Kayıp yakınları Dr. Aydın'ın akıbetini sordu
Bu haftaki oturma eyleminde 1994 yılında Diyarbakır'ın Çınar İlçesi'nde kaçırılarak kaybedilen Dr. Recai Aydın'ın akıbeti soruldu. İHD Batman Şube Başkanı Osman Künteş de, 1990'lı yıllarda binlerce insanı katleden faillerin bir an önce yargı önüne çıkartılması gerektiğini belirterek, failler bulununcaya kadar alanlarda olacaklarını söyledi.
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemi 247'inci haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam etti. Oturma eylemine İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER, KESK'e bağlı sendikaların temsilcileri ve kayıp yakınları katıldı. Üzerinde "Onlar Bir Gece Ansızın Evlerinden Alındılar ve Bir Daha Geri Dönmediler" yazılı pankartın açıldığı ve kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eyleme bu hafta SES Diyarbakır Şubesi üye ve yöneticileri katılarak destek verdi.
'Tüm ısrarlara rağmen kayıplar bulunmuyor'
Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, her hafta bu alanda bir kaybın öyküsünü gündeme getirdiklerini belirterek, "Her hafta burada kayıplarımızın nasıl kaybedildiğini, kimler tarafından kaybedildiğini, olayın nasıl geliştiğini anlatmamıza rağmen, maalesef yetkililer kayıplarımızın akıbetinin ortaya çıkarılması konusunda bir çaba içerisine girmiyor. Israrla kayıplarımızın sorumlularından hesap sorulmasını istememize rağmen, bu taleplerimiz yerine getirilmiyor" dedi.Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve hasta mahpusların durumuna da dikkat çeken İnceören, son dönemlerde cezaevlerindeki baskılarda artış olduğunu, bu konuda çok sayıda başvuru aldıklarını dile getirdi. Adalet Bakanlığı başta olmak üzere yetkili organlara sorunları aktarmaya çalıştıklarını kaydeden İnceören, cezaevlerindeki baskılara bir an önce son verilmesini istedi.
'90'lı yıllarda 40'ın üzerinde sağlık çalışanı katledildi'
İnceören'in ardından SES Diyarbakır Şube Başkanı Hülya Alökmen, 90'lı yıllarda 40'ın üzerinde sağlık çalışanın faili meçhul cinayetlere kurban gittiğini veya kaybedildiğini belirterek, bugün de kaybedilen bir sağlık çalışanının kaybediliş öyküsünün anlatılacağını hatırlattı. SES olarak bu alanda kayıplarının akıbetini soran annelere her zaman destek vereceklerini ifade eden Alökmen, annelerin mücadelesi ve direnişinin eninde sonunda başarıya ulaşacağını sözlerine ekledi.
Dr. Recai Aydın'ın kaybediliş öyküsü anlatıldı
Alökmen'in konuşmasının ardından İHD Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu Üyesi Necibe Güneş Perinçek, Diyarbakır'ın Çınar İlçesi'nde 4 Temmuz 1994 tarihinde kaçırılarak kaybedilen Doktor Recai Aydın'ın kaybediliş hikayesini anlattı. Dr. Aydın'ın Çınar Sağlık Ocağı'nda çalıştığını ancak Diyarbakır'da ikamet ettiğini, bu nedenle her gün Diyarbakır'dan Çınar İlçesine özel aracıyla gidip geldiğini anlatan Perinçek, "Olay günü yine işe gitmek için yola çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. Arabası Çınar ilçesi yol güzergâhı dışında, Silvan Bağdere Jandarma Karakolu'na yakın bir mesafede kapıları açık halde bulundu. Ailesi Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'na ve diğer tüm resmi kurumlara başvurularda bulundu. 17 Ağustos 1994 de Uluslararası Af Örgütü'nün çağrısıyla dünyanın pek çok yerinden dönemin Başbakanı Tansu Çiller'e ve Adalet Bakanı Mehmet Moğoltay'a 'Dr. Recai Aydın'a ne oldu?' sorusunu soran mektuplar gönderildi. Ancak Tüm çabalar sonuçsuz kaldı" dedi.
'Abdulkadir Aygan itiraf etmişti'
Recai Aydın'ın JİTEM tarafından evinden kaçırılıp infaz edilen Vedat Aydın'ın ve 27 Mart 1994 tarihinde yine JİTEM tarafından iki arkadaşıyla birlikte gözaltına alınıp kaçırılan ve cenazeleri Silvan yolunda bulunan Necati Aydın'ın akrabası olduğunu hatırlatan Perinçek, JİTEM tetikçisi Abdulkadir Aygan'ın Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na ilettiği yazılı ifadesinde, Recai Aydın'ın JİTEM tarafından infaz edildiğini itiraf ettiğini söyledi.
Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları 20 yıl önce kaybedilen Dr. Recai Aydın anısına 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi.
BATMAN
Batman'da da İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla düzenlediği oturma eylemi 247'inci haftasında Gülistan Caddesi'nde yapıldı. Kaybedilen ve faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin resimlerinin bulunduğu "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" yazılı pankartın açıldığı eyleme çok sayıda kayıp yakını, İHD üye ve yöneticileri, Barış Anneleri İnisiyatifi, BDP, MEYA-DER, STK temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Eylemde ilk konuşan İHD Batman Şube Başkanı Osman Künteş, 1990'lı yıllarda binlerce insanı katleden faillerin bir an önce yargı önüne çıkartılması gerektiğini belirterek, failler bulununcaya kadar alanlarda olacaklarını söyledi. Hakkari'nin Şemdinli ilçesinin Altınsu (Şapeta) köyünün İncesu (Sererû) mezrasında hayvan otlatan çocukların bulduğu cismin patlaması sonucu, 8 yaşındaki Behzat Özer'in yaşamını yitirmesine tepki gösteren Künteş, 1988 yılından bu yana yüzlerce çocuğun bu cisim patlaması sonucu yaşamını yitirdiğini ve şu ana kadar bu mayınların temizlenmediğini belirtti.
'İdamlar çağ dışı ve zulümdür'
Künteş'ten sonra açıklama yapan İHD Batman Yöneticisi İlyas Ekinci, 90'lı yıllarda bölgede yaşanan çatışmalı dönemde kaybedilenlerin akıbetinin belirlenmesi, faillerin yargı önüne çıkarılması konusundaki eylem ve etkinliklerin 247'nci haftasında olduklarını dile getirdi. Muş cezaevinde siyasi kadın tutsaklara uygulanan baskı sonucu isyan çıktığını hatırlatan Ekinci, "İnsan hakları savunucuları olarak, son günlerde cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin insani ve hukuki olmadığını belirtiyoruz. Cezaevlerinde mahpuslara uygulanan baskı ve şiddetin toplumu yeniden gereceğini ve huzurun bozulmasına neden olacağını belirtmek istiyoruz. Ve bir kez daha hükümetin ve Adalet Bakanlığı'nın dikkatini cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine çekmek isteriz" dedi. İran cezaevlerinde bulunan Kürt siyasetçilerin sistematik bir şekilde idam edilmesinin doğru olmadığını belirten Ekinci, "Bu uygulamaların çağ dışı olduğunu ve zulüm olduğunu ifade etmek istiyoruz. 21. yüzyılda hala siyasi düşüncelerinden dolayı insanlar idam ediliyorsa bu düşündürücüdür" diye konuştu.
Açıklama oturma eyleminin ardından sona erdi.
(diha)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.