Diyarbakır Barosu ve STK'lardan hapishane raporu

Haber: Ardıl BATMAZ
Kamera: Şirvan Oktay GÖRER
TİGRİS HABER - Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Diyarbakır Barosu, ÖHD Diyarbakır Şubesi, İHD Diyarbakır Şubesi ve TUAYDER tarafından hazırlanan 'Bölge Hapishaneleri Raporu' açıklandı.
Türkiye hapishanelerinde, başta yaşam hakkı olmak üzere mahpusların sağlık hakkı, iletişim hakkı, adil yargılanma ve sağlıklı, makul ve uygun koşullarda yaşamını sürdürme hakkının ihlal edildiği belirtilen açıklamayı Diyarbakır Barosu Hapishane İzleme Komisyonu Sekreteri Av. Ahmet Güler okudu.
Diyarbakır, Elazığ ve Erzincan hapishanelerinin ziyaret edilerek hazırlanan hak ihlalleri raporunda, öncelikle Türkiye’deki hapishanelerde yaşanan insan hakları ihlallerinin sonlandırılması, ağırlaşan infaz koşullarının düzeltilmesi, İmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutulan Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş üzerinde uygulanan tecrit koşullarına son verilmesi, umut hakkının tanınması, aile ve avukat görüşlerinin siyasi kısıtlamalara tabi tutulmadan sağlanması talep edildi.
“YASAL DÜZENLEME YAPILSIN"
Açıklamada, şöyle denildi: "Kürt meselenin çözümü noktasında Sayın Abdullah Öcalan tarafından yapılan barış ve demokratik toplum çağrısından sonra, iktidarın başta hukuki ve siyasi haklar olmak üzere demokratik toplumun inşası için adım atması elzem hale gelmiştir. Bu bağlamda öncelikle yıllardır süregelen tecrit anlayışının derhal son bulması, umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve işler hale getirilmesi gerekmektedir. Yasal ve uluslararası mevzuat, evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; Mahpus sayısının artması ile ortaya çıkan kapasite sorunu, tutuklu yargılamanın bir istisna olarak değil adeta bir kural olarak görülmeye başlanması, yeni ve kuruluş amacı belirtilmeyen ve tecrit politikalarının uygulama alanları olan yeni tip yüksek güvenlikli hapishanelerin inşalarının sürdürülmesi, bu hapishanelere mahpusların sürgünlerinin arttırılması başat problemlerdendir. Genel olarak saha ziyaretlerimizden tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. Hapishanelerde mahpuslara yönelik hukuka aykırı tutum ve davranışta bulunan görevliler hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Hapishanelerde yaşanan sorunlar hakkında ilgili ulusal ve uluslararası kurumlara bilgilendirme ve gerekli başvuruların yapılması gerekmektedir."
"HASTANEYE SEVKLER İŞKENCE GİBİ"
Raporlama çalışması kapsamında ziyaret edilen hapishanelerde; revire ve hastaneye sevk taleplerine oldukça geç cevap verildiği, bu durumun da kişilerin tedavilerinin sekteye uğramasına ve kimi zaman ağır sonuçların doğmasına sebebiyet verdiği, hastane sevklerinde çift kelepçe uygulamalarının devam ettiği ve tıp etiğine aykırı muayene standartlarının olduğu ifade edildi.
Hapishane idarelerince aylardan beri onlarca hasta mahpusun hastane sevklerinin engellendiği de aktarılan raporda, "Mahpusların hastaneye sevkleri ve muayene süreçleri işkence ve kötü muameleye dönüşmektedir" denildi.
"PİŞMANLIK DAYATMASI VAR"
Ağır hasta mahpusların yaşamlarını tek başına idame ettirememelerinden kaynaklı serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesi gerektiği belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi:
"Hasta mahpuslar, her koşulda sadece klinik yaklaşım ile değerlendirilmeli, alıkonulmasının uygun olmadığına dair tıbbi raporları olan mahpuslar ivedilikle salıverilmelidir. İnfaz Kanunun 16. Maddesi hasta mahpusların ihtiyacı doğrultusunda değiştirilmelidir. İnsanlık onuru ile bağdaşmayan ağız içi arama uygulamasına ve diğer yasaklı arama usullerine derhal son verilmeli, hasta mahpusların hastaneye sevkleri sağlanmalıdır. Hapishanelerde düzenli ve yeterli sayıda sağlık personelinin bulunması, sayının artırılması sağlanmalıdır. Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere ring araçlarıyla değil daha hijyenik ve sağlığa uygun araçlarla taşınması sağlanmalıdır. İdari Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri tarafından mahpuslar hakkında “iyi halli” olup olmadıkları yönünde hazırlanan raporların objektif değerlendirmelerden uzak, hukuki dayanaktan yoksun ve soyut gerekçelere dayandırıldığı, İdare ve Gözlem Kurulu kararları ile mahpusların infazının keyfi olarak yaygın ve sistematik bir şekilde uzatıldığı tespit edilmiştir. Yine, kurula çıkan mahpuslara pişmanlık dayatmasında bulunduğu tarafımıza aktarılmıştır. Birçok hapishanede en temel ihtiyaçlardan olan su ihtiyacının uzun süredir çözülmemesi sağlığa erişim hakkının ihlali boyutuna varmıştır. Mahpusların kişisel temizliği için acilen hijyen malzemelerine ücretsiz olarak erişimi sağlanmalı ve öncelikli olarak bu su sorununun çözülmesi gerekmektedir. Hapishanelerde kalan mahpusların sağlıklı bir ortamda kalmaları için gerekli temizlik araçları kendilerine verilmeli; olası hastalıkları ve salgınları önlemek amacıyla temizlik ve sağlık konularında titiz davranılması gerekmektedir. Mahpusların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesi sağlanmalı, kendilerine vitamin takviyesi yapılmalıdır. Bunun yanı sıra gerek hasta mahpusların gerekse de vegan/vejetaryen ve özel beslenme ihtiyacı olan mahpusların yemek düzenlerine dikkat edilmeli, yememeleri gereken gıdaları tüketmeleri noktasında baskı ve zorlama yapılmamalı, buna dair yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir."
"KÖTÜ MUAMELEDEN DERGAL VAZGEÇİLMELİ"
Mahpuslara ve ziyaretçilere ulusal ve uluslararası mevzuatın gereği olarak insan onuruna yaraşır bir muamele gösterilmesi gerektiği belirtilen raporda, güvenlik gerekçesiyle dahi olsa hapishane girişlerinde yapılan aramaların onur kırıcı olmaması gerektiği ve söz konusu uygulamayı gerçekleştiren personeller hakkında yasal işlemlerin ivedilikle ilgili hapishane savcılığı tarafından gerçekleştirilmelsi gerektiği ifade edildi:
"Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmeleri, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Mahpusların beden ve ruh sağlıklarının korunabilmesi için mahpusların uzun süre veya süresiz sosyal yalıtılmışlığa ve yalnızlığa maruz bırakılmamaları gerekmektedir. Hapishanelerde mahpuslara yönelik işkence ve kötü muamele uygulamalarından derhal vazgeçilmeli; hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.