VİDEO - Diyarbakır Cezaevi ve Roboskiyi hatırlattı

TİGRİS HABER - Cumhuriyet Halk Partisi Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bütçe görüşmelerinin son günün TBMM’de yaptığı konuşmada, 12’inci yılında Roboski katliamını hatırlattı. Tanrıkulu, Diyarbakır Cezaevinin işkencecisi Esat Oktay Yıldıran’ın İzmir’de bir okula isminin verilmesini eleştirdi, ‘Adaleti sağlayın’ dedi.

Sezgin Tanrıkulu TBMM’de yaptığı konuşmada, adı İzmir’de bir okula verilen, daha sonra tepkiler üzerine iptal edileceği açıklanan Diyarbakır cezaevinin işkencecisi Esat Oktay Yıldıran ile ilgili konuştu, Roboski katliamının 12’inci yılını hatırlattı, “17'i çocuk 34 yurttaşımızın katledildiği Roboski'nin 12. yılında gerçekleşmeyen adaletin sorumlusu siyasi ve hukuki olarak Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarıdır!” dedi.

Tanrıkulu’nun konuşmasından ana başlıklar şöyle;

Diyarbakır cezaevi

“Dünyanın en berbat 10 cezaevinden biri olan Diyarbakır Cezaevindeki işkencelerden ve ölümlerden sorumlu olan bir komutanın adının 40 yıl sonra bir ilkokula verilmesi sizin yok saydığınız Kürt sorununun ta kendisidir!

Diyarbakır Cezaevi benim hafızamda da büyük bir travmadır. Benim ağabeyim 1980'den sonra tıp fakültesi öğrencisiyken tutuklandı, cezaevinde tutuklu kaldı. Öğrenciyken annemle beraber cezaevine gittim ve “Co” denilen köpekle orada tanıştım. Onun nasıl bir travma yarattığını kendi yaşamımdan da biliyorum avukatken de dinlediklerimden biliyorum ve şimdi de o cezaevi mağdurlarından biliyorum. O cezaevinde bu mağduriyeti yaşatan bir komutanın adı tam da şimdi, bu dönemde İzmir'de bir ilkokulun adı olarak yazılmış. Şimdi “Kürt meselesi nedir?” derseniz tam da budur değerli arkadaşlar; tam da budur.

Dünyanın en vahşi cezaevlerinden biri

Kürt meselesinin başka bir boyuta evirilmesine neden olan -Diyarbakır Cezaevi ki bütün literatüre göre dünyanın en vahşi 10 cezaevinden bir tanesi olarak anılır ve onda bu komutanın da büyük katkısı vardır- tam da budur yani bir adaletsizlik meselesidir. Mesele, bu saatten sonra o tabelanın oradan indirilmesi değildir; mesele, sizin iktidarınız döneminde bu tabelanın oraya asılmış olmasıdır. Hem de ne zaman biliyor musunuz?

Zamanlama çok manidar!

Diyarbakır Cezaevinin Kültür Bakanlığının kararıyla ve bu Hükümetin kararıyla müzeye dönüştüğü tarihlerde. Alın, ikisini karşılaştırın; karşılaştırın ikisini, neden bunun yapıldığını anlarsınız. Mesele bu, biz Parlamento olarak bunu çözemedik. Diyarbakır Cezaevini müze yaptınız, müze yaptık -bizim çabalarımız aynı zamanda- ama bütün bu çözüme karşı olanlar bir taraftan da İzmir'de o tabelayı size karşı da bu Parlamentoya karşı da barış isteyenlere karşı da o tabelayı oraya asma cesaretini gösterdiler. Mesele indirmek değil bu saatte, mesele kimin oraya astığı, hangi zihniyetin oraya astığı? Eğer onu burada çözersek, onun üzerine gidersek, asıl bu meseleyi kimlerin çözmek istemediğini de anlamış oluruz. Çok sembolik bir şey, bakın, çok sembolik bir şey ama asıl mesele de burada yatıyor. Bunu yaparsak ve becerebilirsek gerçekten bu meselenin nasıl buraya evrildiğini de görmüş oluruz. O sıradan bir Milli Eğitim Müdürünün, sıradan bir okul müdürünün, bir Valinin kararı değil, bunu bilmemiz lazım; başka güçlerin o tabelayı oraya asmasıdır, aynı zamanda size karşıdır, o müze kararına karşıdır, o hafızayı canlı tutma çabasıdır aynı zamanda, bunu bilelim.”

Roboski’nin yıl dönümü

17'i çocuk 34 yurttaşımızın katledildiği Roboski'nin 12. yılında gerçekleşmeyen adaletin sorumlusunun siyasi ve hukuki olarak Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarının olduğunu söyleyen Tanrıkulu, şöyle dedi;

“O nedenle, bir kez daha söylüyorum: Bakın, bu mesele konusunda yani o tabela konusunda, o komutanın adı yazan tabela konusunda adım atın, Roboski konusunda da adaleti sağlama konusunda girişimler yapın, adalet üzerinde bir noktaya gidebiliriz.

Ben tekrar Roboski’de yaşamını yitiren bütün yurttaşlarımızı burada 12'nci yılında saygıyla anıyorum, saygıyla eğiliyorum anıları önünde ve adaleti gerçekleştirme konusunda bir sözü daha bu kürsüden veriyorum.”