“HÜDA PAR İLE SIKINTILARIMIZ OLSA DA SEÇMENLERİYLE BİR SORUNUMUZ YOK”
HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı M. Şerif Camcı ile seçim ittifakları, seçim çalışmaları ve aday adayı belirleme süreçlerine ilişkin konuştuk.
Erken seçimin nedeni dış dinamikler
Öncelikle hükümeti 24 Haziran gibi çok kısa bir zaman diliminde erken bir seçime mecbur bırakan dinamikleri siz nasıl değerlendiriyorsunuz. Sizce hükümet neden erken seçim dedi?
Erkene alınan Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin temel nedeni, iç siyasetteki dalgalanmalar gibi gözükse de tam da bunun en önemi nedeni Türkiye’nin konjonktürel olarak Ortadoğu’daki gelişmelere bağlı olduğunu düşünüyorum. Ağrılıklı nedenin dış dinamiklerden kaynaklı bir seçim olduğu kanaatindeyim. Bunu nereden çıkarıyoruz; çünkü bu seçime baskın bir seçim denilmesinin yanı sıra aynı baskın seçimin AKP için de söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Bilinenin aksine eminim AKP’nin kendisi bile bu tarihte bir seçim düşünmüyordu. Ortadoğu’daki hızlı gelişmeler ve özellikle Amerika’nın son iki yıldır Rusya’nın ataklarına sessiz kalması ve en son olarak Suriye sahasına yaptığı müdahale, önümüzdeki günlerdeki kimi gelişmelerin habercisi niteliğindedir. Türkiye ise Ortadoğu’daki olası gelişmelere dönük olarak pozisyonunu sağlamlaştırmak ya da yeni ve kendisine göre daha iyi bir pozisyon belirlemek amacıyla önündeki seçimleri biran evvel gerçekleştirme ihtiyacı hissettiği kanaatindeyim. Yani, AKP Ortadoğu’daki yeni sürece kendi rejimini güçlendirerek girmek istedi ve bunun için de erken bir seçim gündeme geldi. Elbette ki AKP bunu yaparken iç siyasette de kendisine avantaj sağlayacak hususları göz önüne almıştır. İYİ Partinin yükselişi, Saadet Partisinin mevcut durumu, MHP’nin her geçen gün erimeye doğru gitmesi, ülkedeki ekonomik durumun giderek kötüleşmesi gibi nedenler de erken seçim kararının alınmasında hükümet açısından göz önünde bulundurulan hususlardır. Tabii ki başta da belirttiğim gibi erken seçimin esas nedeni, ABD ve birlikte hareket ettiği uluslararası cephenin Ortadoğu’ya yeni bir olası müdahalesi ve bu yeni gelişmelere hükümetin kendince elini daha güçlendirecek şekilde girme isteğidir.
‘Çağdaş dünya bu seçimi demokratik bir seçim olarak kabul etmeyecektir’
24 Haziran erken seçim kararı alınırken aynı zamanda OHAL de uzatıldı. Muhalefet açından OHAL altında bir seçim çalışmasının handikaplarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
AKP rejimi maalesef seçimlerin OHAL altında yapılmasını iç siyasete çok olağan bir gurummuş gibi sunmaya çalışıyor. OHAL’in yurttaşlarla ilintili olmadığı yönünde bir söylem geliştiriyor. Oysa tüm dünya bu söylemi gülümsemeyle karşılıyor. Dünyanın hiçbir yerinde demokrasiden söz edilen hiçbir ülkesinde böyle bir söylemin demokratik teamüllerle örtüşmeyeceği ortadadır. En ufak bir seçim propagandasının bile, küçük bir seçim bürosunun açılmasının bile OHAL koşullarında ve özellikle de bölgede izne bağlandığı; serbest propaganda yapma koşullarının alabildiğine sınırlandığı -çok dar bir zamana sıkıştırılan bir seçim gerçekliğinden söz bile etmiyorum- bir atmosferde muhalefet açsından herhangi bir seçim aktivitesinin ciddi engellemelerle karşılaşacağını geçmiş deneyimlerden de çok yakinen biliyor ve görüyoruz. Bütün bu nedenlerden dolayı OHAL altında yapılan böyle bir seçimin sonuçları ne olursa olsun meşruiyeti tartışmalı olacaktır. Çağdaş dünya bu seçimi demokratik bir seçim olarak kabul etmeyecektir. Ama her şeye rağmen tüm olumsuz koşullara rağmen biz elimizden gelene her türlü çabayı göstererek halkımızla el ele vererek seçim çalışmamızı en etkili bir şekilde yürüteceğiz.
‘20 milyonluk bir halkın iradesi hiçe sayıldı’
Erken de olsa bir seçim gündemde ve seçimlerin en öncelikli meselesi de ittifaklar. Hâlihazırda iki ittifak da HDP’siz gerçekleşti. Yine, “Kürt seçim ittifakı” ve bu ittifakın HDP ve HÜDA PAR’ı kapsaması yönünde çabalar olduğunu biliyoruz. İttifaklar meselesine partinizin bakışı nedir?
Hem “Cumhur” hem de “Millet” ittifakının ne cumhurla ne de milletle ilgisinin olmadığını herkes biliyor. Elbette ki siyasi partiler kendilerine her türlü nitelemeler yapmakta serbesttirler. Söz konusu bu ittifaklar belli merkezlerde, belli amaçlarla ve halkın, ülkenin geleceğini düşünmeden yürütülen arayışlar sonucu ortaya çıkmıştır. Eğer böyle olmasaydı, HDP gibi 6 milyon oy almış bir parti ve bu partiye oy veren yurttaşları aileleriyle birlikte düşünürseniz yaklaşık 20 milyonluk bir halkın iradesi hiçe sayılmazdı. Bu realite tüm partiler üstü bir yaklaşımı gerektirir. Seçimlerden başarılı çıkarsınız çıkmazsınız, hedeflerinize ulaşırsınız ulaşmazsınız ama söz konusu olan bu ülkenin geleceğidir ve onun düşünülmesi gerekirdi. Bu ittifaklar kurulurken ülkenin geleceği göz ardı edilmiş ve 20 milyon insan her iki ittifak tarafından da dışlanmıştır. Adeta baraj tehdidiyle yüz yüze bırakılmıştır. Öyle anlaşılıyor ki, HDP’siz bir parlamento dizayn edilmeye çalışılıyor. Ama halkımız asıl ittifakın halk ittifakı olması gerektiğini sandıkta gösterecektir. Bu anlamda halkımıza güvenimiz tamdır. Kürtler açısından da bir ittifakın elzem olduğunu düşünüyoruz. Bunun için de merkezi düzeyde pek çok çaba yürütülüyor ve sonuna kadar da bu arayışlar devam edecek. Eminim bu konuda olumlu gelişmeler de olacaktır.
HÜDA PAR’la zor!
“Kürt seçim ittifakı” oluşturan partilerin söz konusu bu ittifakı HDP ve HÜDA PAR’a da genişletme çabaları olduğunu biliyoruz. Bu kapsamda gerek partiniz HDP ile gerekse de HÜDA PAR ile görüşmeler gerçekleşti. Bütün bu görüşme trafiğinin somuttaki karşılığı nedir bu konuda tutumunuz nedir. Ayrıca HÜDA PAR konusunda HDP Eşgenel Başkanı Sezai Temelli’nin basına yansıyan açıklamaları oldu; HÜDA PAR ile bir ittifaka HDP nasıl bakıyor?
Bu tabii zor bir konu. Bunun tarihsel bir arka planı var, yaşananlar ve halk üzerinde bıraktığı derin etkiler, travmalar var. Bunları yok yok saymadan siyaset hareket etmemeli. Bunun hassasiyetiyle belki bazı şeyler istenilen şekilde yürümüyor olabilir. Bundan dolayı belli sıkıntıları görmek gerekiyor ve bunun öyle ha deyince olabilecek bir konu olmadığının bilinmesini istiyoruz. Halkımızın da bu konuda böyle düşündüğünü biliyoruz. Yoksa bir siyasi mühendislik olarak parti merkezleri oturup belli şeyleri yapabilirler ama bunun toplumda nasıl bir karşılık bulacağının iyi hesap edilmesi gerekir. Bu anlamda yaşanan belli sıkıntılar var. Eminim bu realite görülerek buna uygun adımların atılması halinde kolaylaştırıcı olacaktır. Yoksa geçmişte hiçbir şey, pek çok sıkıntı yaşanmadığı, bunların halk üzerinde travmalar yaratmadığı şeklinde hareket edilirse bunun ileride daha derin sıkıntılar yaratabileceğini düşünüyorum. HÜDA PAR dışındaki diğer partilere ilişkin ise hiçbir ön şartımız, hiçbir ön kabulümüz, dayatmamız olmaksızın her tür düzeyde görüşmeler yapılıyor ve bunun pozitif bir gelişme ile de sonuçlanacağına inanıyorum. Söz konusu bu siyasi partilerimizin de az evvel HÜDA PAR konusunda belirttiğimiz hassasiyetleri gözeterek hareketi kolaylaştırıcı rol oynamalarını bekliyoruz.
‘HDP halkla doğrudan, yüz yüze bir iletişimle daha güçlü bağlar kuracaktır’
HDP Diyarbakır’da seçim startını verdi. Nasıl bir seçim çalışması yürüteceksiniz?
Göz temasında bulunmadığımız, elini sıkmadığımız, evine uğramadığımız seçmen bırakmayacak tarzda bir seçim çalışması hedefliyoruz. Bütün seçmenlerimizle buluşabileceğimiz bir konsept üzerine bir seçim çalışması kurguluyoruz. Biliyorsunuz partimize, basın etik ilklerine riayet eden bazı basın yayın organları dışında büyük bir ambargo var. Biz ise geçmiş seçimlerden de deneyimlediğimiz üzere seçmenlerle yüz yüze bir görüşmeyi esas aşıyor ve en etkili iletişim yolunun bu olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu yolla mesajlarımızı aracısız olarak halka ulaştırıyoruz. Türkiye’de HDP dışında hiçbir partinin buna gücünün olmadığını da biliyoruz. HDP’nin teknolojinin sunduğu imkânlardan yaralanması engellense de iletişim kanalları partimize kapalı olsa da HDP halkla doğrudan, yüz yüze bir iletişim sağlayarak çok daha güçlü bağlar kuracaktır.
‘Adayımız hapiste rehin tutuluyor’
HDP Cumhurbaşkanı adayı olarak Demirtaş’ı gösterdi. Demirtaş’ın cezaevinde olması kampanyanızın yürütülmesi açısından ne gibi avantaj ya da dezavantajlar içeriyor?
Tabii bu durum seçim çalışmaları açsından ciddi bir ayrımcılık konusudur. Siz bu ülkenin Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen birini içeride tutamazsınız. Halktan 6 milyon oy almış bir partinin Cumhurbaşkanı adayı olarak sunduğunuz bir kişinin hala cezaevinde tutuluyor olması demokrasiyle bağdaşmaz. Kimi adaylar sarayda oturuyorken, bizim adayımız hapiste rehin tutuluyor. Bu koşullarda şunu söyleyebiliriz hepimiz Demirtaş gibi çalışacağız ve eksikliğini hissettirmeyeceğiz. Bu halk kendisine son iki yılda yaşatılanların derin öfkesiyle yüz yüzedir. Halkımız demokratik yoldan sandığa giderek bu öfkesini yönetenlere gösterecektir. Umarız yönetenler de halkın sandıkta vereceği bu mesajı doğru okuyacaklardır.
‘CHP’nin bu söylemlere uygun pratik adımlar atamsını arzularız’
CHP Cumhurbaşkanı adayı olarak Muharrem İnce’yi gösterdi ve gerek İnce’nin gerekse de CHP’li kimi milletvekillerinin Demirtaş konusunda açıklamaları var. İnce’nin Demirtaş’ı ziyaret edeceği yönünde bir açıklaması oldu ve keza CHP’lilerin Demirtaş’ın serbest bırakılması yönünde kimi açıklamaları oldu. Siz CHP cephesinden yapılan bu girişimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” derler. Cumhurbaşkanlığı adayları belli olmadan önce CHP’nin gerek dokunulmazlıklara ilişkin tutumu gerekse de savaş teskerelerine karşı tutumunu biliyoruz. Halkımız CHP’nin tarihsel olarak Kürtlere karşı yaklaşımını gayet iyi biliyor. Bu nedenledir ki, CHP’nin Kürtlerin yaşadığı coğrafyada ne durumda olduğu ortadadır. Tabii her şeye rağmen bu çıkışlar olumludur ve umarız ki seçim dönemlerinde söylenmiş sözlerden ibaret kalmaz. Seçim döneminden sonraki siyasal iklimde de CHP’nin bu söylemlere uygun pratik adımlar atamsını arzularız. CHP, Kürt sorununun hassasiyetlerini gözeterek, Kürt halkının istem ve talepleri temelinde kendisini yeniden bir gözden geçirir ve Kürt sorununun çözümü noktasında kalıcı pozitif adımlar atar. Şuan için sarf edilen söylemler bizde dönemsel söylemler olduğu izlenimini uyanırsa da umarım bizim hissiyatımızın aksine bu söylemler CHP’de kalıcı hale gelir. Elbette ki her şeye rağmen bu olumlu bir yaklaşımdır ve biz bunun samimi olduğuna yönelik başka adımlara da vesile olmasını bekliyoruz.
‘HÜDA PAR ile belli sıkıntılarımız olsa da seçmenleriyle ilgili herhangi bir sorunumuz yok’
Demirtaş’ın içeriden yolladığı bir mektup gündeme geldi ve söz konusu bu mektupta HÜDA PAR da dahil tüm siyasi parti seçmenlerine seslenme noktasında bir seçim çalışması vurgusu vardı. Siz bu seçim çalışmanızda buna uygun bir planlama içinde olacak mısınız ya da bunu başarabilecek misiniz?
Elbette bu konuda HÜDA PAR seçmeni de dahil tüm siyasi parti tabanına yönelik bir seçim çalışması yürüteceğiz. Bizim HÜDA PAR ile belli sıkıntılarımız olsa da seçmenleriyle ilgili herhangi bir sorunumuz yok. Yine aynı şekilde diğer siyasi parti tabanındaki yurttaşlara yönelik de çalışmalarımız olacaktır. Elbette ki bugüne kadar bu konuda bir eksilik içinde olabiliriz, onlara ulaşma noktasında bugüne kadar yanşan tüm zayıflıkları güçlendirecek, eksikliklerimizi telafi edecek şekilde bir seçim çalışması yürüteceğiz. Bütün siyasi parti tabanındaki yurttaşlarımızın taleplerini dinleyecek ve onların sorunlarına çözüm konusunda mesajlarımızı ileteceğiz.
‘İkinci turda da Selahattin Demirtaş’ı destekleyeceğiz’
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldığında HDP’nin tavrı ne olacak, “Millet İttifakı” karşısında nasıl bir pozisyon alacaksınız, destek verecek misiniz?
Bunu siyasi bir söylem olsun diye söylemiyorum; ikinci turda da Selahattin Demirtaş’ı destekleyeceğiz.
‘Diyarbakır için başvuran aday adayı sayısı 180’i aştı’
Milletvekilliği seçimleri için her partide olduğu gibi partinizde de aday adaylığı başvuruları son sürat devam ediyor. Bugüne kadar partinize ne kadar bir başvuru oldu. Aday belirleme süreçlerinde partinizin kriteri ne olacak?
Bizim açımızdan seçim takviminin daraltılması noktasında zorlandığımız tek husus aday belirleme sürecimiz olacaktır. Kuşkusuz diğer tüm olumsuz süreçleri bir şekilde telafi etmenin çabası içinde olacağız. Ama aday belirleme konusunda takvimin sıkışıklığı, demokratik yollarla, teamül yoklamalarıyla ve güçlü demokratik yolları kullanarak aday belirlemesi yapmamız epey zor olacaktır. Ama buna rağmen şuna kadar Diyarbakır için başvuran aday adayı sayısı 180’i aştı. Bu sayının son günde daha da artacağını düşünüyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi aday belirlemesi merkez yoklaması şeklide olacak ama tabii bu şu anlama da gelmiyor, her adayın incelemesi titizlikle yapılmayacak ve halkımızın karşısına en uygun adayla çıkılması noktasında gereken hassasiyet gösterilmeyecek. Bizim geçmiş dönem belirlediğimiz adaylara da bakıldığında toplumda belli bir karşılığı olan adaylardır. Toplumun tüm kesimlerinin hassasiyetini gözeten bir aday profili çıkarmak her zaman için önceliğimizdir. Bu seçimlerde de aday belirleme konusunda bunu esas alacağız. Diyarbakır her konuda olduğu gibi adaylar noktasında da önemli bir merkezdir. Bu merkezi en güçlü şekilde yansıtacak bir aday profili üzerinde titizlikle duruyoruz.
‘Halkımız HDP’ye, sahip çıkacaktır’
Son olarak eklemek istediğiniz bir husus ya da halka vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Biz HDP olarak alışılagelmiş klasik bir siyasi parti değiliz. Daha önce ardılı olduğumuz, geleneğinden geldiğimiz siyasi partiler de öyle olmadı. Biz her zaman olağanüstü dönemlerin olağanüstü partisi olduk. Bunun da temel nedenlerinden biri halkın içinden, halkla birlikte çalışmasını yürüten ve karalarını alan bir siyasi partiyiz. Bu nedenle böylesi güç, kritik dönemlerde her zamanki gibi en büyük dayanağımız halkımız olacaktır. Halkımız HDP’ye, sahip çıkacaktır. Halkımız partisinin baraj altında bırakılma tehdidine karşılık en güçlü yanıtı seçim çalışmalarımızda birebir yer alarak verecektir. Bizim parti olarak yüzümüz her dönem halkımıza dönüktür. Bu seçimlerde de halkımızla birlikte en iyi sonucu alacağımıza inanıyoruz. Halkımızın bu seçimlerde çalışmalara aktif olarak katılmasını ve kendi çevrelerini de bu çalışmaların içine katmasını bekliyoruz. Özellikle sandık güvenliği noktasında halkımızın aktif desteğini bekliyoruz.
‘Halkımız partimizin baraj altında bırakılmasına izin vermeyecektir’
HDP’nin bu seçim için baraj riskini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Baraj riskimizin olduğunu düşünmemekle birlikte tek endişemiz yapılabilecek seçim ihlalleri, yolsuzluklarıdır. Halkımız partimizin baraj altında bırakılmasına izin vermeyecektir. Halkımız böyle bir tehlikeyi hissettiği an gereken refleksi gösterecek ve daha yoğun bir seçim çalışmasına katkı sunacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.