2019’dan kaçmış, bu lanet 2020’ye tutulmuştuk! Şimdi can havliyle 2021’e sığınacağız! 2020’de neler olmadı ki? Akla gelen ve gelmeyen her tür felaket yaşandı, yaşanıyor! Bıçakla kesilir gibi, kesilir mi olumsuzluklar? Bu yaşadıklarımız, bugünden yarına dönüşebilecek acılar da değil! Bu son yıllardan ağzımız fena yandığı için “yeni yıl”a elimiz yüreğimizde gireceğiz! Karın ağrısı yılların sorunlarını da taşıyacak içine gireceğimiz bu yıl! Bakalım 2021, adına yaraşır nitelikte yeni bir yıl olacak mı?
AMA MUTLAKA!
Ölümüne sıkkınım, üstelik hastayım da
Gözyaşlarından bir zincir boğazımı sıkıyor
Nârâ atarak büyüdüğüm sokaklar ablukada
Bir şey yapamamak beni kahrediyor!
‘’Yeni yıl’’ gecesidir, kulağım patlamalarda
Çocuklar ‘’Baba, bizle oyna!’’ diyor
Oynuyorum da
Çıkıp ağlamak da istiyorum balkonda!
Başka yolu yok, başka yolu yok artık!
Ya ölerek kurtulacağız bu barbarlardan
Ya da...
Anlıyorsun ya dünya!
Ama mutlaka!
01 Ocak 2016
Aydın ALP
AMED’İN KELEBEĞİ – J&J YAYINLARI - 2018
Söze dolaysız gireyim. Toplumumuz için, benim istediğim nedir yeni yıldan? Tabi ki bu lanet coronadan ve coronalı düzenden kurtulmak! Herkes için aş, iş ve özgürlük! Ve bunların olabilmesi için de öncelikle değişim ve yenilenme! Toplumsal yapımız eskidi, çürüdü, koktu! Köhneyen her şeyden kurtulmak gerekir!
İnsan, toplumsal bir varlıktır ve içinde yaşadığı toplumsal kültüre göre biçimlenir. Her birey için tümden böyledir diyemeyiz; ama çoğunluk için böyle. Bu saptamayı şunun için söyledim: Tek tek insanların çabasını aşan bir toplumsal boyut var! Hani denir ya hangi dünyaya kulak kesilmişse, öbürüne sağır! Evet, ''Bu güneşin altında söylenmedik söz kalmamıştır!'' özlü sözünde olduğu gibi insanlar yazıp çiziyor. Söylenmesi gereken çok şey de söyleniyor aslında. Ama insanlar, kendi yapısına uygun yaklaşımlara kulak kesilirler. Ve insanların kendini aldatmada müthiş yetenekleri var! İnsani yaklaşımlar, keşke herkese ulaşabilse! Bu dilek gerçekleşse bile aymazlığı sürdüren birçok insanın olacağı ''kuvvetle muhtemel''dir.
Kaotik bir ortamda yaşıyoruz, yaşatılıyoruz. Toz duman birbirine karışmış. Göz gözü görmüyor. Devasa vurgunlar yapıldı, yapılıyor! Toplumun bütün sütunları çökertildi. Kurumları olmayan bir topluma dönüştük; yani toplum olarak sokağa düştük. Öncekilerin günahı üzerine gelenler, dehşet yaşatıyor topluma. Politika ucuz ve kirli. Sivil inisiyatif yok! Bu kadar daralmış, ekonomik olarak çökmüşken, bir de pandemi bindirdi. Savaş
psikolojisi içinde dünyaya ait olmaktan çıkıyoruz! Açlık grevleri yine başladı, bir insanın açlık grevinde ölmesi, toplum olarak bizim de ölümümüzdür! Ah, kimseler ölmesin! AİHM kararları bile uygulanmıyor! Biliyorum, sözün hükmü yok! Köklü ve derin bir barışa mutlak ihtiyacımız var!
İnsanlığı kanatlandıracak barış ne zaman? Ölümün ve silah tekellerinin sesi baskın! İnsanlık hâlâ da çırpınmakta!
Ülke olarak da, dünya olarak da bu cendereden çıkamıyoruz. Az da olsa bazı ülkeler, bu ateş zinciri halkalarının dışında gibi! Barış, özgürce ve insanca yaşama atmosferidir! Biz savaş ve baskı atmosferinde homosapiens olmaktan çıkacağız bu gidişle! Cinayetler, tecavüzler, ölümler ölümler üstüne! Bir mezarlık yerine döndük!
YENİ YILI KARŞILAMA
bugün günlerden neydi
ben bu şarabı niye içiyorum
herkesin katıldığı bir gündü ama neydi
ve ben niye tek başımayım
ve bu şarap niye bu kadar acı //
yollarda kar serpeliyor
ben bu kadar acı şarabı niye içiyorum
herkesin katıldığı bir gündü ama neydi
ve ben niye tek başımayım
ve bu şarap niye bu kadar acı
bense kalabalık yaşamaya alışkındım
saçlarımın her telinde bir kız
ve saçlarım omuzlarımda
ve peşimde onca nefer
daha eylül öncesiydi
sokakları kahkahalarımla çınlattığım
ve şimdi niye böyle yalnızım
nerede sevdiklerim ve arkadaşlarım
ve ben niye bu şarabı içiyorum
ve böyle tek başına sokaklarda
bugün sahi günlerden neydi
ve bu şarap niye bu kadar acı
Aydın ALP-DİCLEM SAHAF YAYINLARI-2007//RUHLAR MAHŞERİ(Toplu Şiirler) J&J YAYINLARI-2015
Camide sesli bir şekilde, “Allah’ım para ver, ev ver!” diye dua eden Bektaşi’ye:“ Hoca, “Biz din iman diyoruz, sen para diyorsun!” diyenlere: “Herkes, kendinde olmayanı ister!” yanıtını veren Bektaşi gibi, ben de toplumumuz için özgürlük ve refah istiyorum; ama bunun yolunun da değişim ve yenilenmekten geçtiğini biliyorum. Köhnemiş düzenlerin de dualarla, dileklerle değişmeyeceğini biliyorum; ama zamanı gelmiş bir düşüncenin önüne geçilemeyeceği’ni de. Benim sözünü ettiğim ideoloji falan değil. Özgürlüklerin esas alındığı, ayrımcılığın ve yoksulluk ortadan kalktığı, adaletli bir üretim toplumu. İnsanların özgür, mutlu, umutlu, karnı tok ve huzur içinde yaşayacağı bir yıl diliyorum.
Aydın Alp