Şebnem Korur Fincancı hakkında tahliye kararı
TİGRİS HABER - Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında ‘örgüt propagandası’ yaptığı iddiasıyla açılan davanın üçüncü duruşması İstanbul Çağlayan Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, 2 yıl 8 ay 15 gün cezası ile birlikte Fincancı'nın tahliyesine karar verdi.
Duruşması öncesi Çağlayan Adliyesi tamamen abluka altına alındı. Emniyet, adliye önünde yüzlerce metre uzunluğunda bariyer kurarak kapattı. Çok sayıda TOMA ve gözaltı aracı da adliye önünde bekletiliyor. Basın açıklamasının yapıldığı Çağlayan metro durağından adliyeye kadar olan 300 metre uzunlukta dar bir patika oluşturuldu. 24. Ağır Ceza Mahkemesi koridoru da yine polis bariyerleri kuruldu.
Basın açıklamasına çok sayıda sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri ve Cumartesi Anneleri katıldı. Hekimler beyaz önlüklerini giydi. Dünya Tabipler Birliği Temsilcisi Jacques de Haller ve Avrupa Hekimler Daimi Komitesi’nden Ole Johan Bakke de Fincancı’ya destek vermek için duruşmayı takip ediyor.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ikinci başkan Ali İhsan Ökten, burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
“Bugün, üçüncü defa ülkemiz demokrasisi ve hukuku açısından yaşadığımız utanç verici bir dönemin sonlanması için toplandık. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın duruşması az sonra başlayacak. Dün, 10 Ocak 2023 Pazartesi günü ise Ankara’da TTB Merkez Konseyi’nin görevden alınması için açılmış olan davanın duruşmasındaydık. Bu adliyelerin önünde bizlere bedel ödetme niyetinde olanlar şunu bilmeliler, tarihin çöp sepeti bu niyeti besleyenlerle doludur. Tamamen siyasi hedeflerle ve ayan beyan bir hukuksuzlukla sürdürülen bu sürecin artık sonlandırılmasını, hukuki hiçbir dayanağı olmayan kararlarla halen tutuklu bulunan Merkez Konseyi Başkanımız Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın derhal serbest bırakılmasını bekliyoruz. Geldiğimiz noktada mevcut iktidar çevreleri topluma demokrasi ve halk sağlığı için yıkım dışında bir şey vaat etmemektedir. Bu yıkım, hekimlerin meşru örgütü olan TTB’nin yargı eliyle muktedirler tarafından baskı altına alınmasında, Merkez Konseyi Başkanı’nın keyfi ve hukuksuz bir biçimde tutuklanmasında kendini göstermektedir. Bu süreci hep birlikte, dayanışmayla aşacağımızı, Şebnem Hocamızı özgürlüğüne kavuşturacağımızı ve yine hep birlikte hekimlik değerleri, mesleki bağımsızlık, toplumun sağlık hakkı, demokrasi ve özgürlük için mücadelemizi sürdüreceğiz. Geçmişte olduğu gibi bugün de kazanan, hekim meslek örgütümüz olacaktır.
'Adil yargılanma hakkı ihlal ediliyor'
Duruşma salonun kapısı 09.40’ta açıldı. Salonda hazır bekleyen Fincancı'nın etrafında yedi görevli jandarma bekliyor. Salon kısa sürede doldu. Duruşma salonun kapıları açık tutuluyor. Dışarda kalanlar da duruşmayı izlemek için kapıdan takip ediyor.
Salona ilk olarak mahkeme başkanı saat 10.10’da girdi. Mahkeme başkanı salona girer girmez avukatların isimlerini okuyarak duruşmayı başlattı. Kısa süre sonra diğer üye hakimler ve duruşma savcısı salona girdi. Hakim, savcıya mütalaasını sunmasını istedi. İddia makamı, önceki mütalaasını tekrar ederek Fincancı’nın tutuklu yargılanmasını talep etti. Duruşma, avukatların yargılama usulüne karşı itirazlarıyla devam ediyor.
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, yargılamanın usulüne itiraz etti. Eren, duruşma salonun küçük olması nedeniyle fiziki koşulları saplanamadığı için adil yargılanma hakkı ihlal edildiğini söyledi. Şebnem Korur Fincancı’yı savunmak için 800 avukat imza vermişti ancak mahkeme heyeti üç avukatla sınırlandırma getirmişti. Eren daha sonra mahkeme başkanının savunmayı üç avukatla sınırlandırma kararına itiraz ederek kararını kaldırmasını talep etti.
Mili Savunma Bakanlığı avukatının davaya katılım talebini değerlendiren mahkeme heyeti, üçüncü kez reddetti.
Fincancı: Korkunun ecele faydası yok
Esas hakkındaki mütalaaya karşı son sözleri sorulan Şebnem Korur Fincancı, savunmasına başladı: "Korkunun ecele faydası yok. Siz ne yaparsanız yapın biz şaşırtmaya devam edeceğiz. TTB’nin hedef olma gerekçesinin sizler için de olduğunu bilmeniz gerekiyor. Neymiş bizim suçumuz? Nitelikli anadilde eşit sağlık hizmeti istemişiz. Salgında koruyucu sağlık sistemini istemişiz. Sağlık hizmetlerinin ticarileşmesine karşı çıkmışız. Üç beş dakikada bir muayene olmaz dediğimiz için, hekimlerin özlük haklarına sahip çıktığımız için, sağlıkta şiddet olmasın dediğimiz için, iktidarın turkuaz tablosunun kap kara bir tablo olduğunu gösterdiğimiz için hedefteyiz." (Kaynak: Gazete Duvar)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.