Diyarbakır'da direksiyon başında geçim savaşı
Şirvan Oktay GÖRER
TİGRİS HABER - Günlük olarak bir yere ulaşmak için bindiğimiz otobüs, dolmuş ve taksilerde yaşanan sorunlardan şoförlerde vatandaşlar da şikâyetçi. Mikrofonumuzu şoförlere uzattık. Şoförlerin dilinden yaşadıkları sorunları anlattı.
‘Birçok insanla muhatap olunca sabır seviyesi düşüyor’
Ömer Güleç isimli minibüs şoförü, hem sürücülerin hem de yolcuların yaşadıkları sorunların adeta tercümanı oldu, durumu şöyle özetledi;
“Tabii herkes kendi nezdinde haklı. Günlük olarak birçok insanla muhatap oluyorsun. Böyle olunca da insanın sabır seviyesi düşüyor.
Yakıt parası bizim en büyük sorunumuz. Günlük olarak 2 bin 3 bin lira arası yakıta gidiyor. Yakıtın pahalı olmasından dolayı kazandığımızın neredeyse tamamı yakıt istasyonlarına gidiyor. Harcadığımız zaman ve emek karşısında kazandığımız bizi kurtarmıyor.
Bu iş de bir ticaret. Belki düzelir diye bir umutla gidip geliyoruz. Fakirin ekmeği umuttur diye. Umutla düzelecek diye bekliyoruz” Diyor.
‘Tek kişilik mücadele’
Güleç şöyle devam ediyor;
“Bizim ki tek kişilik mücadele. Bir yandan para al-ver. Diğer taraftan da yolun trafik durumunu, aynaları, yolcuların durumunu kontrol et. Bunlar üzerine bazen de tartışmalar çıkıyor. Sadece direksiyon sallamıyoruz. Direksiyon haricinde herkesin can güvenliği için de trafiğe hâkim olmaya çalışıyoruz. Yolcuların isteklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. İnip bindikleri yerleri takip etmeye çalışıyoruz. Minibüse binen herkes onun ailesinden biri görür. O şekilde yaklaşır. Ama işte bu trafik stresi olunca bazen üslup yanlış olabiliyor.
‘Akşamları araç sahiplerine hesap veriyoruz’
Bizim de tabii ekmek davası yani yapacak bir şey yok. Bazen hız yapıyoruz. Bazen yavaş gelmek zorunda kalıyoruz. Bu tür sıkıntılarımız var yani. Sonuçta önümde de birkaç araba gittiği için akşam araç sahibine hesap vermesi lazım, kendisine de para kalması gerekiyor. Hız yapılmasının sebebi de bu. Yoksa kimse keyfinden hız yapmıyor ve hız yapmak da istemiyor zaten.
İnsanların da pek alım gücü kalmadığı için işte çocukların masrafı, evlerinin kirası ve buna benzer masrafları olduğu için insanlar işleri olmadan dışarı da çıkmak istemiyor. Yani bir sosyal aktivite kalmadı diyebilirim. Sadece mesai saatleri içinde bir iş yapıyoruz. O da kurumlara gidip gelen yolcular yani başka da bir şey yok.”





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.