Ali Abbas YILMAZ
Diyarbakır 1 Mayısında, kısa bir gerginlik dışında herhangi bir olay yaşanmadı.
Katılımın düşük olduğu 1 Mayıs mitinginde işçi ve emekçilere seslenen HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, “Torba yasalarla bizi kandırmaya ve korkutmaya çalışıyorlar. Oysa biz mücadele edip torba yasaya hayır diyeceğiz. Bunlarla mücadele edeceğiz çünkü onların hukuksuz uygulamalarından korkmuyoruz korkmayacağız. Kadın ve özgürlük mücadelemizi zafere ulaştıracağız” dedi.
Emekçilere seslenen DİSK Genel İş 1’nolu Şube Eş Başkanı Zeynep Demir Akçer ise, “Sadece 2016 yılının ilk üç ayında 415 arkadaşımızı iş cinayetlerine kurban verdik. Bu sayı her geçen yıl daha da artıyor. İş cinayetlerinin son bulması için devleti daha sıkı denetime davet ediyoruz. Çıkartılan yasaların sermaye sahiplerine değil biz emekçileri koruması gerektiğini ifade ediyoruz” diye konuştu.
DİSK, KESK, DTO ve TMMOB bileşenlerinden oluşan Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformunun organize ettiği 1 Mayıs mitingi Diyarbakır İstasyon meydanında bini aşkın işçi ve emekçinin katılımı ile kutlandı.
Diyarbakır İstasyon meydanında dün kutlanan 1 Mayıs mitingine, DİSK, KESK, DTO ve TMMOB başta olmak üzere PAK, PSK, Haziran Hareketi, EMEP, ESP, Pir Sultan Abdal Dernekleri, Emekçi Diyarbakır Ermenileri, Liseli Öğrenci Birlikleri ve LGBT bireyleri katılım gösterdi.
Miting alanında katılım düşük olurken, mitingin ilk anlarında tertip komitesinden bir kişinin gözaltına alınmaya çalışılması kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Miting alanında bulunan sendika üyelerinin müdahalesi ile gözaltına alınmaktan son anda kutulan tertip komitesi üyesini yine arkadaşları teselli etti. İstasyon meydanında yapılan 1 Mayıs miting alanının etrafı bariyerlerle kapatılırken, alana giren tüm işçi emekçiler güvenlik noktalarında yapılan aramalardan sonra alana alındılar.
Türkiye genelinde 12 bin üyesi hakkında soruşturma başlatılan Eğitim Sen üyeleri ise, miting alanında soruşturmalara karşı imza standı açtı.
415 İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ
1 Mayıs miting alanına gelen tüm katılımcılar tek tek selamlanırken mitingin ilk konuşmasını DİSK Genel İş 1’nolu Şube Eş Başkanı Zeynep Demir Akçer yaptı. 5 Haziran günü İstasyon meydanında yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başlayan Akçer, Biz emekçiler biryandan bombalarla sindirilmeye çalışılarak katlediliyorken bir yandan da iş güvencesi olmayan koşullarda çalışmaya zorlanıyoruz. Sadece 2016 yılının ilk üç ayında 415 arkadaşımızı iş cinayetlerine kurban verdik. Bu sayı her geçen yıl daha da artıyor. İş cinayetlerinin son bulması için devleti daha sıkı denetime davet ediyoruz. Çıkartılan yasaların sermaye sahiplerine değil biz emekçileri koruması gerektiğini ifade ediyoruz” diye konuştu.
Hak ve özgürlükler genişlemeli
Diyarbakır 1 Mayıs mitinginde DBP adına ise Eş Genel başkan Kamuran Yüksek konuştu. İstasyon Meydanı'nda halka seslenen Yüksek, “Adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz ve bu adaletsiz dünya düzenine karşı yüzyıllardır işçiler emekçiler mücadele veriyor. Hiçbir hak ve özgürlük mücadele edilmeden, emek, değer verilmeden elde edilemiyor. Mücadele ile kapitalizmi geriletip belli oranda yaşam alanları oluşturabildiler. Bizim de daha fazla mücadele etmemiz, daha fazla emek vermemiz ve hak, özgürlük alanlarını genişletmemiz gerekiyor. Türkiye’nin, Kürdistan’ın her tarafında milyonlar halinde alanlara çıkarsak, dayanışma ve örgütlülüğümüzü geliştirebilirsek elbette burada da o egemen sınıfı geriletebilir, hak ve özgürlüklerimiz için yaşam alanları oluşturabiliriz. Soframızdaki ekmeği arttırabiliriz, insanca yaşayabileceğimiz koşullara kavuşabiliriz” diye konuştu.
Ulusal haklar tanınmış değil
‘Ezilenlerin mücadelesi ortaktır’ diyen Yüksek, “Ortak mücadele yürütebildiğimiz oranda hem ulusal olarak bizleri ezen hem sınıfsal olarak bizleri sömüren egemenleri geriletebiliriz. Kürdistanlılar olarak biz hem sınıfsal hem ulusal bir çelişki yaşıyoruz. Ulusal haklarımız tanınmış değil, kimlik haklarımız tanınabilmiş değil, kendimizi yönetme hakkımız tanınmış değil, onun içi de Kürt sorunu hala tüm yakıcılığıyla devam ediyor, emek sorunu da aynı şekilde devam ediyor” şeklinde konuştu.
‘Demokratik özerkliği’ iki nedenden dolayı önerdiklerini ifade eden Yüksek, “Demokratik özerklik hem ülkelerin üniter yapısını koruyabilecek hem de halkların özgürce yaşayabileceği bir modeldir. Bu model tüm kültürlerin, kimliklerin kendini özgürce ifade edeceği ve kendi kendini yöneteceği bir modeldir. Aynı zamanda emek sömürüsünü azaltacak hatta ortadan kaldıracak, yerinden demokrasiyi geliştireceği gibi yerelden kalkınmayı da geliştirecek bir modeldir. Bu kapitalist tekelciliği geriletecek olan bir modeldir. İşçilerin emekçilerin de demokratik özerkliği desteklemesi gerekiyor. ” dedi.
Özerkliğin Kürt sorununu da yoksulluk sorununu da çözecek diyen Yüksek, “Üzerinde yaşadığımız topraklarda neden bir başkası dışarıdan gelip sömürü düzenini kurabilsin. Diyarbakırlılar, Antepliler, Şırnaklılar kendi coğrafyalarında ekonomik üretim modellerini geliştirebilmeli. Kürt halkı hem kimliğini hem emeğini özgürleştirebilmeli ve insanca yaşam koşullarına kavuşmalıdır. ” şeklinde konuştu.
'Kimse işsiz kalmayacak'
Kürt halkının işçi ve emekçilerle birlikte demokratik özerklik mücadelesini yürütmesi gerektiğini ifade eden Yüksek, demokratik özerklik mücadelesini çarpıtanlara kanılmamasını istedi. Yüksek, "Kürdistan'da bütün halkın üretime dahil olduğu bir model var. Kimse işsiz kalmayacaktır. Ve bu üretimden kimse rant kazanmayacaktır. Adaletli eşit bir paylaşım sahibi olacaklar. İşte biz bu modeli Türkiye ve Ortadoğu'da hayata geçirmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Yeni bir demokratik çözüm için Öcalan’ın serbest bırakılması gerektiğini ifade eden Yüksek, “ Daha fazla insan ölmeden, daha fazla kentler tahrip olmadan, halkımız daha fazla yoksullaşmadan bu savaşı durdurmak, çözüm yolu bulmak zorundayız. Çözümün yolu da Sayın Öcalan’ın dışarıda hem PKK ile hem devlet ile toplumun her kesimi ile rahatça görüşebileceği, süreci bizzat yürütebileceği özgür koşullara kavuşabilmelidir. Mandela gibi serbest kalması lazım ve süreci yönetmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
'Korkmuyoruz, korkmayacağız'
HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel ise "Savaşı, yıkımı, köleliği önümüze hedef koyan, sindirmeye çalışan emeğin işçinin alınterini gasp eden iktidar anlayışına karşı mücadele ve direniş ruhumuzu genişleteceğiz ve kazanacağız. Torba yasalarla bizi kandırmaya ve korkutmaya çalışıyorlar. Oysa biz mücadele edip torba yasaya hayır diyeceğiz. Bunlarla mücadele edeceğiz çünkü onların hukuksuz uygulamalarından korkmuyoruz korkmayacağız. Kadın ve özgürlük mücadelemizi zafere ulaştıracağız" ifadelerini kullandı.
MECLİS SİZİN DEĞİL
Sadece HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılacağını belirten ve AK Parti milletvekilleri ile HDP’li vekiller arasında yaşanan kavgaya yönelik Başbakan Davutoğlu'nun sarfettiği sözleri eleştiren Demirel, “İlk önce aynayı kendinize çevirin. Meclis sizin resmi kuruluşunuz değil. Meclis halkın meclisidir. Sayın Başbakan kimin mecliste şiddet uyguladığını görmek istiyorsa meclis tutanaklarına bakabilir” dedi.
Mitingde konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca ise Kürt halkının ve emekçilerin talepleri için alanda mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek, "Demokratik çözüm için alanlarda olmaya devam edeceğiz. Başta Kürt halkının haklı talepleri için alanda olacağız. Mücadele bedellerle olur. Emekçiler sindirilmek isteniyor ama ne baskı olursa olsun sinmeyeceğiz" dedi.
TTB Merkez Konsey Başkanı Şeyhmus Gökalp ise emeğin değerinin bilindiği, farklılıkların eşit yaşadığı ve ötekileştirmenin olmadığı bir ortamda yaşamak istediklerini belirterek bunun için mücadele edeceklerine dikkat çekti.
'Mücadelemizi yükselteceğiz'
DİSK Genel-İş Genel Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Güleryüz de "Ne bu ülkede yaşayan halklar ne de biz emekçiler boyun eğeceğiz. Bedel ödeyerek kazanmış olduğumuz haklarımız ellerimizden alınmak isteniyor, ama biz buradan onlara sesleniyoruz asla buna müsaade etmeyeceğiz ve bunun karşısında direneceğiz. Bu hükümet yaptıklarının hesabını halka verecek. Faşizme karşı omuz omuza direnerek mücadelemizi yükselteceğiz" dedi.
Konuşmaların ardından miting Bajar ve Eğitim Sen Korosu'nun seslendirdiği ezgilerle devam etti.