Erden: Hakem heyetine güvenmiyoruz

Erden: Hakem heyetine güvenmiyoruz
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır şubesi,  Türkiye genelinde iş bırakarak TİS görüşmelerinde emekçilerin aldatılmasını protesto etti.

TİS masasında emekçilerin haklarının konuşulmadığını, düşük zam oranlarıyla emekçilerin açlık sınırına mahkum edildiğini ve Memur Sen’in çalışanların haklarını hükümete peşkeş çektiğini belirten SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, kayyumlara da tepki gösterdi.

SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) Diyarbakır şubesi, Toplu İş Sözleşmesi masasında emekçilerin haklarının dile getirilmemesini, emekçilerin yaşanan hak kayıplarını, düşük zam oranlarını ve hükümetin baskıcı tutumunu iş bırakarak alanlarda protesto etti.

Diyarbakır’da Selahaddin Eyyübi Devlet hastanesi önünde bir araya gelerek bir basın açıklaması yapan SES emekçilerine SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden de destek verdi.

“Hakem heyetinden bir şey çıkmayacağını da biliyoruz”

Burada bir açıklama yapan Erden, 27 Ağustos’ta Türkiye’nin her yerinde üretimden gelen güçlerini kullanarak iş bıraktıklarını belirten Erden, “ 27 Ağustos bizim için bir başka açıdan önemli bir tarihtir. 4 yıl önce bugün 27 Ağustos’ta Eyüp arkadaşımız Cizre’de hastanede nöbetten çıkıp evine giderken yolda katledildi. Ben bugün buradan bir kez daha Eyüb’ü saygıyla, sevgiyle, özlemle ve minnetle anıyorum. Ülkenin antidemokratik bir zeminde, hukuksuzluğun tavan yaptığı, yasaların hiçe sayıldığı bir dönemde bütün bir kamu emekçilerini ve emeklileri ilgilendiren toplu sözleşme sürecini yaşadık.  Ve şu anda yaşamaya devam ediyoruz. Ama bizler ülkenin şuan içinde bulunduğu anti demokratik koşullarda, bu hukuksuz zeminde TİS masasında emekçinin lehine bir şey çıkmayacağını çok iyi biliyorduk maalesef ve yanılmadık. Nereden mi biliyorduk, defalarca deneyimledik. Bundan önceki 4 toplu sözleşme sürecinden biliyorduk. Bundan önce 4 toplu sözleşme döneminde hükümetin ve yandaş sendika Memur Sen’in birlikte oynadıkları orta oyundan biliyoruz. Nereden mi biliyorduk; 2015 yılında sözde sendika Memur Sen’in hükümetin teklifinin altında bir zam talep etmesinden biliyoruz. 2017 yılında 3.5’tan 4’ü kabul etmesinden biliyorduk. Bu toplu sözleşme sırasında da aynı orta oyunun devam edeceğini biliyorduk. Evet, bu defa bir fark vardı, iki oyuncu da biraz daha ustalaşmıştı. Ve bu defa memur Sen aslında defalarca sendika olmadığını ispatladığı gibi bu defa oyunu biraz daha uzatarak, sanki kabul etmiyormuş gibi yapıp işi hakem heyetine kadar uzattılar. Biz o hakem heyetinden bir şey çıkmayacağını da biliyoruz. O hakem heyetinin bağımsız, tarafsız olmadığını da biliyoruz. O yüzden o hakem heyetinin yarın vereceği karar bizim için hükümsüzdür. Heyetin kararının bizim için geçerliliği yoktur. Çünkü bizler şunu biliyoruz; 11 kişilik heyetin 7’si Cumhurbaşkanı tarafından atanmışsa o heyetten, emekçinin lehine bir karar çıkması beklenemez, beklemiyoruz da. Bizler bugüne kadar hiçbir dönemde ne iktidarlara sırtımızı dayadık, ne iktidarlara güvendik ne de hakem heyetine. Bizler on yıllardır verdiğimiz mücadeleyle kendi öz gücümüze güvendik. Emekçiye güvendik; mücadeleye, haklılığımıza, örgütümüze, örgütlülüğümüze, SES’e KESK’e güvendik. Ve bugün bir kez daha her yerde iş bırakarak, alanlarda olarak, haklıyız, kazanacağız diyoruz. Ve bu mücadeleye olan haklılığımızla, güvenimizle alanlardayız. Biz bu mücadeleyle kazanacağımızı biliyoruz.” diye konuştu.

Yüzdelik zam değil yoksulluk sınırının üzerinde maaş istiyoruz

Erden, TİS masasında olanlara ilişkin ise şunları söyledi: “1 Ağustos’ta başladı TİS görüşmeleri. Ama o masada yüzdelik zamlar dışında hiçbir şey konuşulmadı. Bizler defalarca ifade ettik ve bir kez daha söylüyoruz. Açık sınırının 2 bin 100 TL’yi bulduğu, yoksulluk sınırının 6 bin 800 TL olduğu bir yerde emekçileri yoksulluk sınırının altında, neredeyse açlık ücretine mecbur bırakan bir zam oranını kabul etmeyeceğiz dedik. Yüzdelik zam dilimlerini kabul etmiyoruz dedik. TÜİK’in açıkladığı o yoksulluk sınırının üzerinde bir temel ücret istiyoruz dedik. Ve bunu söylemeye, bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Ama bugün sözde sendika bunu bile görmedi, duymadı. Ama o TİS masasında hiç konuşulmayan şeyler vardı. Evet, bizlerin emeğimizin sömürüsü hiç konuşulmadı. Her geçen gün daha da kötüye giden çalışma koşullarımız konuşulmadı. Bizi köleleştiren bu uygulamalar konuşulmadı. Defalarca söz verilen ama yerine getirilmeyen 3600 ek gösterge hakkımız konuşulmadı. Fiili hizmet süresi hakkımız konuşulmadı. Her gün şiddete uğrayıp öldürülüyor olmamız konuşulmadı. Yani, biz emekçilerin hakları konuşulmadı. Evet, 4-B’lilerin, 4 C’lilerin 4+2’lilerin, sözleşmelilerin kadro hakkı konuşulmadı. Çünkü ne hükümetin ne de sözde sendika Memur Sen’in böyle bir derdi yok. Onlar baştan anlaşmışlar zaten. Ve şuanda ustalıkla oyun sergiliyorlar bize. Ama bizler bu oyunu defalarca bozduk, yine bozacağız. Biz bir kez daha ifade ediyoruz. Bu Memur Sen bizim temsilcimiz değildir. O masada oturmakla bizi temsil etmiyor, edemez de dedik. O masanın ne kadar anti demokratik olduğunu söyledik. Bugün ülkedeki uygulamalar gibi, ülkedeki rejim gibi tekçi, antidemokratik bir masa olduğunu söyledik. Bizlerin, KESK’in diğer sendikaların o masada olmasına tahammül etmeyen Memur Sen’in kaygılarını biliyoruz. Çünkü onların gerçek yüzünü deşifre etmemizi istemiyorlar. Ama bu emekçiler defalarca gördü. Emekçiler sizin sendikacılık yapmadığınızı, sendika olmadığınızı defalarca deneyimledi. Bir kez daha da bunu hakem heyetiyle garanti altına aldınız. Bugün ne uluslararası alanda ne de ülkemizde sendika vasfı taşımadığınız garanti. Ama bu orta oyundan vazgeçin diyoruz. Gelin artık bu işten artık geri adım atın diyoruz. Emekçinin mücadelesinin yanında olun diyoruz.”

Erden: Halk iradesi yok sayılan kayyum darbesini bir kez daha kınıyorum

Yılardır büyük bedeller ödeyerek emekçilerin mücadelesini verdiklerini ifade eden Erden sözlerini şöyle sürdürdü: “  Bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Asla geri adım atmadık, atmayacağız. Bu ülkede demokrasi mücadelesini, barış mücadelesini, özgürlük mücadelesini de verdik. Bunların hiç birinin emek mücadelesinden ayrı ve bağımsız olmadığını çok iyi biliyoruz. O yüzden şu anda ülkemizin içinde olduğu bu hukuksuzlukların son bulması için de mücadele edeceğiz. Buradan bir kez daha 19 Ağustos’ta hayata geçirilen, halk iradesi yok sayılan kayyum darbesini bir kez daha kınıyorum. Buradan çıkış yok. Tek çıkışımız var; demokrasi, barış ikliminde buluşmak. O yüzden de biz emekçiler bu mücadeleyi dün yürüttük, bugün yürütüyoruz ve yarın da yürütmeye devam edeceğiz.” Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.