Rawest araştırdı: Bölgede yeni partiye bakış
Rahatsız AK Partililer, demokrat yanı baskın İYİ Partililer, AK Parti-HDP arasında gidip gelen Kürtlerin hedeflendiği yeni parti arayışında öne çıkan üç isimden hiçbirinin tek başına hareket kapasitesi yok. Ortak akılla kurulacak bir ekipte ise Gül’ün liderliği ön plana çıkarken, Davutoğlu’nun ise daha hızlı adım atabileceği konuşuluyor.
Rawest Araştırma, eski AK Partililerin yeni parti arayışlarına ilişkin bölgede araştırma yaptı.
Bölgedeki sivil toplum, siyaset, medya aktörleri, din adamları, kanaat önderleri ve seçmenlerle yapılan görüşmelere dayanan araştırma mart - nisan arasındaki gözlem notlarından oluşuyor.
AK Partiye küskünleri, AK Parti ile HDP arasında gelip giden seçmenleri ve MHP’den İYİ Partiye kayan seçmenleri bir araya getirmeye niyetlenen yeni parti arayışlarına vatandaşların inancının giderek azaldığına vurgu yapılan araştırmada vatandaşların hayal kırıklığına şu ifadelerle yer verildi: “Her seferinde bu sefer çıkarlar dedik ama çıkmadılar, çıkmadıkça da ‘artık çıkmazlar’ kanaati oluşuyor.”
AK Parti iktidarına karşı bölgedeki vatandaşların genelinde ‘’cesaret edemezler’’ yönünde bir ön kabul mevcut.
Araştırmaya Katılanlara göre, “yeni bir parti kurulduğu taktirde, özellikle AK Parti ve HDP arasında 7 Hazirandan bugüne gidip gelen ve henüz bu iki partiden birine demirlememiş olan seçmenin ilk durağının yeni kurulacak bu siyasi parti olması mümkün. 7 Haziran 2015’ten 24 Haziran 2018’e gelen süreçte AK Parti’den HDP’ye geçiş yapmış seçmenin büyük çoğunluğundan yeni partiye geçiş olması ise oldukça zor görünüyor.”
Yeni partiler için isimler ve görüşler
Yeni parti iddialarının üç isimle gündeme geldiğinin belirtildiği açıklamada bu isimler: Abdullah Gül, Ali Babacan ve AhmetDavutoğlu.
Araştırmada Davutoğlu’nun bir lider olarak, hele de Erdoğan karşısında başarılı olamayacağını düşünen görüşmeciler ağırlıkta. Ayrıca Davutoğlu’nun Kürt seçmende ilgi görmeyeceği de araştırma notları arasında. Araştırmada Gül’e ilişkin olarak ise şunlar ifade ediliyor: “Gül isminin gündeme geldiği 24 Haziran seçimleri öncesinde Kürt illerinden aşırı bir ilgi olduğunu gözlemlemiştik. Örneğin Google’da bu ismi en çok aratan 10 şehirden 9’u Kürt şehirleriydi ve bu şehirler genelde AK Parti’nin yüksek oy aldığı (Urfa, Bingöl, Muş gibi) şehirler idi. Ayrıca seçime girip ikinci tura kalması durumunda bölgedeki dört büyükşehirde (Diyarbakır, Mardin, Urfa, Van) Demirtaş’ın ilk turda aldığı oydan daha yüksek oy alacağı araştırmalarımıza yansıyordu. Çünkü Gül ismi görüşmelerimizde de teyit edildiği üzere Kürtlerin hemen hemen bütün kesimlerince AK Parti ve Erdoğan’ın bugünkü pozisyonuna karşı AB normları, demokrasi, ılımlılık, ekonomik refah gibi durumları hatırlatıyor. Bununla beraber geciktikçe yeni siyasal hareket başlatmak için heyecan yaratamayacağı söylentileri de çoğalmakta. Ama dikkate değer biçimde, Gül isminin; içinde, arkasında veya önünde olmayacağı bir yeni partinin/hareketin toplumun geniş nezdinde yeterli güveni oluşturamayacağı da kabul ediliyor.”
Tek başına hiç biri, ortak akılla belki!
Araştırmada Babacan’ın artı eksi yönleri değerlendirilirken, ortak fikir Gül’ün başını çektiği, Babacan ve Davutoğlu tarafından desteklenen bir ortak çalışmaya daha çok şans tanınıyor. Araştırmada söz konusu alternatif şöyle ifade ediliyor: “Babacanın dezavantajıysa Gül ve Davutoğlu gibi tek başına bir lider profilinden çok bir ekibin ortak aklı üzerinden uzlaşılmış isim profili çiziyor görünmesi. Güçlü liderlik sergileyemeyeceği, Erdoğan karşısında tutunmasının daha zor olabileceği gibi kanaatler sıkça dile getirilmektedir. Ancak görüşmecilere göre “gerek Erdoğan tarzı liderliğin kamuoyunda sebep olduğu yorgunluk” gerek İmamoğlu’nun tarzının giderek daha geniş bir kesim tarafından beğenilip benimsenmesi, yumuşak ve “tek adam olmayacak” bir lider profiline ilgiyi arttırıyor. Görüştüğümüz aktörler iç politikada bu profilin bir rahatlamaya vesile olabileceğini ama dış politika için genelde “kararsız” olduklarını dile getirmişlerdir. Görüşmelerimize göre Gül’ün açıkça arkasında olduğu, Davutoğlu’nun fikri altyapısı ve teşkilat metafiziğini sağladığı, Babacan’ın ekonomik refah ve demokrasi vaad ettiği bir hareketin “HDP ve AK Parti’nin yıpranmışlığı üzerinden yeşermesi” zor olmayacaktır. Özellikle Gül’ün bölgedeki büyük aile gruplarını yeni partiye katmasının ve küskün AK Partili eski kadroları iknasının bu vesileyle daha kolay olacağı düşünülüyor. Gül’ün bütün statüleri yaşamış ve doymuş bir lider olarak polemiklerin ve günlük siyasetin içinde yer almasından çok, onun destekleyici pozisyonda olup Babacan’ın hareketi yürütmesi daha doğru görülüyor.”
Yeni partiden kısa dönemli politik beklentiler
Rahatsız AK Partililer, demokrat yanı baskın İYİ Partililer, AK Parti-HDP arasında gidip gelen Kürtlerin hedeflendiği yeni parti arayışını değerlendiren katılımcılara göre söz konusu partinin izlemesi gereken kısa vadeli politikalar ise şöyle sıralanıyor: “Kamu hizmetlerine alımlarda mülakatların ve güvenlik soruşturmalarının kaldırılması, yargı reformu ile hukukun standart bir forma kavuşturulması gibi son dönemlerde en fazla mağduriyet üreten gündemler dile getiriliyor. Kürt meselesinde anadilin resmi statü kazanması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi gündemlerin ise orta vadeli hedefler olması gerektiği değerlendiriliyor.”
“Davutoğlu erken bir çıkış yapabilir”
Araştırmada yeni parti için adı geçen üç isimden Davutoğlu’nun daha hızlı davranabileceği değerlendiriliyor: “Gül-Babacan ve Davutoğlu kulislerine bakılırsa bu iki hareketin giderek birbirinden ayrıştığı, birlikte hareket etme ihtimallerinin azaldığı görülüyor. Bu ihtimali sorduğumuz aktörler Davutoğlu’nu görece daha “hırslı ve aceleci” Gül’ü ise “fazla yavaş ve rahat” değerlendiriyorlar. Bu sebeple Davutoğlu’nun daha erken çıkış yapıp dezavantajlarına rağmen Gül-Babacan hareketinin yerleşmesi beklenen alanı da kapabileceği, güçlü bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.” (Haber Merkezi)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.