Diyarbakırlılar alım gücünden şikâyetçi
Sait BAYRAM’ın Özel Haberi
TİGRİS HABER - Diyarbakır’da geçim sıkıntısı yaşayan insanların yoğun olarak bulunduğu Bağlar ilçesinin Kuruçeşme semtinde kurulan semt pazarına gittik.
Bir yandan kentte yükselen kira fiyatları; elektrik, su ve doğalgaza yapılan zamlar; artan ekonomik krizle beraber insanların alım gücünü gün geçtikçe zayıflatıyor.
Kentte yaşanan sürece bakıldığında görünen tablonun durumunu semt pazarında konuştuğumuz yurttaşlarla özetliyor.
‘KİM İSTEDİĞİNİ ALABİLİYOR Kİ BEN ALAYIM'
Pazarı dolaşırken o sırada bir tezgâhta alış veriş yapan 60’lı yaşlarında Ömer amcayla sohbet etmeye çalıyoruz.
“Alışveriş nasıl geçiyor istediğinizi alabiliyor musunuz” diye soruyorum, “Her şey çok pahalı nasıl alayım? Kim istediğini alabiliyor ki ben alayım” diyor.
Elindeki boş pazar torbasını bana göstererek “Al bak iki saattir pazarı dolaşıyorum daha hiçbir şey alamadım. Bu yaşıma kadar çok ekonomik sıkıntılar gördük ama bu kadarı zorunu görmedik her geçen gün ekonomi daha da düşüyor bunla birlikte her şey artıyor. Ne yapacağımızı nasıl geçireceğimizi şaşırdık artık. Ben gene dolaşacağım pazarı belki ucuz bir şeyler bulurum” diyor yanımdan uzaklaşırken.
‘GÜNÜ KURTARMA DERDİNDEYİM'
Dolaşmaya devam ederken elindeki ürünleri satmak için ‘Gel abla gel bolluk burada’ diyen pazar esnafı Ramazan Orhan’ın tezgahına yaklaşıyorum. “Satışlar nasıl?” diyorum “Bakma bolluk burada diye bağırdığıma işler hiç iyi değil günü kurtarma derdindeyim” diyor ve başlıyoruz sohbet etmeye. 8 yıldır pazarda esnaflık yapan Orhan,
“Günlük 5 bin ile 7 bin arasında malzeme getiriyorum. Hepsini satmaya çalışıyorum. İki tane elemanım var onların yevmiyesi, taşımacı ücreti falan derken bir bakıyoruz zar zor kendi günümüzü anca kurtarıyoruz. Bakma tezgâh dolu ama akşama kadar ya yarısını satar bilirim ya da satamam. Müşteri, geliyor sanki ben ücreti isteyerek pahalı vermiyormuşum gibi bize patlıyor bazen. Ben çok isterim ucuza alıp ucuza satmak ama her şey pahalı almış başını gidiyor” diyor.
‘VATANDAŞI DÜŞÜNEN YOK'
Ramazan Orhan’ın yanından ayrılarak pazarı dolaşmaya devam ediyorum. O sıra tezgâhta bulunan sebze ve meyvelerin fiyatını soran Handan Abla’ya “Pazardaki fiyatlar nasıl? İstediğinizi alabiliyor musunuz?” diye soruyorum. Yaptığı alışverişten memnun olmayan bir yüz ifadesiyle “Evde üç tane çocuğum var. Kocam çalışıyor zar zor evin kirasını ve faturaları ödeye biliyoruz. Pazara ancak üç dört günde bir gelme şansımız oluyor. Çocukları bile korkudan getirmiyorum onlar bir şey görür isterler diye. Zaten her şey çok pahalı istediğimiz hiç bir şeyi gönül rahatlığıyla aldığımız yok. Kimse gelip vatandaş ne yapıyor nasıl geçiniyor diye sormuyor. Vatandaşı düşünen yok zaten” diyor.
‘GEÇİM SIKINTISI YAŞIYORUZ'
Pazar çıkışına doğru giderken alışveriş yapıp evine giden Hüseyin ile karşılaşıyoruz. İnşaat işçisi olduğunu söyleyen İsmail, “Artık gerçekten her şey çok pahalı. Bugün kilosunu üç liraya aldığın ürünü yarın bir daha bu fiyata alman bile zor oluyor. Her gün fiyatlar değişiyor. Neye yetişeceğimizi şaşırdık. Eskiden et alamadığımız için şikâyet ediyorduk. Şimdi ise meyve alamadığımız için şikâyet ediyoruz. İyi olacak diye diye sadece kendimiz avutuyoruz. Her gün başka bir şeye zam geliyor. Bu gidişle sonumuz hiç iyi değil. Vatandaş olarak gerçekten geçim sıkıntısı yaşıyoruz ve maddi konuda artık çok zorlanıyoruz. Eskiden pazarlar maddi durumu iyi olmayan insanlar için çok uygundu şimdi böyle bir durum dahi kalmadı. Market fiyatları ile pazar fiyatları aynı” diyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.