Fransa İslam tartışmaları ile sandığa gidiyor
Fransa'da 15 ve 22 Mart tarihlerinde yerel seçimler yapılacak. Ülkede son haftalarda yeni koronavirüsün (SARS-CoV-2) neden olduğu panik nedeniyle, bunun öncesinde tüm yerel seçim kampanyalarına damga vuran komüniteryenizm tartışmaları görece ikinci planda kaldı.
Bir sosyal teori olan komüniteryenizme göre, bireyin varlığı ve kimliği toplum yoluyla inşa ediliyor. Topluma ve onu oluşturan etnik, dini, kültürel, sosyal, siyasi, mistik değerlere; özgürlük ve eşitlik gibi evrensel değerler kadar eşit, hatta daha fazla önem addediliyor.
Fransa’daki komüniteryenizm tartışmaları ülkede yaşadığı tahmin edilen yaklaşık sekiz milyon Müslüman göz önünde bulundurulduğunda giderek daha önemli bir hal alıyor.
İlk kez bu yerel seçimlerde sadece İslam inancına sahip olan kişilerden oluşan listelere yer verildi. Bu listelerde başka bir dini inanca sahip olan ya da herhangi bir dini inancı olmayan kişiler bulunmuyor. Bu durumun Fransız toplumundaki bölünmeyi ortaya koyduğuna dikkat çekiliyor.
İSLAMOFOBİ DE ÖNE ÇIKIYOR
Seçim kampanyalarında öne çıkan bir diğer terim ise İslamofobi oldu. Ülkedeki bazı Müslümanlar yeterli sayıda ibadethaneye sahip olmadıklarından yakınıyor ve hükümetin, idarenin ve partilerin kendilerini reddettiğini savunuyor. Ayrıca Hristiyanların ve herhangi bir inanca sahip olmayan kişilerin kendi inançlarına yönelik baskı uyguladıklarını ve ibadetlerini kısıtladıklarını öne sürüyor.
Yapılan anketler ise geçen yıllarda bu durumun aksini savunan görüşlerin de arttığını ortaya koyuyor. Söz konusu anketlere göre Fransa’da yaşayan vatandaşların büyük bölümü 'radikal' olarak tabir ettikleri Müslümanların sayısının toplumda giderek artması nedeniyle kendilerini kısıtlanmış ve tehdit altında hissettiklerinden yakınıyor. 2015 yılında mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yönelik saldırı ile Bataclan konser salonuna düzenlenen ve 130’dan fazla kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısının bu konudaki güvensizlik duygusunu büyük oranda artırdığına dikkat çekiliyor.
'İYİ' ve 'KÖTÜ' KOMÜNİTERYENİZM
Fransız politika dergisi "Point"in yayımcısı Franz-Olivier Giesbert, yazdığı bir yazıda 'iyi' ve 'kötü' komüniteryenizm arasında bir ayırım bulunduğuna dikkat çekti. "Bir yanda kültürlerini korumak isteyen ve mutfaklarını bizimle paylaşmak isteyen insanlar var. Diğer yanda ise misyonerler, fetih arzusunda olanlar, cumhuriyeti değiştirmek isteyenler ve topluma kendi yasalarını zorla kabul ettirmek isteyenler bulunuyor" diye konuştu.
Uzun yılar Paris’in banliyölerinden Sarcelles’in belediye başkanlığını yapan Francois Pupponi’nin bu konuya dikkat çeken kitabı, bu yönde adımlar atılmasına neden olmuştu. Bunun sonucunda Müslüman çocuklar için anaokulları, havuzlarda Müslüman kadınlar için özel yüzme saatleri, Kuran kursları gibi uygulamalar gündeme gelmişti.
Yapılan araştırmalar Fransa’da yaşayan Müslümanların büyük bölümünün dini geleneksel şekilde algıladığını, ancak bununla birlikte inancı kişisel bir konu olarak gördüğünü gösteriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.