, "Bu Newroz yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Eski durum sona erdi. Artık baskılar ve saldırılar karşısında savunmada kalan duruş değişti. Bu Newroz yeni bir hamlenin başlatıcısı oldu" dedi.
AKP iktidarı Kürdistan'da yürüttüğü kirli savaş politikalarının bir parçası olarak bu yıl Newroz bayramını yasaklayarak veya baskı altına alarak boşa çıkarmak istedi. Kürdistan ve Türkiye'de yasak ve baskılara rağmen Kürt halkı büyük bir coşkuyla Newroz'u alanlarda kutladı. Bu yılki kutlamalara ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP Örgütlenmeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım, bu yıl ki kutlamaların ve yasaklama biçimlerini 90'lara benzeterek, yeni bir dönemin başladığına işaret etti. Yıldırım, "Son 7-8 aydır halka dönük saldırılar siyaset alanına da siyasi soykırım operasyonları olarak yansıdı. Bu baskılar Newroz haftasında en üst düzeye çıkarıldı. Son dönemde parti çalışanlarımızdan yaklaşık bin kişi gözaltına alındı. Yüzlercesi tutuklandı. Akademisyenler, öğrenciler, gazeteciler tutuklandı. İzmir'de örneğin ev baskınları yoluyla iki dalga şeklinde Newroz haftasında çok sayıda kişi gözaltına alındı. Adeta Newroz'u organize edecek kimse kalmasın istendi" diye konuştu.
'Her şeye rağmen halk sokağa indi'
Halkın Newroz bayramına katılmaması için her an bir patlama meydan gelebilir algısı oluşturulduğuna dikkat çeken Yıldırım, her şeye rağmen halkın sokağa indiğini vurguladı. Mardin, Şırnak, Hakkari valiliği Newroz öncesinde birkaç kişinin bir araya gelmesini bile yasakladığını hatırlatan Yıldırım, antidemokratik uygulamaların 12 Eylül faşizmini aştığını söyledi. Newroz'a özelikle genç kitlenin olmasını da değerlendiren Yıldırım, "Gençlerin bu tutumu şunu ortaya koydu ki, bu mücadelenin geleceği çok parlak" dedi.
'Amed Newroz'unu yasaklamayı göze alamadılar'
Zor koşul ve durumlara rağmen Diyarbakır halkının yeniden tarihi bir Newroz'u kutlandığı dile getiren Yıldırım, son dönemlerde Kürt halkının özelikle de Diyarbakır halkın Kürt siyasal hareketine olan desteğini çektiğine dönük algı operasyonu yürütüldüğünü bu iddianın da Newroz ile çöktüğünü ifade etti. Yıldırım sözlerine şöyle devam etti: "Newroz'a katılımın az olması için medya üzerinden algı operasyonları yürütüldü. Örneğin şehrin merkezi Bağlar'da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Çok yoğun çatışmalar başladı. Sur'a dönük yoğun yıkım ve bombardıman süreci devam etti. Halka dönük 'katliam olacak bombalamalar patlayacak' mesajı çok işlendi. AKP medyası da bu konuda hazırlık yapmıştı. Newroz'a katılım düşük olacak ve bunun üzerinden hamleler yapılacaktı. Medyasıyla, askeriyle, polisiyle Newroz'a dönük çok kapsamlı çalışmalar yürütülecekti. Böyle bir pozisyon almışlardı. Birinci sebep bu, ikincisi Amed Newroz'unu yasaklamayı göze alamadılar. Öncesinde Van'da, Mardin'deki yasakları halk tanımamıştı. Bu yüzden Amed Newroz'unu yasaklamayı göze alamadılar."
'Yeni durumun başlangıcı oldu'
Newroz günü sabah 08:00 saatinde alanda çekilen fotoğrafların havuz medyası ve anaakım medyası tarafından servis edildiğini de anımsatan Yıldırım, "Ancak saat on bir, on iki olmadan bütün bu hesapları suya düştü, rezil oldular. Bu açıdan Amed halkı rolünü oynadı, ölümü göze alıp alanı doldurdu. Halkımız bu Newroz'la bize çok önemli mesajlar verdi ve biz bu mesajı aldık. Bu yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Eski durum sona erdi. Artık baskılar ve saldırılar karşısında savunmada kalan duruş değişti. Bu Newroz yeni bir hamlenin başlatıcısı oldu. Böylece yeni bir durum değerlendirmesi gerektiği sonucu çıktı. Doksanlı yıllardaki Newrozlar nasıl yeni bir durumun habercisi olmuşlarsa bu Newroz da yeni bir durumun başlatıcısı oldu" diye konuştu.
'Kürtler Önderlikle yaşamak istiyor'
2016 Newroz'u "Özgür Önderlik, özerk Kürdistan ve demokratik Türkiye" şiarıyla hayata geçirdiklerini de hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti: "Kürt halkının artık önderliğinin esaret koşullarında kalmasına ve statüsüz bir Kürdistan'a tahammülü kalmamıştır. Arık halkın 12 Eylül faşizminden kalma pratiklere de tahammülü kalmamıştır. 2016 Newroz'u şu açıdan önemli oldu. Toplum artık mevcut yönetim anlayışını kırıp atmak istiyor. Artık Türkiye'nin demokratikleşmesi mecburiyeti açığa çıkmıştır. Kürtler artık özerk Kürdistan'da özgür önderlikle yaşamak istiyor. Bu doğrultuda 2016 Newroz'u özyönetim direnişlerinin en üst düzeyde toplumca sahiplenildiği ve sonuca ulaşılmak istendiği bir Newroz oldu."
'90'larda asit kuyuları, 2016'da vahşet bodrumları'
Kürt halkının duruşuyla sömürgeci güçlere büyük bir mesaj verdiğini belirten Yıldırım, şunları söyledi: "'Cizre huzura kavuştu' söylemlerinin halkın nazarında bir kıymeti olmadığı 2016 Newroz'uyla ortaya çıktı ve sömürgeci güçler bunu gördü. Cizre, Silopi, Hezex, Şırnak ablukası derinleştirilerek bir panik, korku yaşatılmak istendi. Cizre yöntemiyle Kürt halkına 'mücadele etmek isteyen herkesin sonu böyle olur' demek istendi. 90'larda biliyorsunuz asit kuyuları vardı. 2016'da da 'vahşet bodrumları' oldu. Amaç toplumu sindirmekti. Ama 2016 Newroz'u gösterdi ki bir sinme durumu söz konusu değil tam tersine artık büyük bir öfkeyle, karalılıkla bilenmiş bir halk gerçekliği var karşılarında."
'Cizre Mehmet Tunç'un takipçisi olacağını gösterdi'
Cizre'de 22 Mart'ta final Newroz kutlaması onları muazzam korkuttuğunu dile getiren Yıldırım, Cizre'ye giden tüm yollar kapatıldığını, adeta işgalci bir güç gibi davranarak şehre girişlerinin engellendiğini sözlerine ekledi. Yıldırım, "Her şeye rağmen o yıkımı, katliamı yaşayan Cizre halkı sokağa çıktı. Mehmet Tunç arkadaşın takipçisi olacaklarını çok net ortaya koydular. Kürt siyasi hareketi olarak halkla buluşmamızı engellemeye çalışıyorlar. Ama nafile bir çaba. Botan halkı her türlü katliamı yaşadı, binlerce köy yakıldı, faili belli cinayetler işlendi. Ama Botan halkı teslim olmadı. Her ne kadar Cizre Newroz'unda büyük halk kitlelerinin toplanmasına izin vermedilerse de bu Newroz büyük mesajlar içeriyor. En azından kendi payımıza bu mesajları aldığımızı belirtebilirim" diye konuştu.
Yıldırım, "Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; halkımızın 2016 Newroz'unu büyük bir sahiplenişi söz konusuydu. Bu bize de ciddi mesajlar verdi. Bu mesajları aldığımızı belirtmek istiyorum" dedi. (DİHA)