Diyarbakır’da 380 böbrek hastası nakil bekliyor
Tigris Haber / Özel
TİGRİS HABER - SBÜ Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Mesul Müdürü ve İç hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ramazan Danış, ‘3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası’ vesilesiyle organ bağışına dikkat çekti.
Ülkemizde her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında her yıl kutlanan ‘Organ ve Doku Bağışı Haftası’ vesilesiyle organ bağışında farkındalık oluşturmak ve konuyla ilgili vatandaşlardaki hassasiyeti arttırmak için Tigris Haber’e değerlendirmelerde bulunan için Dr. Ramazan Danış, Diyarbakır’da 380’e yakın hasta böbrek beklediğini söyledi.
24 bin böbrek hastası nakil beklemekte
Organ Haftası dolayısıyla gazetemize değerlendirmelerde bulunan İç hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ramazan Danış, şöyle konuştu: “Öncelikle kısada olsa organ nakli merkezimiz hakkında bilgi vermek istiyorum. Merkezimiz 2012 yılında açıldı ve kurucu üyelerinden biri olup halen mesul müdürlüğünü yürütmekteyim. Şu ana kadar 250 ye yakın böbrek naklini başarılı bir şekilde merkezimizde yapmış olup aynı zamanda dış merkezlerde böbrek nakli olmuş 370’e yakın hastanın takibi merkezimizde yapılmaktadır. Türkiye’de şu an itibariyle 24 bine yakın böbrek hastası nakil beklemekte Diyarbakır’da ise 380’e yakın hasta böbrek beklemekte.2020 Şubat ayından beri bütün dünyayı etkisi altına alan korona pandemisinden dolayı merkezimizde maalesef geçici bir süre böbrek nakline ara verdik fakat daha önce nakil olan hastaların takiplerine devam etmekteyiz.”
2019’da 619 organ bağışı yapıldı
3-9 Kasım haftası malumunuz her yıl organ bağışı farkındalık haftası olarak organize edilmektedir. Türkiye organ nakli konusunda canlıdan canlıya nakilde Avrupa’da ilk sıralarda yer almakla beraber maalesef organ bağışı veya beyin ölümü gerçekleşmiş kadavra donörlerden bağışta son sıralarda yer almaktadır. Avrupa’da beyin ölümü gerçekleşmiş kadavra donörlerden bağış yani organ bağışı %80’lerde iken maalesef bu oran Türkiye’de %20-25’lerde seyretmektedir. Bu oran bölgemizde hatta ilimizde %10-15’lerde seyretmektedir. Yani Türkiye’de bağışlanması gereken veya istenilen beyin ölümü gerçekleşmiş 4 organdan biri maalesef kullanılmaktadır. Her bir kadaverik donörün 8 kişiye umut olduğu can verdiği düşünüldüğünde olayın vahameti açığa çıkmaktadır. 2019 yılında tüm Türkiye’de 2309 beyin ölümü sayısı mevcut olup maalesef bunların 619’unun aile onayı alınmıştır.
Organ bağışında neden gerideyiz?
Türkiye genelinde organ bağışında yetersiz olduğumuzu belirten Dr. Danış, bunun nedenlerine ilişkin şunları söyledi: “Organ bağışında geride kalmamızın nedenleri arasında; Dini kaygılar, yanlış bilgiler, yanlış inanışlar( organ bağışından sonra cenazenin bütünlüğü bozulur, organlarımı bağışlarsam organ mafyasının eline düşerim veya canlı bağışlarda böbreğimi verirsem yarım insan olurum, çocuğum olamaz gibi yanlış görüşler) ve yetersiz eğitim gelmek.”
Organ ve doku nakli
-Vücutta görevini yapamayan organın veya dokunun yerine canlı bir vericiden veya beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden alınan organın veya dokunun tamamının veya bir kısmının nakledilmesine organ ve doku nakli denilmektedir.
-Günümüzde böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas, nakli gerçekleştirilen organlar olup, kemik iliği, kornea, ince barsak, saçlı deri ve yüz, alt ve üst ekstremiteler (kollar ve bacaklar), üst sindirim yolları ve üst solunum yolları, kalp kapağı, kemik, tendon, ligament ve deri ise nakledilen dokulardandır. Akciğer ve ince bağırsak nakilleri giderek artmasına rağmen elde edilen başarı oranları istenilen düzeyde değildir.
-Organ ve doku nakillerinde kullanılacak organ ve doku kaynağı canlı vericileri ve kadavra vericilerdir. Ülkemizde kadavradan organ temini batı ülkelerinin tersine canlıdan organ teminine göre oldukça düşüktür. Kadavradan alınan organ ve dokular ise ailesi veya kendisi ölmeden önce organlarını bağışlayan hayırsever kişilerinin beyin ölümünün gerçekleşmesinden sonra organlarının alınması ile temin edilmektedir.
-Canlıdan organ naklinde 4. dereceye kadar akraba ve hısım akrabalar donör olarak kullanılabilir. Akraba dışı canlıdan organ nakillerinde alıcı ve Donörler İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde kurulan etik kurullar tarafından değerlendirilir. Kişiler arasında tıbbı, etik ve hukuki anlamda herhangi bir problem olmadığı etik kurul tarafından onaylanırsa nakil yapılmak üzere kabul edilir.
-Günümüzde çok sayıda organ ve doku nakli merkezi hizmet veriyor, ancak bildiğiniz gibi sadece Türkiye’de değil, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile aslında transplantasyon ile tedavisi mümkün olan kronik organ hastalıkları nedeni ile maalesef hastalar halen yaşamlarını kaybetmektedir. Gelinen nokta eskisi ile kıyaslanamayacak düzeyde olsa da, özellikle organ ve doku bağış oranları olması gerekenin çok altında, ülkemizin bazı bölgelerinde ise bu oranlar kabul edilemeyecek düzeyde düşüktür.
-Bu arada esas amacın tıbben ölen kişilerde ki organ ve doku bağışı oranlarını artırmak olması gerektiği ise unutulmamalıdır. Yaşamları ya da sağlıkları, canlı Donörlerden alınması mümkün olmayan kalp ve kornea gibi doku ve organ nakillerine bağlı olan hastalarımızın başka şansı yoktur. Yeterli organ ve doku bağışı oranlarına ulaşıldığında böbrek ve karaciğer nakillerinde de sağlıklı kişilerin donör olarak kullanılma gerekliliği kendiliğinden ortadan kalkmış olacaktır. Ancak bu hedefe ulaşılana kadar canlı donörlerin kullanılması kaçınılmazdır. Bunu yaparken asla ödün verilmemesi gereken nokta ise etik değerlerdir. Özellikle canlı donörlerin kullanıldığı organ nakillerinde, tamamen sağlıklı, hiçbir tıbbi sorunu olmayan kişiler, böbreklerinden biri ya da karaciğerlerinin bir kısmı çıkarılmak üzere ameliyata alınmaktadır. Bu ameliyatlarda birinci amaç donör sağlığının asla riske atılmaması olmalıdır. Bunun dışında organ naklinin suiistimale son derece açık bir alan olması nedeniyle etik ve hukuki kuralların doğru uygulandığı konusu titizlikle değerlendirilmelidir.
Organ-doku bağışı nedir?
Organ bağışı kişinin hayatta iken kendi özgür iradesiyle, organlarının bir kısmını veya tamamını ölümünden sonra başka hastaların tedavisinde kullanılmak üzere vasiyet etmesidir. 18 yaşını aşmış, akli dengesi yerinde olan herkes organ-doku bağışında bulunabilir.
Organ-doku bağışında bulunan herkesin organları-dokuları kullanılabilir mi?
Organ bağışı yapılmış olsa bile her ölümden sonra organ nakli mümkün değildir. Örneğin; kişi evde, sokakta, acil serviste veya hastanelerin herhangi bir servisinde ölmüş kişilerin organları ülkemizde organ bağışında kullanılamaz. Yalnızca yoğun bakım ünitelerinde solunum cihazına bağlı olarak ölen, yani beyin ölümü gerçekleşen kişilerin organları nakledilebilir.
Beyin ölümü nedir, tanısı nasıl konulur?
Beyin ölümünde, beyin fonksiyonları tamamen kaybedildiği için geri dönüşü yoktur, tam ve kesin olarak ölüm gerçekleşmiştir, bu durum bitkisel hayatla karıştırılmamalıdır. Beyin ölümü teşhisi konulabilmesi için birtakım testlerin uygulanma zorunluluğu vardır. Bu testlerin sonucunda, alanında uzman iki hekim tarafından, beyin ölümü gerçekleşip gerçekleşmediği kararına varılır daha sonra bu karar aileye bildirilir.
Hangi organ-dokuları bağışlayabilirim?
Kalp, Kornea, Tendon
Karaciğer, İnce Bağırsak, Yüz ve Saçlı Deri
Böbrek, Kemik Ekstremite (Kol, Bacak)
Pankreas, Kas Dokusu, Üst Solunum
Akciğer, Kıkırdak, Üst Sindirim Yolları
Deri, Uterus (Rahim)
Organ bağış kartı olsun ya da olmasın ailelerden izin alınır mı?
Organ bağış kartı olup olmadığı bakılmaksızın beyin ölümü gelişmiş tüm vakaların aileleri ile mutlaka görüşülür. Bu görüşme organ nakil koordinatörü tarafından gerçekleştirilir. Aile onayı olmadan hiç kimsenin organları alınamaz ve kullanılamaz.
Alınan organlar herkese nakledilebilir mi?
Nakil işlemleri Sağlık Bakanlığı bünyesinde Ulusal Koordinasyon Sistemi tarafından yürütülür ve yapılan tüm işlemler kayıt altına alınıp belgelenir. Organ dağıtımı; ulusal bekleme listelerinde kaydı olanlar arasından, öncelikle tıbbi aciliyeti olan hastalar olmak üzere, kan ve doku grubu uyumuna göre yapılır. Din, dil, ırk, cinsiyet, zengin veya fakir ayrımı gözetilmez. Alıcı ve vericinin kimlik bilgileri ailelerin izni olmadan açıklanamaz. Gizli kalması kanunen esastır.
İleri yaş veya kronik hastalığın olması organ bağışına engel midir?
Yaşın ileri olması, kronik bir hastalığın bulunması, alkol veya sigara içiliyor olması ve benzeri nedenler organ bağışı yapılmasına engel değildir.
Organ bağışı yapıldıktan sonra, vazgeçilebilir mi?
Organ bağışından vazgeçildiğinde bu yeni kararı aile ile paylaşılması E-Devlet sistemi üzerinden iptal edilmesi ve organ bağış kartının imha edilmesi yeterlidir.
Dinen bir sakıncası var mıdır?
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu organ bağışını insanın insana yapabileceği en büyük yardım olarak tanımlanmıştır. 06.03.1980 tarih ve 396 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu bildirmiştir. Kuran –ı Kerim’ de Maide suresi 32. Ayette “Kim bir kimseye hayat verirse, o sanki bütün insanlara hayat vermişçesine sevap kazanır.” diye buyrulmuştur.
ORGAN BAĞIŞI İÇİN NEREYE BAŞVURMAK GEREKİR?
*İl veya İlçe Sağlık Müdürlükleri
*Devlet Hastaneleri
*Üniversite Hastaneleri
*Özel Hastaneler
*Aile Hekimliği Merkezleri
*Toplum Sağlığı Merkezleri
Türkiye geneli organ nakli bekleyen hasta sayısı:
(2019 YILI İSTATİSTİK) NAKİL OLAN HASTA SAYISI
BÖBREK 22948 3863
KARACİĞER 2261 1776
AKCİĞER 89 33
KALP 1163 84
PANKREAS 297 3
İNCE BARSAK 18 -
KORNEA 1554 3790
2019 Yılı Türkiye geneli beyin ölüm istatistiği
BEYİN ÖLÜM SAYISI AİLE İZİN SAYISI İZİNLİ ORGAN SAYISI
2309 619 2504
S.B.Ü. DİYARBAKIR GAZİ YAŞARGİL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ORGAN NAKİL MERKEZİ:
Böbrek nakli bekleyen hasta sayısı: 361
Böbrek nakli olan hasta sayısı (2011-2020 aralığı): 214
S.B.Ü. DİYARBAKIR GAZİ YAŞARGİL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ORGAN NAKİL POLİKLİNİK HİZMETLERİ:
Merkezimizde böbrek nakli olup polk hizmeti alan: 214
Dış merkezimizde böbrek nakli olup polk hizmeti alan: 370
Organ bağışı konusu eğitim müfredatına alınmalı
Dr. Danış son olarak ise şunları ifade etti: “Sonuç olarak; organ bağışı hayat kurtarır ve her yıl maalesef organ bekleyenlerin sayısı %20 artmakta. Bu konuda basına, din adamlarına, sosyal kanat önderlerine, sosyal medya ya olumlu anlamda teşvik edici desteklerine çok ihtiyaç var. Ayrıca organ bağışı konusunu her konuda olduğu gibi eğitim e ve doğru bilgilendirme ile aşacağımızı düşünüyorum. İlkokuldan başlayarak bunu eğitim programına koyup olaya o yaşlardan başlanmalıyız. Yani Ağaç yaşken eğilmeli ve genç beyinlere organ bağışının önemini kavratmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.