DİSKİ müdürü isyan etti: 100 baş büyük hayvanı olan da kaçak su kullanıyor

TİGRİS HABER - Tutşi, suya yapılan yüzde 330’luk su zammının mahkeme tarafından iptal edilmesine ise itiraz edeceklerini söyledi.

Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) Genel Müdürü Fırat Tutşi, kentte görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi. Tutşi, yatırımlar ve çalışmalar hakkında önemli bilgiler verdi. Diyarbakır’daki içme suyunun çok güzel olduğunu ifade eden Tutşi, “Türkiye’nin birçok ilinden musluktan su içilmiyor. Diyarbakır’da insanlarımız gönül rahatlığı ile suyu musluktan içebilir. 12 bin 572 karelik alanın tamamında hizmet veriyoruz. En ücra köşe de bizim sorumluluğumuzda. 1270 personel ile hizmet veriyoruz. Kent genelinde 1282 sondaj kuyumuz var. 1466 tane depomuz var. 2021 bütçemiz 552 milyon liradır. Ama bütçeden daha fazla yatırım yaptık. Sadece 103 milyon TL bir yıllık elektrik giderimiz. Toplam 423 bin abonemiz var. Şehirde abone olmayanların oranı hayli yüksek. Kayıp kaçak oranımız yüzde 45’lerde. Ürettiğimiz suyun yarısı kayıptır, kaçaktır” diye konuştu.

Diyarbakır’da rekor su tüketimi

İçme suyu ile bahçelerin sulandığını dile getiren Tutşi, “Günlük su tüketme oranı 120 litre iken, Diyarbakır’da bu oran 270 litredir. Su kullanma alışkanlığımız kötü. Bu konuda sizlerden destek bekliyoruz. Bizim bu algıyı toplum üzerindeki bu alışkanlığı değiştirmemiz lazım. Kaçak kullanmayacağız, kaçak kullananlara karşı mücadele edeceğiz. Kaçağa verdiğimiz emeğin ancak yarısını yatırıma verebiliyoruz. Niye gidip kesiyoruz, bir daha kaçak bağlıyorlar, gidiyoruz arkadaşlarımızı dövüyorlar. Emin olun bunların hepsini yaşadık. Adam bizi köye sokmuyor” şeklinde konuştu.

Köylerde durum çok vahim

Tüm dünyanın kuraklıkla boğuştuğunu hatırlatan Tutşi, Diyarbakır’ın bu konuda şanslı bir il olduğunu söyledi. Tutşi, “Suyumuzun kıymetini bilmeliyiz. Yanı başımızdan Dicle Nehri geçiyor, barajlarımız da su var. Suyun kıymetini bileceğiz, sahipleneceğiz ve kayıp kaçak yapmayacağız. Kayıp kaçak oranımız şehirde yüzde 44. 89’dur. İlçelerde bu durum daha vahim, köylerde ise daha vahim. 13 İlçeye verdiğimiz enerji bedeli 64 milyon TL’dir. Oralarda topladığımız para ise 20 milyondur” ifadelerini kullandı.

100 baş büyük hayvanı olanda kaçak su kullanıyor

Damlama sulama sistemi ile bahçe sulayanlar var. Durumu düşük olan varsa gelsinler biz onu fonlarız. 100 baş büyük hayvan çiftliği olanda kaçak su kullanıyor. Birçok yerde damlama sulama ile bahçe sulayan var, soruyorsunuz bu ne diye, hobi bahçesi diyorlar” tepkisinde bulundu.

Vatandaşlardan paramızı alamıyoruz

Önceki yapılandırma kapsamında 102 milyon alacağımız vardı, 102 milyon TL’yi vatandaşlardan alamıyoruz. Pandemide kimsenin suyunu da kesmek istemiyoruz. Ama nihayetinde bizim hizmetlerimiz bu paralarladır. Ben maaşımı sizlerin ödediği su parası ile alıyorum. Su parasını ödemezsek biz 1 milyon 800 bin insana nasıl hizmet edeceğiz. Yanlış ve eksiklerimiz olabilir ama sorunlarımızı birlikte çözmeliyiz. Şu haliyle 104 milyon alacağımız var, 140 bin mükelleften alacağımız var. Son 4-5 yılda yaptığımız yatırımların toplam bedeli 711 milyon TL” dedi.

Mahkeme kararına itiraz edeceğiz

Değerlendirmenin ardından Tutşi, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Önceki kayyum döneminde suya yapılan yüzde 330’luk zammın iptal edilmesine ilişkin mahkeme kararının hatırlatılması üzerine Tutşi, “Zam, 1 Ocak 2020 tarihinde yönetim kurulu kararı ile alındı. O zam hiçbir zaman devreye girmedi, bu nedenle hükümsüzdür. Kullanılmadı, işletilmedi ve sonrada yönetim kurulu kararı ile iptal edilen bir zamdı. Önceki valimiz döneminde alınan karara itiraz yapıldı. Bizim için yok hükmündedir, ama kurum olarak itirazlarımızı yapacağız. Yapılan zamlar hiçbir şekilde faturalara yansımadı” ifadelerini kullandı.

Hiçbir köyde su sorunu yok

Vatandaşların içme suyu ile bahçe suladığını belirten Tutşi, “İlçelerdeki kayıp kaçak oranı yüzde 61 ile 65 arasında. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Köylerdeki kayıp kaçak oranı ise yüzde 85. Taktığımız saati niye kırıyorlar, çünkü bahçe suluyorlar. Bahçe sulaması ve kayıp kaçak olmazsa hiçbir köyümüzde su sorunu yaşamayız. Biri bahçesini sularken, komşu ise abdest alacak su bulamıyor. Sorun budur” dedi.

Sudan kaynaklı salgın iddiası

Diyarbakır’daki hastanelerde yaşanan yoğunluğun suyla bir alakasının olmadığını ifade eden Tutşi, “Benim suyuma kanalizasyon suyunun karışması mümkün değil. Sürekli olarak hem biz, hem Halk Sağlığı düzenli kontroller yapıyor. Bugünü kadar bir tanesinde ne kimyasal ne de mikrobiyolojik bir durumla karşılaşılmadı. Analizlerimizin hangi saatte ve hangi dakikada alındığı bellidir. Bizim suyumuz o kadar güzelken birkaç kişinin algısına kurban ediyoruz. Her yıl yaz ishal ve benzeri salgınlar oluyor. Urfa’da da benzer olaylar yaşanıyor, niye hiçbir yerde bunu dile getiren yokta biz kendi suyumuza çamur atıyoruz. Bu kadar emeğe yazık. Bu kente, bu halka yazıktır. Ben bugün buradayım, yarın olmayabilirim. Suyumuza sahip çıkalım.  Art niyetli doktorlarımız da var. Başhekim salgının suyla alakalı olmadığını söylüyor, ama başka bir doktor salgınının nedenini suya bağlıyor. Başhekime değil, doktora inanıyoruz” diye konuştu.

Pet şişedeki su plastikte bekliyor, bizim suyumuz taze ve canlı

Tutşi, Diyarbakır suyunun pet şişelerdeki sudan daha sağlıklı olduğunu söyleyerek, “Plastik su ile bardak su arasında yarışmıyorum. Ama şunu net belirtmek istiyorum, pet şişeden içtiğiniz su uzun süre bekliyor ama bizim suyumuz canlı ve taze sudur. Arıtıp hemen veriyoruz. Sıkıntılı bir durum olursa sistem hemen kendini kilitliyor. Diyarbakır suyunu gönül rahatlığı ile için” bilgisini verdi. (Haber Merkezi)