Kaplan: AKP makul katiller yarattı
ANKARA - Selahattin Eyyubi'yi anarken, Orta Doğu'da, dış politikada Müslümanı Müslümana vurduran politikaları gördük" dedi.
Meclis'te devam eden bütçe görüşmelerinde söz alan HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Hükümetin iç ve dış politikasını eleştirdi. Hükümetin, Orta Doğu'da izlediği yayılmacı, mezhepçi politikanın iflas ettiğini ve faturasının ağır olduğunu belirten Kaplan, Irak ve Suriye'de El Kaide, El Nusra ve DAİŞ'le ideolojik akrabalığın Türkiye'yi yalnızlaştırdığını söyledi. DAİŞ'in Şengal, Mahmur ve Kerkük'ü dönük saldırılarına Türkiye'nin sessiz kaldığını bugün ise çetelerin Şengal'den sökülüp, atıldığını kaydeden Kaplan, "Yine, 'PYD'yle IŞİD/DAİŞ aynı' dediniz. Rojava Kürdistan'ı Kobani'de, özgürlük savaşçılarının topraklarını, onurlarını koruma mücadelesini yok saydınız. Rojava halkınının güvenini yetirdiniz. Stratejik körlük yaşadınız. Kobanê düşmedi, tabii ki Hükümetinizin küçük hesapları düştü. BM'nin ve sonrasında, koalisyon güçlerinin dayatması karşısında geri adım attınız, çark ettiniz" diye konuştu.
Çözüm bütçeye girmedi
Hükümetin iç politikada da yanlış yol ve yöntem izlediğini belirten Kaplan, çözüm sürecine bütçede yer verilmediğine dikkat çekerek şöyle devam etti: "Türkiye'nin barışı, refahı, kalkınması ve demokrasisi için son derece önemli olan çözüm süreci konusunda otuz yıllık çatışmanın bilançosunu 1,2 trilyon olarak sayarken burada iki yıldır süren görüşmelerde tek mermi patlamamasına rağmen iki yılın pozitif yansımalarını bütçeye koymadınız. Barış ve çözüm olduğu zaman Türkiye'nin ekonomisinin nasıl şaha kalkacağını görmediniz. Kör bir siyaset izlediniz, hâlâ devam ettiriyorsunuz."
AKP, devleti çiftliğe çevirdi
Hükümetin politikalarını özdeyişlerle karşılaştırarak değerlendiren Kaplan şöyle konuştu: "Biz Hazreti Ömer'in adaletini ararken makul şüpheli yurttaş ve makul katiller yarattınız. Selahattin Eyyubi'yi anarken, Orta Doğu'da, dış politikada Müslümanı Müslümana vurduran politikaları gördük Mevlâna'yı anarken 'Kim olursan ol yine gel' yerine yandaş olan beri gelsin diyenleri de gördük. Hacı Bektaş Veli'yi anarken 'Bir olalım, iri olalım, diri olalım' derken ayrıştıranları gördük. Nazım Hikmet 'Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine' derken TOMA'larda, gazlarda, kelepçelerde özgürlüğümüzü, kardeşliğimizi yitirdiğimizi gördük. Ahmed-i Hani'yi anarken 'Mir meclisi toplamasa dahi sanatçı ne yapsın? Gülümseyen gonca güller olmazsa şeyda bülbül ne yapsın?' derken siz, sanatı, sanatçıyı küstürdünüz. Baskıda, sansürde sınır tanımadınız; renklerimizi soldurdunuz, seslerimizi kıstınız. Partizanca kadrolaştınız; bir günde eğitimin, sağlığın müdürlerini görevden aldınız, devleti çiftliğe çevirdiniz."(Diha)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.