"Kürtler birlikte hareket etmeli"

"Kürtler birlikte hareket etmeli"
Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (T-KDP) kurucu Genel Başkanı Mehmet Emin Kardaş, 24 Haziran’da yapılacak erken seçimler ve ittifaklar konusunda gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (T-KDP) kurucu Genel Başkanı Mehmet Emin Kardaş ile erken seçim ve Kürt ittifakı üzerine konuştuk.

Ali Abbas Yılmaz / Özel

‘Erken seçim kararından etkilenmedik’

Erken seçim kararı sizi nasıl etkiledi?

Doğrusu kimse bu denli bir erken seçim beklemiyordu. Çünkü hükümet erken seçim lafını duyduğu her yerde buna şiddetle karşı çıkıyor ve seçimlerin zamanında yapılacağını kesin bir dille ifade ediyordu. Fakat MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin ani bir şekilde yaptığı erken seçim çağrısı bütün bu tabloyu tersine çevirdi. Bahçeli’nin 26 Ağustos çıkışı siyaset gündemine bomba gibi düşerken, ertesi gün hükümetin Bahçeli’den de daha hevesli bir şekilde davranarak erken seçimin 24 Haziran günü yapılacağı yönünde bir karar açıklaması beklenen bir durum değildi. Yani, bu açıklama ile herkes bir sarsıldı, ne oluyor diye. Tüm kamuoyu bu karar karşısında şoke oldu ama biz PDK-T olarak bundan etkilenmedik. Neden etkilenmedik; çünkü biz kendimizi ne milletvekilliği seçimlerine ne de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine endeksleyen bir parti değiliz. Biz kendimizi yerel seçimlere hazırlıyor ve bunun için örgütleniyoruz.

‘Hükümet erken bir seçimle ömrünü uzatmak istiyor’

 Hükümetin erken seçim kararı almasını siz nasıl yorumluyorsunuz, partinize göre hükümeti erken bir seçime sev eden dinamikler nedir?

Kanımca erken seçimlerin bu kadar ani olmasının altında İYİ Partinin seçime katılımının engellenmesi hesabı vardı. Diğer taraftan da seçimlerin zamanında yapılacak olması Cumhur ittifakı açısından zararlıydı. Çünkü zaman geçtikçe iktidarın kamuoyundaki yıpranmışlığı daha da artacaktı. Aynı zamanda seçim süreci uzadıkça Cumhur ittifakı da yıpranacaktı. Çünkü gerek Afrin gerekse de Bağımsızlık referandumu döneminde hükümet ve ortağının çok olumsuz açıklamaları vardı. Bu açıklamalar Kürtleri çok kırdı. Kürtlerde hükümete olan hoşnutsuzluk gün geçtikçe kartopu gibi büyüyordu. Hakeza ekonomideki gidişat gün geçtikçe ağırlaşıyordu; işsizlik, yoksulluk almış başını gitmiş, ekonomik yatırımlar durmuş, döviz yükselmiş, Türk parasının değeri düşmüştü. OHAL’in uzatılmasının toplumda oluşturduğu rahatsızlık gün gün daha da artıyordu ve hükümet 2019 Kasım’ına kadar bu süreci bu şekilde götüremezdi. Hükümet gün geçtikçe toplum nezdinde bir erozyon kaybı yaşıyordu ve bu süreç daha fazla sürdürülemezdi. Yani, hükümetin erken seçime sarılarak ömrünü biraz daha uzatma çabasıdır bu. Bugün OHAL altında seçimlere gidiliyor ve bu da daha önce hiçbir ülkede görülmüş bir şey de değil.

‘Biz PDK-T olarak ittifakın genişletilmesi yönünde görüş bildireceğiz’

Kürt partileri arasında süren bir ittifak görüşmesi var. 6 parti arasında süren bu ittifak görüşmeleri ne aşamadadır, ittifakın genişlemesi mümkün müdür?  

Biz Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi olarak Ekim 2017’de bir ittifak önerisini o arkadaşlara götürdük. Biz Kürt ittifakının 2019 seçimleri için gerekli olduğunu herkesten önce dile getirdik. Şuana kadar ittifak konusunda toplantılar yaptık. Bu toplantılar neticesinde oldukça olumlu bir noktaya da geldik. Kürt ittifakı temelinde bir protokol hazırladık ve bu ay sonunda bu protokolü kamuoyuna deklere edeceğiz. Diğer taraftan tabii ki bu ittifakı daha da genişletmek lazım. Biz PDK-T olarak ittifakın genişletilmesi yönünde görüş bildireceğiz. Tabii ki ittifak ilkeler üzerinde yapılır ve biz bu ittifakın genişletilmesi için bir ilkesel çerçeve sunacağız.

‘Biz Türkiye’nin iktidarına da talip değiliz’

Kürt ittifakı seçimlerde nasıl bir tutum sergileyecek?

Biz PDK-T olarak Ankara’nın iktidarına talip değiliz.  Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili bir çalışmamız yok. Bu kapsamda seçimleri boykot dahi edebiliriz. Ama bizim ittifak yaptığımız partiler, dostlarımız, ortaklarımız farklı düşünüyor olabilirler. Biz parti olarak Türkiye genelinde değil yerelde iktidara talibiz. Biz geçtiğimiz seçimlerde de bunu yaptık, genel seçimlerde tabanımızı serbest bıraktık. Biz Türkiye’nin iktidarına da talip değiliz. Bizim ne birini iktidara getirme ne de birini iktidardan düşürme diye bir derdimiz yok. Çünkü biz iktidarda olanlarla iktidara talip olanlar arasında benzerlik olduğunu düşünüyoruz, aralarında bir fark görmüyoruz. Biz sadece bölgemizde iktidar olmaya çalışacağız. İl encümenlikleridir, köy muhtarlıklarıdır, belediye başkanlıklarıdır, biz bunlara hazırlanacağız. Biz sadece kendi bölgemizde egemen olmaya çalışıyoruz.

‘Ankara’da tek bir vekilimiz olmasa da Ankara üzerinde etkide bulunabiliriz’

Merkezi hükümetle işinizin olmadığını ve yerelde iktidar olmak için siyaset yürüttüğünüzü söylediniz ancak ülkeyi yöneten merkezi hükümettir ve siz yerelde de olsanız merkezi hükümetin oluşturduğu parlamentodan çıkan yasalara tabisiniz. Haliyle merkezi hükümetten kendinizi nasıl dışta tutabilirsiniz?

Bu bir dışlama değildir bu bizim imkânlarımızın dışındadır. Evet, partimiz de mevcut yasalara göre kurulmuş ve bu yasalara tabi bir partidir. Biz şuna inanıyoruz Ankara’da tek bir vekilimiz olmasa da biz eğer burada bir güç olabilirsek Ankara üzerinde etkide bulunabiliriz. HDP’nin de 80 milletvekili vardı şimdi o milletvekilleri nereye gitti? Bütün Kürtlerin partimize oy verdiğini ve biran için 150 milletvekili çıkardığımızı düşünelim. 600 vekil içerisinde 150 milletvekilinin etkisi ne olabilir ki? Yani, bölge lehine, Kürtlerin lehine verdiğin her önerge reddedilebilir. Bir gün olur da bizi Ankara’da görmek isterlerse ilk olarak parlamenterlerin yemin metninin değişmesi gerekir. Bu yeminde Türk halkı kendini içinde bulduğu kadar Kürt halkı da kendini içinde bulacaktır bu metinde. İkincisi, Kürdistan’da seçilecek her partiden her milletvekili Ankara meclisinde Kürt parlamenteri olarak sıfatlandırılmalı. Bu çok zor değil, Atatürk’ün ilk meclisinde de vardı Osmanlı’nın son dönem meclisinde de vardı. Üçüncüsü, Kürdistan tanımlaması üzerindeki yasaklar kalkmalı. Eğer bunlar sağlanırsa biz de o zaman Ankara meclisine aday oluruz.

‘Kürtler tek elden yürümeli’

Türkiye’de hiçbir halk Kürtlerden çok değildir. En büyük kitle Kürt nüfusudur ama hala yok sayılıyoruz. Bu nedenle biz diyoruz ki, kendi bölgemiz bize yeter, Ankara bize lazım değil. Kürtlerin gerçek ittifakını kurmak lazım. Yani, Kürtler tek elden yürümeli. Şuan bizim çalışmalarımızın dışında olan iki siyasi parti var biri HDP diğeri de HÜDA PAR’dır ve en ağırlıklı olan partiler de bunlardır. Eğer bu iki parti gerçekten biz Kürdüz, Kürdistan’da yaşıyoruz, Kürt milleti, halkı vardır; Kürlerin de meşru hakları vardır; Araplar, Pomaklar, Çerkezler, Türkler gibi onlar da bir millettir; Kürtlerin de toprağı, suyu, tarihi vardır derlerse onlarla ittifak yaparız. HÜDA PAR ve HDP tüm bu saydığımız hususları (Kürtler de bir millettir ve devlet hakları vardır. Kürtlerin bütün ulusal değerlerine sahip çıkıyoruz.) kamuoyuna deklere etsinler biz de onlarla ittifaka varız.

‘İktidar Kürtleri son altı ayda çok incitti’

AK Parti MHP ittifakının bölgedeki muhafazakar seçmende nasıl bir etkisi oldu. Sizce bu durumun seçimlere yansıması nasıl olur?

Ben bir Kürt olarak bundan rahatsızım, partimiz de rahatsızdır. Bir millet olarak düşünürsek her Kürdün bundan rahatsız olması lazım. Çünkü bu iktidar Kürtleri son altı ayda çok incitti. Kürtleri çok kırdı hatta diyebilirim ki tehditvari söylemlerle Kürtlerin onurunu kırdılar. Halen de bu tehditler devam ediyor. Onun için her Kürt buna karşı çıkmalıdır. Ama biz siyasiler olarak bir araya gelmezsek, birlik oluşturmazsak tek başına kalan Kürt ne yapsın; kendi geçimini sağlamak, kendi yaşamını idame ettirmek için bir menfaat peşine koşacaktır. Sahibi olmayan Kürt ne yapsın! Bizim için tek şans var Kürtler birlikte hareket etmelidir. Güçlü bir Kürt ittifakı sağlanırsa burada ne CHP ne MHP ne de Cumhur ittifakı oy çıkarabilir. Kürt milleti onurlu bir millettir ve sen ona sahip çıkarsan o da seni yalnız bırakmaz. Bizim her şeyden önce bu halktan özür dilememiz lazım. Bu halka karşı çok yanlış yapıldı. Biz Kürt siyasetçileri olarak bu halkı çok incittik, ona çok zarar verdik. Kendimi de içine katarak söyleyeyim Kürt siyasi Baronları olarak bu halka özür borcumuz var. Eğer biz bir araya gelirsek ve bu halktan özür dilersek halk o zaman bizi kollayacak, etrafımızda kümelenecek o zaman göreceğiz. Ama maalesef biz hala daha bu halimizle başkalarının peşinde koşuyoruz. Kürtler bu seçimde ulusal değerler etrafında birleşmeli ve bu değerler üzerinden yükselmelidir. Kürtlerin birlik olmaktan başka şansları yok!

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.