Çok ciddi bir iddia:
‘Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 3 ayda 10 trilyonluk ağaç alımı gerçekleştirdi.’
Çok ciddi ve üzerinde durulması gereken bu iddianın sahibi Ziraat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Samet Ucaman. Sözüne güvendiğimiz, kentin ziraatını, yeşil alanını bilen, bu konudaki girdi-çıktısına hâkim bir isim.
Konuya her ne kadar ‘nezaketen’ iddia desek de gözlerimizin önünde gerçekleşen, daha doğrusu gözlerimizin içine, içine sokularak gerçekleşen bir rant durumu var.
Hem de söküle, söküle, dikile, dikile!
Envanterde kalıcılığı olmayan bir malzeme;
ağaç, çiçek, yeşil, börtü böcek..
Sök, yenisini al, dik.
Sonra bir daha dik, sök, dik, yenisini al.
Uzat gitsin.
Don lastiği gibi.
Eh elbet bir gün kopacak.
Lastiğinde bir dayanma gücü var.
Koparsa ne olur?
‘Kıçları’ açıkta kalır!
3-5 maaş, çifte gelirler yetmiyor, bir de ağaç-çiçek-böcek işine de girmişler.
Yürüyün, kim tutar sizi.
Elbette Palmiye meselesi de var.
Israrla dikiyorlar.
Karasal iklimli Diyarbakır’da uzun vadede yaşama şansı olmamasına rağmen dikiyorlar arkadaş!
İnadına dikiyorlar.
Bizde soruyoruz;
Niye?
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Samet Ucaman’a eşlik ederek bende soruyorum:
Soruyoruz:
Palmiyeler havaalanının bulunduğu bölgeye, Mahabad Caddesine niye dikilmiş?
Limoni selviler neden kuruyor?
Kentteki ağaçlar neden yeniden sökülüp, sökülüp dikiliyor?
Aylardır Büyükşehir Belediyesi etrafında, içinde, çeperinde dönen fırıldakları yazıp çiziyoruz. Kayyum atandığı günden bu yana gerçekleşen soygun ve talandan söz ediyoruz, kentin bileşenlerinden de ses yok.
Kentin seçimle işbaşına gelmişlerinden hiç ses yok.
Sivilci Kuruluşlar var ya, hiç ses yok.
Kimse kimseyi üzmüyor.
Ey rant sen nelere kadirsin!