Diyarbakır 'Sur' tipi cezaevi!
TİGRİS HABER - Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde yeni inşa edilen yapılar, havadan ilginç görüntü sergiledi. Yapıların cezaevi mimarisini andırır şekilde yapıldığı görüldü. Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Ferit Kahraman, tarihi doku üzerine yükselen binalar için ‘Tek tipleştirme zihniyetinin bir görüntüsü’ dedi.
Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde, PKK mensuplarının kazdığı "hendek" ve kurduğu "barikatlar" nedeniyle 2 Aralık 2015 tarihinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Güvenlik güçleri ile PKK mensupları arasında 3 ay süren çatışmalar nedeniyle on binlerce kişi evinden oldu. Çatışmalardan sonra 21 Mart 2016’da, Bakanlar Kurulu kararı ile riskli alan ilan edilen Sur İlçesi'nin 15 mahallesinde 368 adadaki 6 bin 300 parsel, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırma kararı ile kamulaştırıldı.
Binlerce kişi göç etti
Kamulaştırılmadan sonra çatışmalarda hasar gören 334’ü tescilli olmak üzere 3 bin 569 yapı yıkıldı. Yıkımın ardından hak sahiplerine verilmesi planlanan 85 ile 350 metre karelik yüzlerce yapı inşa edildi. Hasırlı Mahallesi’nde yapılan ve eleştirilere maruz kalan ‘Diyarbakır evleri’ tarzında inşa edilen yapılar 2018 yılında tamamlandı. Geçtiğimiz günlerde bazı evlerin anahtar teslimi yapılırken, kent mimarisine uyumsuz yapılan tek tip ve tek renkli evlerin bir kısmı tamamlanırken, bir kısmında inşaat çalışmaları hala devam ediyor.
49 tescilli yapının restorasyonu sürüyor
Süreci başından bu yana takip eden Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Ferit Kahraman, hazırladıkları raporlara göre yaklaşık 46 hektarlık alanda yıkım gerçekleştiğini söyledi. Bunun yanında 89 tescilli yapının zarar gördüğünü aktaran Kahraman, birçok yapının ya yol çalışmasında ya "güvenlik" gerekçesiyle ya iş makinelerinin geçiş güzergâhı olması nedeniyle yıkıldığını ifade etti. Şu an girişlere izin verilmeyen bölgelerde 49 tescilli yapının restorasyon çalışmasının devam ettiğini kaydeden Kahraman, "Bunların çalışmaları yaklaşık 1 yıl önce başladı. O konuda da aslında geç kalındı" dedi.
İmar Planına uyulmadı
Yeni yapıların ne sivil mimariye ne de geleneksel yapılara uygun inşa edilmediğine dikkati çeken Kahraman, daha önce hazırlanan Suriçi Koruma Amaçlı İmar Planı'na da uyulmadığının altını çizdi. Kahraman, yeni yapıların birçoğunun cezaevini andırdığını vurgulayarak, "Bir avlu ve avlunun etrafında dizilmiş evler. Geleneksel evlerde ya da özgün sivil mimari örneklerden bahsettiğimizde mahremiyet kavramından da bahsetmeliyiz. Şu anda burada bir avlunun etrafında dizilmiş 8-10 tane evden hepsinin penceresi o avlunun içerisine bakıyor. O sivil mimaride mahremiyetin de ortadan kaldırıldığını görüyoruz" diye kaydetti.
Kullanılan taşlar doğal değil
Sivil toplum kuruluşları ve halkın, yeni yapıların projelendirme ve yapım aşaması sürecine dahil edilmemesinin tüm bunlara neden olduğunu ifade eden Kahraman, "Bütün planlama, proje ve süreçler Ankara’dan merkeziyetçi bir şekilde yürütüldü. Projeyi çizenlerin birçoğu Diyarbakır’ı ya da bu sivil mimari yapıları hiç görmemiş insanlar. Kendi özgün malzemesi Karacadağ volkanik patlamasından olan bazalt taş. Dişi ve erkek diye nitelendirilen iki farklı taş ve bu yapıların çoğunda dişi denilen bazalt taş kullanılmıştı. Ancak evlerin tamamının üstü boya ve badana yapılmış, dış cephe montalamasıyla yapılmış. Alt tarafta da bazalt taş görünümü var. Ama bu görüntüler özgün doğal taştan değil. Geleneksel taştan örülen bir duvar ya da evden söz edemiyoruz" şeklinde konuştu.
Sadece 100 kişiye teslimat yapıldı
Yapıların inşası sürecinde hak sahiplerinin mağdur edilmeyeceği sözünün verildiğini ancak, bu sözün tutulmadığını dile getiren Kahraman, "Şu anda sadece konutlarla ilgili kısmi teslimatlar yapılıyor. Sayıları 100’ü ya buluyor ya bulmuyor. Ticari alanlar olan dükkân ve butik otellerin hak sahiplerine teslimi ile ilgili ne yazık ki öyle bir işlem gerçekleşmiyor. Şuanda o belirsizlik halen sürüyor. Muhtemelen anlaşmazlık söz konusu. Mülkiyetin tapusu elinde olan insanlara, ticari alana dönüştüğü için gidip bu yerler verilmiyor. Mağduriyetlerden en büyüğü de bu" ifadelerini kullandı.
Yapılanlar tek tip!
Yapıların tek tip olduğunu belirten Kahraman, şöyle devam etti: "Yapıların tamamının birbiriyle aynı olması, kopyası olması, tek tipleştirme zihniyetinin bir görüntüsü. Canlı halini burada gözlemleyebiliyoruz. İnşaat çalışmalarının ne kadar süreceği, tam olarak bu alanlarda süren fiziki veya süregelen yasakların net ne zaman kalkacağına dair herhangi bir açıklama yapılmıyor. Bu haliyle devam ederse yıllarca sürecek bir çalışma olacak gibi."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.