Güven’den Avrupa Parlamentosu ve CPT’ye mektup
Tigris Haber- Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, açlık grevinin 85. gününde Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani ve CPT yetkililerine eyleminin amacını anlatan birer mektup yazdı.
Leyla Güven, Güven, tecridin kaldırılmasının aynı zamanda Türkiye'deki demokrasinin önünü açacağına işaret ederek, bu konuda gerekli girişimlerde bulunulmasını istedi.
‘Demokratikleşmenin ve normalleşmenin önündeki ciddi engellerle karşı karşıyayız’
Güven, mektubunda şunları dile getirdi: “Avrupa Parlamentosu’nun Strasburg oturumlarında da gündeme geldiği üzere Türkiye’de demokratikleşmenin ve normalleşmenin önündeki ciddi engellerle karşı karşıyayız. Bu engellerden en kritik olanı ise Kürt Sorunu’nun barışçıl yollardan çözümünde özellikle 2013-2015 yılları arasındaki çözüm süreci girişiminde kilit rol oynamış ve bundan sonra da aynı rolü üstlenebilecek kişi olan Sayın Abdullah Öcalan üzerinde İmralı Cezaevi’nde 5 Nisan 2015’ten bu yana devam eden mutlak tecrit uygulamasıdır. Avrupa Birliği’ni oluşturan tüm kurumların Türkiye’ye müzakere sürecine dönülmesi konusunda ortaya koyduğu net tavrı önemli bulmakla birlikte bu tutumun sürekli gündeme taşınmasının Türkiye’de normalleşmeye olanak sağlayacağı görüşündeyim.”
‘Bir yıl boyunca cezaevinde tutuldum’
Öcalan üzerindeki tecride vurgu yapan Güven, mektubunda şu ifadeleri kullandı: “AİHM kararlarına bile saygı duymayarak keyfi bir idare oluşturmaktan çekinmeyen Türk Hükümeti’nin karşısında bir Kürt, bir kadın ve 6 milyon oy almış Türkiye’deki en büyük üçüncü partinin iradesini temsil eden bir siyasetçi olarak 1 yıl boyunca cezaevinde tutuldum. Sayın Öcalan üzerinde tecridin kaldırılması ve işkence sistemine son verilmesi amacıyla cezaevinde 8 Kasım’da başladığım açlık grevinin 79’uncu gününde 25 Ocak 2019’da tahliye edilmiş olsam da, Sayın Öcalan üzerinde tecridin kaldırılarak en temel hak olan avukatlarıyla ve ailesiyle düzenli görüşme garantisi sağlanana kadar açlık grevimi sürdüreceğimi bilmenizi isterim.”
‘Süresiz açlık grevi kişisel bir talep değildir’
CPT’nin tecride yönelik ilke kararlarını hatırlatan Güven, sözlerini şöyle sürdürdü: “AB üyeliğine aday bir ülke olan Türkiye’nin hem cezaevlerinde hem de toplumsal yaşamda uyguladığı izolasyon politikalarına karşı hassasiyet göstereceğinize olan inancım tamdır. Süresiz açlık grevi kişisel bir talep değildir. Cezaevlerinde 300’ü aşkın siyasi tutsağın, Strasburg’da, Galler’de, Kanada’da ve Irak Kürdistanı’nda ve giderek yayılan bu açlık grevi eylemi, meşru bir hakkı savunan son derece haklı bir eylemdir. Avrupa Parlamentosu’ndan, başlatmış olduğum açlık grevi eylemine yönelik destek mesajları için şahsınızda, tüm dostlarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyor, Türkiye’yi karanlık bir rejime dönüştüren tecrit sisteminin kaldırılması için şahsınızın ve kurumunuzun acilen gerekli girişimlerde bulunması için bir parlamenter olarak sizden ve Avrupa Parlamentosu’ndan yapıcı rolünüzü oynamanızı özellikle rica ediyorum.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.