Ülke yangın yeri; evimiz, cebimiz, tarlamız, her yer yangın yeri.

Yüreğimiz yanıyor.

Bu yangının kısa zamanda söndürülme ihtimali görünmüyor.

Bir süre daha yanacağız.

İktidarın ateşidir yakan.

Emeklinin maaşına, emekçinin bahşişine göz diken iktidarın ‘Deli Dumrul’u, köprüden geçenden 5, geçmeyenden 10 akçe alarak, hikâyeyi gerçeğe dönüştürdü.

Diyarbakır-Mardin hattında yangının ortasında kalarak hayatını kaybeden 15 can ile ilgili yas devam ediyor, taziyelerde yürek burkan görüntülere tanıklık ediyoruz. Ateş hattının ortasında kalan hayvanların gözlerinden yayılan yardım isteyen çığlıklar yüreklerimizi yaktı. Bunu insan yâda hayvan haklarıyla izah etmek mümkün değil, topyekûn canlı hakkı olarak müfredata işlemek lazım.

*

Çınar-Mazıdağı yangınları, anız mı, tarla mı, elektrik telleri mi?

Ağırlıklı görüş; elektrik iletim hatları olduğu yönünde.

Dicle elektrik ise kesinlikle ret ediyor.

Elektrik mühendisleri Odası 11 soruda yangını tarif etmiş, 11 madde de elektrik kurumunu işaret ediyor. Bakım, onarım, iletim hatları geçişi gibi çok ikna edici maddeler sıralamış EMO. Görgü tanıkları da bu yönde ifade veriyor, yangının başlangıç noktasının anız olmadığı, ekili buğday alanı olduğu yönünde ortak görüşler var. Yine de, bilirkişi raporlarını, teftiş ve inceleme sonuçlarını görmek lazım.

Ülke enteresan bir noktaya doğru gidiyor, kimse yanlışını kabul etmiyor. Bir eksiklik olabileceğini, gerekli çalışma ve incelemeler yapıldıktan sonra meselenin net bir şekilde masaya yatırılacağı konusunda bir kültür oluşmadığı için, kafadan, herkes her şeye karşı çıkıyor, topu direk başkalarına atıyor.

Herhangi bir topu, herhangi bir yere, sağa sola atma ihtimali her zaman var, vicdan topunu rastgele savurmak mümkün değil, bumerang gibidir, gider döner, fırlatana çarpar.

*

Normal hayatta da, resmi hayatta da, bürokraside de, devlet yönetiminde de böyledir.

Deli Dumrul tarzı zulümdür, baskıdır, insan geleceğini karartan bir tutumdur. Bu tutum bir gün vatandaşı çileden çıkarır, toplumda dengesizliğe neden olur.

*

Diyarbakır’da binlerce dönüm ekili arazi yanmış, 15 kişi can vermiş, milyon dolarlık zarar söz konusu; Diyarbakır taziyede, yas tutuyor. Bunlar hiç olmamış gibi birileri vatandaşın toplu oturduğu alanları ‘Tekbir’ getirerek basıyor, tehditler savuruyor. Görüntüleri izliyoruz, insanların özgürlük alanlarına saldırı var, oturanlar tedirgin kaçışıyor.

Bu tarz da yangın kadar tehlikeli, toplumsal yangını ateşlemek için prova olduğu kesin ve net. Diyarbakır’ın dışında da başka bir ilde basılan işyeri olmadığı gibi, gazze protestosu da yok.

Özellikle yapılan bir deneme olduğu kesin.

İşyeri basanların yüzleri çok net.

Acaba güvenlik birimleri bu konuda ne yapıyor?

Dikkat, dikkat; bu yasa dışı bir eylem. Sokakta gerçekleşen herhangi bir gösteri değil, işyeri basılıyor, müşteriler adeta kovuluyor.

Yurttaşın can güvenliği devletin güvencesinde mi?

O zaman gereği yapılmalıdır.