bu direk buradan kaldırılsa çok kıymetli bir iş olur. Belki elektrik kablolarına özelliklerinden dolayı elle dokunduğunuzda bir şey olmuyor. Ama hadi diyelim ani bir durumda kablo koptu. O ciddi bir felakete sebep olabilir. Sadece bizim için değil mahallenin güvenliği açısından da buna bir çözüm üretmek lazım.”
Meryem Ana’yı da gölgeliyor
Gerçekten de terasa çıkıldığında hemen yanı başınızdaki bu onlarca kablonun geçtiği elektrik direğini görünce insan ürküyor. Birde Kızlar Mektebinin hemen yanında bulunan Meryem Ana Süryani Kadım Kilisesi’nin muhteşem güzelliğini de gölgeliyor bu elektrik direği ve ucube gibi duran kablolar.
DİTAV, aylardır büyük emekler sarf ederek kaderine terk edilmiş bu 250 yıllık yapıyı yardımsever gönüldaşlarıyla tekrar kente kazandırmış, ama DEDAŞ denilen kurum ise tüm başvurulara rağmen tehlike arz eden bu çirkin görüntüye çözüm bulmamış. Bu da DEDAŞ’ın ayıbıdır. Bu ayın sonunda Kızlar Mektebi’nin açılışının yapılacağı söyleniyor. Sık sık, kayıp kaçak elektrik diyerek veryansın eden DEDAŞ sorumluluğundaki bu çirkin görüntüye umarım çözüm bulur. Aslında kafalarını yorsalar mutlaka bulurlar da görünen o ki, pek oralı olmuyorlar. Yoksa çözüm bulunamayacak bir şey değil.
Aslında bu çirkin görüntü sadece burada da yok. Alipaşa ve Sur’daki diğer sokakları turladığımda da aynı görüntüler vardı. Bu karmakarışık onlarca kablonun geçtiği elektrik direkleri, Sur’da birçok tarihi yapının da hemen dibinde bulunuyor ve tehlike arz etmesinin yanısıra büyük bir görüntü kirliliği de oluşturuyor. DEDAŞ’ın bir an önce kendi sorumluluğunda olan bu görüntü kirliliklerini ortadan kaldırması gerekiyor.