HDP’li Paylan: Asgari ücret 12 bin 500 TL olsun!

HDP’li Paylan: Asgari ücret 12 bin 500 TL olsun!
HDP Diyarbakır Milletvekili Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmekte olan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2023 yılı bütçesi üzerine konuştu.

TİGRİS HABER - Sanayi ve Teknoloji Bakanı’nı “Sizin sanayi politikanız emek ve doğa sömürüsüne dayanıyor” diyerek eleştiren Paylan, “Memlekette iki tane kuyruk var. Biri ekmek kuyruğu. Biri de lüks araba kuyruğu” diyerek gelir dağılımındaki adaletsizliği vurguladı.

Asgari ücretin 12 bin 500 TL olmasını önerdiklerini söyleyen Paylan, “300 Euro’ya emekçi pazarlıyorsunuz siz ya! Ahmet’in, Mehmet’in emeğini 300 EuroyaHans’a, George’a pazarlıyorsunuz” diye konuştu.

Paylan’ın konuşmasından satırbaşları:

“Niye depremden korkuyoruz Sayın Bakan? Japonya’daki insanlar depremden korkuyorlar mı? Çok şiddetli depremler olsa bile korkmuyorlar çünkü bilim ve teknolojinin emrettiği şekilde binalar yapıyorlar. Ama bizim ülkemizde bir deprem korkusu var. Bilimden ve teknolojiden uzak yapılaşmalar yaptığımız için. Bilim ve teknoloji yaşamsal önemdedir.

Sizin sanayi politikanız emek ve doğa sömürüsüne dayanıyor

Sunumunuz benim için hayal kırıklığı. Geçen yıl yaptığınız konuşmayı copypaste edip getirmişsiniz buraya. Geçtiğimiz yıl dedik ki bu sanayi dediğimiz şeyin faktörleri nedir? Sermayedir değil mi? Siz bunu önemsiyorsunuz ve sunumunuzu sermaye odaklı yaptınız. Ama bunun iki tane daha faktörü var. Biri emektir. Bir kere emek demediniz, işçi, emekçi demediniz. Milyonlarca emekçinin emeği ile üretiliyor şu önünüze koyduğunuz ürünler. Ama siz bir kere bile emekçilerden bahsetmiyorsunuz. Bakın Amasra’da 41 yurttaşımız katledildi. Sizin yanlış politikalarınız yüzünden. Keşke şu savaş uçağının parçalarını değil de oradaki madencileri daha etkili şekilde kurtaracak teknolojileri geliştirseydiniz de maden emekçileri ölmeseydi. Binlerce emekçi bu ülkede katlediliyor. Onlara dair tek bir kelime ettiniz mi? Niye? “Emek önemli değil kardeşim. İşçi ölür, patron zenginleşir” sizin başka bir derdiniz yok. Üretimin başka ne faktörü var? Doğal kaynaklar. Doğal kaynaklar olmadan üretim yapılabilir mi? Ondan da hiç bahsetmediniz. Çünkü sizin sanayi politikanız emek ve doğa sömürüsüne dayanıyor.

Memlekette iki tane kuyruk var

Milyonlarca işçi, emekçi ne durumda merak ediyor musunuz? Ben size söyleyeyim. Memlekette iki tane kuyruk var. Biri ekmek kuyruğu. Yurttaşlarımız ucuz ekmek almak için kuyruklarda bekliyor. Bir de sizin sunumunuzda belirttiğiniz zenginleşen yüzde 1’in kuyrukları. Onlar da lüks araba kuyrukları. Bugün lüks araba bayilerini arayın. Ben 10 milyona 15 milyona arabaya bineceğim deyin size 6 ay-1 yıl sonrasına sıra veriyorlar. Çünkü sizin bu epistemolojik, nörolojik, heterodoks politikalarınız yüzde 1’i zenginleştirirken geri kalanı sefalete sürüklüyor.

‘Milyonlarca emekçinin aldığı gelirden pay yüzde 39’dan yüzde 25’e düşmüş’

Üretimde bir katma değer çıkar değil mi? Peki bu katma değer nasıl paylaştırılır? Siz kurt olun bir av yakalamış olun. Kurt nasıl paylaştırır bunu Sayın Bakan? Bakın size sermaye ve iş gücünün gelirden aldığı payı göstereyim. Karneniz burada. 85 milyon çalışıyor. Sizin bu epistemolojik, nörolojik, heterodoks politikalarınız sonucunda son iki yılda patronların yani yüzde 1’in aldığı pay yüzde 42’den yüzde 56’ya yükselmiş. Geri kalan milyonlarca emekçinin aldığı pay ne olmuş? Yüzde 39’dan yüzde 25’e düşmüş. Kurt böyle paylaşım yapar mı? Burada bir hak, bir adalet görüyor musunuz? Ben görmüyorum. Ama sunumunuzda emekçilerden zaten bahsetmiyorsunuz. Emekçilerle bir derdiniz yok; “Emekçiler ölsün, iş cinayetlerinde katledilsin, emeği sömürülsün…”

‘Gelir paylaşımında patronları zenginleştirdiniz’

Sayın Bakan şu an açlık sınırının ne olduğunu biliyor musunuz? Hani siz hep patronlarla toplanıyorsunuz ya bilmezsiniz. Bir emekçi kahvesine gitmemiş, emekçi lokantasında yemek yememişsinizdir Sayın Bakan. Şu anda milyonlarca emekçinin 3’te 2’si açlık sınırının altında çalışıyor. Açlık sınırı 8 bin lira. Emekçilerin 3’te 2’sini açlık sınırının altına mahkûm ettiniz. Yoksulluk sınırı 25 bin lira. Ben size soruyorum, bu ülkede 25 bin liranın üzerinde maaşla çalışan işçi var mı Sayın Bakan? Ben görmedim. Demek ki işçilerimizin tamamı yoksulluk sınırı altında maaşla çalışıyor. Gelir paylaşımında patronları zenginleştirdiniz. Lüks araba kuyruklarında, lüks, şatafat içinde yaşıyorlar ama emekçiler sefalet içinde yaşıyorlar sizin sanayi politikalarınız sonucunda.

Asgari ücret 12 bin 500 TL olsun diyoruz

Bakın biz ne öneriyoruz. Asgari ücret 12 bin 500 TL olsun diyoruz. Siz bunu destekler misiniz Sayın Bakan? Desteklemezsiniz çünkü patronların bakanısınız. Dersiniz ki “Bunu patronlar ödeyemez arkadaş!” “Batar benim patronlarım” dersiniz. 12 bin 500 lira, 600 Euro yapar. Bak Almanya’da 3 bin Euro veriyor aynı emekçiye. Siz patronların her gün sırtına masaj yapıyorsunuz. “Aman patronlara bir şey olmasın, aman benim patronumun ne derdi var yanına koşayım, ona teşvik vereyim, vergi desteği vereyim, bedava arazi vereyim, ne isterse vereyim.” E patronun keyfi böyle yerindeyken AR-GE’ye yatırım yapar mı Sayın Bakan? İnovasyona yatırım yapar mı? 300 Euro’ya emekçi pazarlıyorsunuz siz ya! Ahmet’in, Mehmet’in emeğini 300 EuroyaHans’a, George’a pazarlıyorsunuz. Benim Ahmet’im, Mehmet’im, Delal’im, Agop’umHans’a, George’a üretecek.

‘Yapmamız gereken barışçı politikalara dönmeniz’

Siz dediniz ki, ‘biz yalnızca silah sanayiye yatırım yapmıyoruz’. Ben yıllardır sizi bu konuda eleştiriyordum. İşte sağlıkla ilgili de bir ürün getirmişsiniz. Sizi tebrik ediyorum. Gerçekten bu konudaki çabalarınızın sürmesini istiyorum. Ama şunu bilmenizi isterim. Teknofest’ler çoğunlukla silah sanayiyle ilgili ve bu konularda övünüyorsunuz. Almanya ve Japonya da İkinci Dünya Savaşı’ndan önce hep silah sanayine yatırım yaptılar. Hep de böyle genişlemeci politikalar, güvenlikçi politikalar çerçevesinde baktılar dünyaya. Ve hem Almanya’yı hem Japonya’yı felakete sürüklediler hem de dünyayı felakete sürüklediler. Siz de aynı yoldasınız. Elbette ülkemizi savunacağız. Savunması için gerekli teknolojilerin geliştirilmesi lazım. Ama en büyük savunma nedir, biliyor musunuz? Barıştır, barış. Barışçı politikalardır. Bu yüzden bu kadar savaşçı politikalara, silahlara, yatırım yapmanızı önermiyorum. Yapmamız gereken hükümetiniz olarak mutlaka barışçı politikalara dönmeniz. Eğer komşularımızla barışınızı sağlarsak, Suriye’yle, Irak’la, Ermenistan’la, Yunanistan’la sorunlarımızı çözersek, bizim bu kadar silaha ihtiyacımız var mı? Ama siz her gün her şeyi çivi olarak görürseniz, kendinize çekiç olarak görürseniz, her gün çekiç çivilemeye devam edersiniz. Komşularınızla tartışmaya devam edersiniz. O yüzden yapmamız gereken barışçı politikalara dönmek, daha az silah sanayiye yaparak, daha çok insan sağlığına, insan refahına hizmet eden ürünler üretmemiz ve bunların AR-GE’sine yatırım yapmamız.” (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.