'Haklarımız için verdiğimiz mücadele ölüm kalım mücadelesidir'
Salih Yeşil
TİGRİS HABER - Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitiren sağlıkçılar Amed Sağlık Platformu bileşenleri tarafından anıldı. Pandemiden dolayı ilk sağlıkçının ölüm tarihi olan 1 Nisan’ın Türk Tabipler Birliği (TTB) tarafından “COVID-19 Nedeniyle Kaybettiğimiz Hekim ve Sağlık Çalışanlarını Anma Günü” ilan edilmesi dolayısıyla Diyarbakır Tabip Odası’nda anma düzenlendi. Anmada açıklama yapan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan, Sağlık Bakanlığının verilerine göre Kovid-19’dan 100 binin üzerinde kişinin öldüğünü, ama TTB’nin verilerine göre ölüm sayısının Bakanlığın açıkladığı sayının üç katından fazla olduğunu dile getirdi. Pandemi sürecini atlatan milyonlarca insanın yaşamını çoklu kriz ortamında daha da çekilmez hale geldiğini dile getiren Turan, “Son üç senede COVID-19 pandemisinin yanında ekonomik kriz, sel, deprem gibi olaylar da özellikle yoksullar için insan eliyle gerçekleştirilen ve önlenebilir felaketlere dönüşerek ciddi yıkımlara neden oldu” ifadelerini kullandı.
‘Hem toplumun hem de sağlıkçıların hayatı tehlikeye atıldı’
Kriz ortamlarında sağlık hizmeti ihtiyacının arttığının bir gerçek olduğunu ama krizin boyutunun kontrol edilmesiyle bu ihtiyacın sınırlandırılmasının mümkün olduğunu vurgulayan Turan, “Ancak Türkiye’de gerek COVID-19 pandemisinde gerekse diğer afetlerde hazırlıkların yetersiz olması ve sürecin yönetilmesindeki eksiklikler, kırılgan ve piyasacı sağlık sistemiyle birleşerek kayıpların yüksek olmasına neden olmuştur. Bu nedenle pandemi öncesinde bile baş edilemeyecek düzeyde olan sağlık emekçilerinin çalıştıkları ortamdaki risk ve iş yükü, her bir afette korkunç boyutlara taşınmıştır. COVID-19 salgınının başlangıcından itibaren Sağlık Bakanlığı ve diğer kamu kurumlarına yazdığımız onlarca yazı, her gün her doğrultudan yaptığımız uyarılar hiçe sayılarak hem toplumun hem de sağlık emekçilerinin hayatları tehlikeye atılmıştır.” diye konuştu.
‘Toplum sağlığını hiçe sayan politikalara karşı hep birlikteyiz’
Aktif görev yapmaktayken COVID-19 pandemisi nedeniyle 176’sı hekim, 513 sağlık çalışanının yaşamını yitirdiğini hatırlatan Turan, depremde, 103’ü hekim, 449 sağlık çalışanını yitirdiklerini hatırlatarak, “Yanlışlar neticesinde yaşamını yitiren yüzlerce sağlık emekçisi; bilimsel, şeffaf ve emekten yana yönetim anlayışı benimsenseydi halen hayatta olacaklardı. Bu sebeple; bilinmelidir ki haklarımız için verdiğimiz mücadele, bir ölüm kalım mücadelesidir. Yaşamak için, sağlığımızı kaybetmemek için insanca yaşamaya yetmeyecek ücretlendirme sistemine, ağırlaştırılmış çalışma koşullarına, sağlıkta şiddete, toplum sağlığını hiçe sayan politikalara karşı hep birlikteyiz.” şeklinde konuştu.
‘Yaşatmak için yaşamak istiyoruz’
Her afetin yükünü sağlıkçıların çekmesine ve iş yüklerinin, çalışma koşullarının kötüleşmesine karşı, bunun düzeltilmesi için herhangi bir adım atılmadığını kaydeden Turan, şunları söyledi:
“Bu da yetmezmiş gibi haklarımızı gasp eden uygulamalarda da halen sınır tanınmıyor. Seçime yaklaşık bir buçuk ay kalmışken, dün aceleyle TBMM’de görüşülmeye başlanan; hekimler için daha fazla hak kaybına neden olacak yasa teklifi bunun son örneği oldu. Üç senedir COVID-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilmedi. Pandemi dönemi ve sonrası için yıpranma payımız yeterli seviyeye çıkarılmadı. Çalışma koşullarımız sağlıklı yaşayabileceğimiz hale getirilmedi. Çalışırken sağlıkta şiddetle, emekliyken yoksullukla boğuşuyoruz. Deprem bölgesinde çalışanlarımızın barınma gibi en temel sorunu bile çözülmedi. Bu sorunlarımız devam ediyorken hangi koşulda ne şekilde meslekten men edileceğimizin tartışmaya açılmasını saygısızlık olarak görüyoruz. Her zaman, her yerde söylediğimiz sorunlarımıza çözüm olabilecek yasa teklifleri talep ediyoruz. Yaşatmak için yaşamak ve sağlıklı olmak istiyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.