Diyarbakır sokağa çıkma yasağı istiyor

Diyarbakır sokağa çıkma yasağı istiyor
Diyarbakır koronavirüsle mücadele konusunda kaderine terk edildi. Kentte vaka ve ölüm sayısı her geçen gün artıyor, halkın seçilmiş milletvekilleri ortada yok. Siyasi parti, Kanaat Önderleri ve Sivil Toplum Örgütünün temsilcileri, salgının kontrol alına alınabilmesi için sokağa çıkma yasağı istedi.

TİGRİS HABER - Korona pandemisinde 1 Haziran’dan itibaren başlayan normalleşme süreciyle birlikte Diyarbakır’da vaka sayısında yaşanan artış devam ediyor. Kentteki vaka artışını kanaat önderleri ve Sivil Toplum Örgütünün temsilcileriyle konuştuk.

BİRİ BİZDEN DOLAYI ÖLÜYORSA KATİL OLURUZ

Ulu Cami emekli imam hatibi Mehmet Sait Yaz, salgının geçmesi için dua ettiğini belirterek, “Bu vebanın İslam aleminin üzerinde kalkması için sürekli dua ediyorum. İki şey çok önemli, biri fiili duadır diğeri kavli duadır. Fiilen dua tedbir almaktır. Yapılması gerekenleri eksiksiz yapmaktır. Bunlara uyarsak biz dünya hayatını normal yaşayabiliriz. Her tarafta ölüm ve ölüme sebep veren nedenler var. İnsanların bunlardan uzak durması için tedbirli olmak lazım. Bunun başında da kurallara uymak gelir. Allah, ‘Başınıza gelen herhangi bir bela sizin eksikliğinizden dolayıdır’ diyor. Kendinizi değiştirmedikçe ben üstünüzdekini değiştirmem. İş bizden başlıyor ve bizimle bitiyor. Halk olarak tedbiri almıyoruz, işi hafife aldık, alay eder gibi davranıyoruz. Özellikle gençler umursamıyor. Bugün bu mikrobu kapan birinde tahribat bugün çıkmasa birkaç yıl sonra ortaya çıkar. Bugün herhangi birine dokunuyorsa bu salgın, bütün zararları def etmekle mükellefim. Bundan kurtulmak için kavli dua yetmiyor, fili dua gerekli. Nasıl ki abdest namazın şartıdır, toplum olarak bunlara riayet etmezsek günahkar olmuş oluruz. Bu vebayı bir başkasına bulaştırırsak oda bundan dolayı hastaneye düşerse ve yaşamını yitirirse katil oluruz. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Farkında olmadan insanlar katil olabilir. Vatandaş olarak bireysel olarak sorumluluğumuz çok. Devletimiz bu konuda iyi bir sınav verdi. Birçok ülkede insanlar hastanelerde yer bulamadı, çok şükür sağlık sistemimiz iyi. Hep birlikte bir birimize yardımcı olalım. Bir birimize merhamet edelim ki, gökteki de bize yardımcı olsun” ifadelerini kullandı.

UMARIM NEDEN SEÇİLDİKLERİNİ ANLARLAR

Diyarbakır Sanayici İş İnsanları Derneği Başkanı Burç Baysal ise, “Hafta sonu 27 STK temsilcisi ortak bir açıklama yaparak halkı daha dikkatli olmaya çağırmıştı. Bu çağrılar muhakkak ki kıymetlidir. İnsanlara olayın daha bitmediğini, özellikle Pandemi kurulları içinde yer alan bilim adamları buraya özgü önlemlerin alınması noktasında önlemler almalı. Bir Artvin ile Diyarbakır’da yaşam biçimi bir değil. Bunu herkes biliyor, bilimin ortaya koyacağı bir takım önlemlerle halkın karşısına çıkmaları gerekiyor. Bölgede örf adetler sıkı sıkıya uygulanıyor. Bunlar bir yasakla, halk bunu tehdit olarak görüyor. Bilim insanlarının yanı sıra topluma liderlik edebilecek kişileri de kaybettik. Gerek seçilmiş, gerek atanmışlar ortada bu kadar sorun varken müdahale etmiyorlar. Ölümlerin çıktığı bir yerdeyiz. Virüsün ilk çıktığı dönemde sayı bu kadar yokken, bugün çıkan rakamlar kaygı verici boyutta. Sokağa çıkma yasağının dışında başkaca temel önlemler alınmalı. Halkı bu anlamda bilinçlendirme ve ortamın nereye gideceği yönünde seçilmişlerin bunu ortaya koyması gerekiyor. Özellikle milletvekillerinin sesiz kalması bir vahamet, umarım neden seçildiklerini anlarlar. Topluma liderlik böyle olmaz” şeklinde konuştu.

VATANDAŞIN DİKKAT ETMESİ LAZIM

Ak Parti İl Başkanı Serdar Budak, “Bayram sonrası seyahat kısıtlamasının kalkması ile vatandaşta rehavet oluştu. Evet bir artış var, bunun bilincine varıp öyle hareket etmek lazım. Çok tehlikeli bir hastalıktan söz ediyoruz. Vatandaşlarımızdan maske ve mesafeye dikkat etmelerini rica ediyoruz. Tehlike geçmiş değil. Bu küresel bir salgın. Bu Türkiye ile sınırlı bir konu değil. Vatandaşlarımızdan özellikle dikkat etmeleri lazım. Valimiz görevinin başında. Her gün uyarılarda bulunuyor. Vatandaş bazı kurallara uymama eğiliminde. Geçen hafta valilik maske zorunluluğu getirdi. Yetkililerin tek değil, vatandaşında uyarılması lazım. Valimiz ve bizler sürekli uyarılar yapıyoruz. Bazı şeyler zorla yapılmıyor” dedi.

YASAK DAHİL TÜM SEÇENEKLER DEĞERLENDİRİLMELİ

Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, “Bir hafta önce açıklama yapmıştım. Diyarbakır’da seçilmişler ve atanmışlar ne yazık ki sus pus. Diyarbakır’ın gerçek gündeminden uzak görüntüden ibaret bir faaliyet yürütüyorlar. Diyarbakır’da kaç vaka olduğunu hala bilmiyoruz. Bilgi paylaşılmıyor. Kaldı ki, artışların vatandaşa havale edilmeyecek kadar sorumluluğu var. ‘Vatandaş uymadı ondan vakalar artıyor’ demek ciddiyete bağdaşmaz. Bu şehrin milletvekilleri, valisi, belediye başkanları ne yazık bir açıklama yapmadı. Bugüne kadar hangi tedbirleri aldınız, neden tedbirleri almıyorsunuz. Halende cevap almış değiliz. Yaşanan tüm bu sıkıntıdan sorumlu olanlar il valisi, büyükşehir ve alt belediyeler ile bu kentin seçilmiş millettekileridir. Bayramdan hemen sonra ciddi tedbirler alınmalıydı. Şuan onların gündeminde bu konu yok. Onların gündemi ayrı. Biz can çekişirken, onlar farklı farklı çalışmalar içerisinde. Diyarbakır’ın selameti için sokağa çıkma yasağı dahil olmak üzere etkili tedbirler alınmalı” diye konuştu.

YASAK İLAN EDİLİRSE KONTROL ALTINA ALINIR

Cumhuriyet Halk Partisi CHP Diyarbakır İl başkanı Gönül Özel ise, “Sağlıklı bilgi verilmiyor. İnsanlar işin ciddiyetini kavrayamadı. Hızlı bir şekilde normalleşmeye geçildi. Bu konuda vatandaşın da ilgili kurumlarında eksiği var. Taziye, yemek, toplu taşıma olmamalıydı. Diyarbakır’da 14 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilsin. Bu şekilde hastalar belli olur ve salgın kontrol altına alınır. Gizli şekilde nişan yapılıyor. Ciddi yaptırım olmazsa bunun önüne geçilmez. Yasak ilan edilirse bu şekilde bunun önüne geçilir” dedi.

Kanaat önderi avukat Muhammed Dara Akar’da, “Bu iş devletin tek başına altından kalkacağı bir mesele değil. Toplum üzerinde etkili olan herkesin toplumu uyarması lazım. Bu bir bilinçlendirme olayıdır. Ne yazık ki insanlarımız yeterince bu meselenin ciddiyetini kavramış değil. En ucra yere kadar bilinçlendirmemiz lazım. Cuma hutbelerinde imamlar mutlaka maske, mesafe ve toplu etkinliklerden kaçınılması için çağrıda bulunmalı. Muhtarlar köylerde anons yapmalı. Bütün kurumlar personelini uyarmalıdır. Maske takmayan personelle ilgili işlem yapılmalı. Maske denetimi sıkı olmalı. Radikal kararlar almazsak hastaneler bu yükü taşıyamaz. Bugün hizmet veriliyor ama bu iş büyürse hastanelerde yatak kalmayacak. Bunu engellemenin yolu virüs yayılımını kontrol altına almak. Son olarak bölgemizde aşiret yapısı var. Bu yapıdan kaynaklı taziyeler, düğünler ve toplu etkinliklerin önüne geçemiyoruz. İlgili kurumlar uyarmasına rağmen düğün ve taziyeler sürüyor. Bölgedeki patlamanın sebebi budur.  Kanaat önderleri uyarılmalı, yapanlar hakkında cezai işlem yapılmalı. Bu yapılırsa caydırıcı olur. Tedbirler sıkı olmayınca vatandaş buna uymuyor. Bütün kurumların harekete geçmesi lazım. Bu işi polisin ve zabıtanın üstüne yükleyemeyiz. Herkes bir polis gibi bir zabıta gibi maske takmayanlara uyarıda bulunmalı. Vatandaş bu işi kontrol etmeli. Yere tüküren üç kişiyi ben ihbar ettim. Bu şekilde insanları uyarmalıyız. Din adamları devreye girmeli, çünkü bölgede lafı dinlenen din adamları var” dedi. (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum