Ferzan Özpetek; Diyarbakır’ın çok farklı bir aurası var. İnsanı kendine çekiyor .

Mehdi TANAMAN

 Kısa bir söyleşi yaptığımız ünlü yönetmenle, Diyarbakır’ı ve Diyarbakır’ın insanda yarattığı etkileri konuştuk. Kentin sokaklarında tanınmamanın vermiş olduğu rahatlıkla gezerek,  Diyarbakır’ın  ruhunu ve dokusunu anlamaya çalışan dünyaca ünlü yönetmen bir kenti tanımak için öncelikle insanını tanımak gerektiğini belirterek;” Ben böyle yapıyorum. İlk kez gittiğim şehirlerde sokağa çıkar yürürüm. İnsanlarla konuşurum. Her kentin bir ruhu ve dokusu vardır. Bu ruh ve dokuyu anlamanın en iyi yolu sokaklarını arşınlamaktır. Yanıma aldığım bir arkadaşımla sizin Mardinkapı dediğiniz semtten, Dağkapı dediğiniz semte kadar sokaklardan yürüyerek geldim. Benim için müthiş bir deneyimdi. Diyarbakır’ın çok farklı bir aurası var. İnsanı kendine ve içine çekiyor. Dolaşırken kendimi eski zaman gezginleri gibi hissettim. Özellikle Cemilpaşa konağı ve Meryem ana kilisesinin bulunduğu semtleri gezerken;  zaman, zaman  ‘Burada zaman durmuş .’ diye düşündüm. Benim için çok farklı bir deneyim oldu.” Dedi.

Diyarbakır’da film galası yapmaya nasıl karar verdiniz ? diye sorduğumuzda ise şöyle cevap verdi.

“Aslında filmi çekerken Diyarbakır’da gala yapacağım aklımda yoktu. Diyarbakırlı arkadaşlarımın önerisi üzerine buna karar verdim.  İyi ki de böyle bir karar almışım. Bizimkisi biraz gecikmiş bir buluşma oldu.” Dedi.

Peki Diyarbakır merkezli bir film projeniz var mı ? Diye sorunca da şunları söyledi; “Neden olmasın binlerce yıllık kültüre sahip olan bir kentte, işlenebilecek çok konu olabilir diye düşünüyorum. Kimbilir belki bir gün…”

Ünlü yönetmen, Diyarbakır’a daha geniş zamanlı bir ziyaret yapmayı da düşündüğünü ifade ederek; asistanlarıma bu konuda bir ayarlama çalışması yapmasını söyledim. Umarım tekrar görüşürüz” dedi