Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti hep sancılı geçti!

Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti hep sancılı geçti!
Diyarbakır'a haftasonu 12. kez gelecek olan Başbakan Erdoğan, protestolarla karşılandığı her ziyaretinde Kürt sorununun demokratik çözümüne ters düşen açıklamalarla dikkat çekti.

Başbakan Erdoğan haftasonu iki günlük programı kapsamında Diyarbakır'a gelecek. Erdoğan, kentte yaptığı her ziyarette Kürt halkının demokratik mücadelesini görmezden gelen ve halkın barış umutlarını rafa kaldıran açıklamalarda bulundu. Her defasında farklı projeleri Diyarbakır halkının önüne koyan Erdoğan, Diyarbakır halkının gerçek talebi olan Kürt sorunun demokratik çözümü yönündeki taleplerini ise görmezden geldi. Seçim yatırımı olarak değerlendirilen ziyaretin farklı bir yönü ise, ziyarette Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani ile yapılacak olan görüşme ve yine Barzani'yle Diyarbakır'a geleceği belirtilen Şivan Perwer'in de Erdoğan'ın programında yer alması. Barzani'nin gelişinin açıklanmasının ardından özellikle BDP ve DTK çevresinden bu görüşme eleştiri konusu olduğu gibi, Barzani'nin böylesi bir süreçte gelişinin çok manidar olduğu yorumları yapıldı. Erdoğan'ın ziyaretine ilişkin tartışmalar devam ederken, geçmiş dönemlere yapılacak olan kısa bir gezinti Erdoğan'ın OHAL'i aratmayan görüntüler altındaki ziyaretlerinin arka planında yaşanları anlatmaya yetiyor. 

Erdoğan, Kürt sorunun demokratik çözümünün devlet tarafından rafa kaldırıldığı ve 2004 Haziran'ında sona eren tek taraflı ateşkesin ardından kentte ilk ziyaretini 2005 Ağustos ayında gerçekleştirdi. Şubat ayında yapılmak istenen ziyaretin Ağustos ayına ertelenmesi AKP çevreleri tarafından Erdoğan'ın yoğun programından dolayı olduğu açıklamasıyla geçiştirilmesine rağmen birçok çevre sona eren ateşkes süresi boyunca herhangi bir adımın atılmamasından ve gelecek olan tepkileri önlemek amacıyla ertelendiği yorumları yapıldı. Erdoğan'ın ertelen bu ziyareti öncesi sivil toplum örgütleri hükümet politikalarına yönelik Erdoğan'a iletilmek üzere Kürt sorununa dikkat çeken bir deklarasyon yayınlayarak, Kürt sorununu bir kez daha gündeme getirmeyi planlamışlardı. Deklarasyonda Kürt sorununun çözümü için, çatışma yerine diyalog yolunun tercih edilmesi istenilecekti. Ertelen bu ziyaret, 12 Ağustos 2005 günü gerçekleşti. Erdoğan'ın bu ziyaretinde gündem yaratan açıklaması ise "Kürt sorunu herkesten önce benim sorunumdur" şeklindeki açıklamasıydı. Kamuoyunda umut yaratan bu açıklama ise ziyarettin ardından unutulmuş ve Başbakan, Rusya'ya yaptığı bir ziyaret sırasında uçakta basın mensuplarına "Düşünmezsen yoktur" açıklamasıyla kendini yalanlamıştı. Erdoğan yine bu ziyaretinde her ülkenin geçmişte hatalar yapıldığını söylemiş, "Geçmişte yapılan hataları kabul etmemek, Türkiye gibi büyük bir ülkeye yakışmıyor" ifadelerini kullanmıştı. 

'Gereken yapılacak' diyen Erdoğan öfkeyle karşılandı

Erdoğan'ın bir sonraki ziyareti ise, 7 Mayıs 2006'da yapılan AKP Diyarbakır İl Örgütü'nün 2. Olağan Kongresi'yle gerçekleşti. "Diyarbakır intifadası" olarak değerlendirilen ve başta çocuklar olmak üzere çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiği Mart 2006 olaylarına ilişkin Erdoğan'ın "Kadın da olsa çocukta olsa gereken yapılacaktır" açıklamasının ardından gerçekleşen ziyaret öncesi kenttin caddelerinde Erdoğan'a büyük bir öfke vardı. OHAL'i andıran görüntülerle kentte gelen Erdoğan'ın ziyareti sırasında kongrenin yapılacağı stadyum çevresindeki bütün evler kontrolden geçirilmiş, özel hareket timleri ve sivil polisler tarafından yapılan bu kontrollerde evde kaç kişinin kaldığı, misafir bulunup, bulunmadığı yönünde bilgiler alınmıştı. Yine polisler Erdoğan'ın yol güzergâhındaki çöp kutularında dahi aramalar yapmıştı. Yoğun önlemler altında gerçekleşen bu ziyarette ise, Erdoğan Kürt sorununa hiç değinmeyerek, "Bölgesel milliyetçiliğe, etnik milliyetçiliğe hayır ve dinsel milliyetçiliğe hayır" mesajı verdi. Şehir Stadyumu'nda gerçekleşen bu açıklamaların yapıldığı sırada çok sayıda kişi stadyumu terk etmeye başlamış; ancak polislerin talimatıyla stadyum kapıları kapatılmıştı. 

Başbakanı dinle lahmacun bedava!

Erdoğan'ın 2007 Mayıs'ında gerçekleşen ziyaretti de yine yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleşirken, her ziyarette olduğu gibi çevre illerden yurttaşlar otobüslerle Diyarbakır'a taşındı. Yaklaşık 10 bin kişinin İstasyon Meydanı'ndaki mitingde dikkat çeken ayrıntılardan birisi yurttaşlara ücretsiz olarak lahmacun, salata ve su dağıtılmasıydı. Erdoğan yine Kürt sorununun çözümüne yönelik en ufak bir açıklama yapmamış sadece muhalefet partisi CHP'ye yüklenmişti. AKP'nin iktidara geldiği ilk üç yıl boyunca süren ateşkesin AKP'nin politikaları sonucu yerini şiddetli çatışmalara bıraktığı 2008 yılının Ocak ayında Diyarbakır'a yine gelen Erdoğan, bu ziyaretinde de çatışmalarda ısrar eden bir dil kullanmıştı. 

Tek millet jargonu

Ocak ayındaki ziyarettin ardından Erdoğan Mayıs 2008'de Diyarbakır'a bir ziyaret daha gerçekleştirdi. Kenttin adeta ablukaya alındığı dört saatlik ziyarette "güvenlik" gerekçesiyle bir milyonluk Diyarbakır'da hayat adeta durduruldu. Kentteki sivil toplum örgütleri bu ziyareti, Erdoğan'ın Kürt sorunun salt ekonomik sorun alarak ele aldığı, sorunun barışçıl ve demokratik çözümüne yönelik ret ve inkar politikası izlediği gerekçesiyle olumlu karşılamamıştı. Erdoğan her zamanki gibi bu ziyaretinde çözüme dönük açıklamalar yerine "Biz tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek millet dedik ve böyle yola çıktık" açıklamasında bulunarak, Diyarbakır halkının taleplerini ve kimliğini görmezden gelmişti. Erdoğan'ın ziyaretinde gözaltı furyası yaşanırken, gün boyunca Erdoğan'ın ziyaretini proteste edecekleri gerekçesiyle 75 kişi, güvenlik önlemleri kapsamında yapılan ev baskınlarında ise 15 kişi olmak üzere toplam 90 kişi gözaltına alındı.

Diyarbakır halkı Erdoğan'a karşı alanlara çıktı

Erdoğan, 2008 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik fizik saldırıya ilişkin gergin bir atmosferin hakim olduğu Diyarbakır'a aynı yıl 3'üncü ziyaretini 20 Ekim'de gerçekleştirdi. Kepenklerin kapalı olduğu ve yoğun önlemlerin altında gerçekleşen bu ziyarettin gerçekleştiği gün, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik fiziki saldırıyı protesto etmek amacıyla araçlar kontak kapattı, öğrenciler de okulları boykot etti. Gergin ve sessiz bir atmosferin hakim olduğu günün ilk saatleri öğlen saatlerinden itibaren yerini protesto eylemlerine bıraktı. Kentte polislerin müdahalesiyle ortaya çıkan görüntüler savaş meydanlarını aratmazken, Şanlıurfa, Malatya, Elazığ ve Adıyaman gibi kentlerden takviye polis ekipleri kentte getirildi. Polislerin yer yer gerçek silahlarla ateş ettiği müdahalelerde en az 61 kişi gözaltına alınırken, onlarca kişi de yaralandı. 

Çözüm yok kömür var

Büyük protestolarla gerçekleşen 2008'deki ziyaretin ardından Erdoğan, "Kadın ve Çocuk Düşmanı Erdoğan Amed'den Defol" yazılı pankartın gölgesinde 21 Şubat 2009'da yerel seçim mitingi kapsamında Diyarbakır'a geldi. Yine kepenklerin büyük oranda açılmadığı kentte Erdoğan için yoğun önlemler alınırken, mitingdeki kitle sorununu çözmek için çevre il ve ilçelerden vatandaşlar otobüs ve minibüslerle miting alanına taşındı. Miting öncesi sabah saatlerinden itibaren kentte gözaltılar başlarken, ilk olarak Bağlar'ın değişik sokaklarında gözaltına alınan 18 kişi, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Havaalanı'ndan İstasyon Meydanı'ndaki miting alanına helikopterler tarafından korunarak giden Erdoğan'ın konvoyu Kuruçeşme'de gençler tarafından yuhalandı. Erdoğan, ise meydanda kalabalığa seslenirken, Kürt sorununun çözümüne dönük herhangi siyasi bir mesaj vermediği gibi kömür yardımlarını savundu ve TRT-6'yı seçim propagandası olarak kullanarak oy istedi. 

Barış yerine yeni cezaevleri vaat etti

12 Eylül 2010'da yapılan anayasa referandumu öncesinde bir kez daha kentte gelen Erdoğan, ziyaret öncesi katıldığı bir radyo programındaki "Ankara'da ne konuştuysam Diyarbakır'da da aynısını konuşurum. Resmi dil Türkçedir, bunun dışında konuşmadık. Bir vaatte de bulunmadık" açıklamaları, Erdoğan'ın ziyarette dile getireceklerinin özetiydi. Erdoğan'ın gelişi öncesi 11 günlük genel arama izninin çıkarıldığı kentte alınan yoğun güvenlik önlemleri 1990'lı yılları aratmayan görüntülere sahne oldu. Mitinginde Erdoğan, Diyarbakır halkının barışa ilişkin beklentilerini yanıtsız kalarak, mağdurlarının müze olmasını istediği Diyarbakır Cezaevi'ni boşaltma sözü yerine, yeni cezaevi vaadinde bulundu. 

BDP'yi 'terör örgütü' ilan etti 

Erdoğan'ın Diyarbakır'a 10. ziyaretini ise 1 Haziran 2011'de yaptı. Valilik kararıyla bazı resmi kurumlarda çalışanların mitinge katılması için idari izin verildiği iddia edilen ziyarette yoğun polisiye önlemlere rağmen kentin birçok noktasında lastikler yakılarak, yollar trafiğe kapatıldı. Gösterilere yönelik polis müdahaleleri sonrasında ise, birçok noktada çatışmalar yaşandı. Çevre il ve ilçelerden insan taşınması ve Erdoğan'ın gecikmesine rağmen sadece 5 bin kişi toplandı. Protestolarla geçen bir mitingde daha Erdoğan, BDP'yi hedef alarak "terör örgütü" ilan etti. İl kongresine katılmak üzere 2 Haziran 2012'de bir kez daha kentte gelen Erdoğan yine protestolarla karşılandı. Kepenklerin her ziyarette olduğu gibi kapalı olduğu kentin birçok noktasında halkın sokağa çıkmaması ise kentte sessiz bir hava yarattı. 

Kentteki bu yönlü açıklamalarıyla dikkat çeken ve Kürt kamuoyundan tepki toplayan ve protestolarla karşılanan Başbakan Erdoğan'ın 12'nci ziyaretinde yine Kürt sorunun demokratik çözümünü yönelik açıklamalardan ziyade yerel seçimler üzerinde durması bekleniyor. Seçim yatırımı olarak Barzani'yi de davet ettiği yorumlarının yapıldığı ziyaret günü, BDP tarafından da bir kitlesel eylem yapılacak. Erdoğan'ın Barzani ile yapacağı görüşmede Rojava'daki gelişmelerin yanı sıra KDP'nin yaklaşımlarından dolayı ertelenen Kürt Ulusal Kongresi'nin ve enerji anlaşmalarının masaya yatırılacağı da belirtiliyor.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.