Gerçeklerin kilidini darağacında sarf ettiği sözlerle kapatılmadan açtı

Gerçeklerin kilidini darağacında sarf ettiği sözlerle kapatılmadan açtı
Osmanlı'dan beri otonom bir bölge olan Dersim, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanı sonrası hayata geçirilen ulus-devlet projesinin öncelikli hedeflerinin başında geldi.

DERSİM -  Özünde Kızılbaş kimliğinin hedef alındığı Dersim'de 1937-38 yıllarında gerçekleştirilen soykırımda çocuk kadın denilmeden on binlerce insan katledildi. Buna karşı verilen direnişin ismi haline gelen Seyid Rıza'nın darağacında sarf etiği "Evlad-ı Kerbelayık. Ayıptır, zulümdür, cinayettir" sözleriyle hafızalara kazınan katliamın üzerinde geçen 77 yılda, devlet otoritesi isyanın önderinin mezar yerini saklamaya devam ediyor. 


İttihat ve Terakki zihniyetinin yakıp yıktığı Anadolu coğrafyasında gerçekleştirilen benzer katliamlardan en büyüğü 1937-38 yılları arasında gerçekleştirilen Dersim katliamı oldu. Kendine has coğrafyası, dini ve kültürel yapısıyla Osmanlı döneminde bile otonom bir bölge olan Dersim, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulur kurulmaz ulus-devlet projesini kanlı bir şekilde hayata geçirdiği merkezlerin başında geldi. Bu kimliğin yaratılmasının önünde önemli bir engel olarak görülen Dersim'de özünde hedef alınan Dersimlilerin Kızılbaş kimliğiydi.

Rakamlarla saklanmaya çalışılan katliam

Hedef alınan bu kimliğe yönelik girişilen tarihte eşi görülmemiş bu katliamda tek kimlik için önce Koçgiri, ardından da Dersim'de soykırım yapıldı. 50 bin civarında insanın katledildi belirtilen katliamda 10 binlerce Dersimli de sürgün edildi ve Alevilere ait kutsal değerler tahrip edildi. Geçtiğimiz yıllarda yapılan katliama dair resmi rakamlara ulaşmak üzere yapılan bir başvuruyu yanıtlayan İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Dersim'de 1937'de bin 737 kişinin, 1938'de de 6 bin 868 kişinin öldüğünü açıkladı. Açıklanan resmi rakamlar, daha ilk çırpıda bir katliamı ortaya koymaya yetse de gizlenmeye çalışılan gerçeklerin yanına yaklaşmadı. 

Gerçeklerin kilidini darağacında sarf ettiği sözlerle kapatılmadan açtı

Saklanan arşivler ve silinmeye çalışılan bellekler ise gerçekleştirilen bu katliamın üzerine vurulmak istenen kilidin başta Dersimliler olmak üzere herkesin zihninde açık bir biçimde açılmasına sağlayan anahtar ise isyanın önderi Seyit Rıza'nın dar ağacında celladına sarf ettiği "Evlad-ı Kerbelayık. Ayıptır, zulümdür, cinayettir" ve "Ben senin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da sana dert olsun" sözleri oldu.

6 arkadaşı ile birlikte boynuna ilmek geçirildi

58 kişi ile birlikte getirildiği Elazığ'da kurulan İstiklal Mahkemesi'nde yargılanan Seyit Rıza ve arkadaşları hakkında hüküm çoktan verildiği için savunma yapmalarına dahi izin verilmez. "İsyana teşvik" suçundan yargılanan Seyid Rıza ve ile beraber 6 kişi, sözde yargılama sonucu idam cezasına çarptırılır. Geri kalanlar ise ömür boyu hapis cezalarına çarptırılır.

seyitriza-3.jpg

Mezar yerleri halka sır 

Verilen idam kararı sonrası boynuna ilmek geçirildiği sırada sarf ettiği sözler ve kendi taburesini devirmesi ile hatırlanan Seyid Rıza'nın ve diğerlerinin aradan geçen 77 yılda mezar yerleri devlet tarafından bir sır saklanırmışcasına saklanmaya devam ediliyor.
Dersim isyanının lideri Seyit Rıza'nın heykeli, katledilmesinden ancak on yıllar sonra 29 Ağustos 2010 günü Dersim Belediyesi tarafından binlerce kişinin katılımıyla "10. Munzur Kültür Doğa Festivali" kapsamında kent merkezine dikildi. Katliamdan sonra "Memnu Mıntıka (Yasak Bölge)" olarak adlandırılan ve gayri resmi olarak girişine yasak getirilen doğduğu köy olan Ağdat'ta ise yine ilk kez geçtiğimiz yıl Seyid Rıza için anma etkinliği düzenlenebildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.