Demirtaş’tan tartışılacak iddia:
Meclis'te basın mensuplarıyla bir araya gelen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Sur'un "acele kamulaştırılması" tartışmalarına ilişkin çok önemli bir ayrıntı paylaştı. Demirtaş, AKP'nin Diyarbakır milletvekillerinden birisinin Sur'daki ihaleler için yüzde 10'luk bir pay alarak ihaleleri dağıtmaya başladığını, bu konuda havaalanı VIP salonunda bu yönlü konuşmaya şahit olanların olduğunu ve gerekirse yüzleştirmeye hazır olduklarını söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Meclis'teki grup toplantı salonunda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Demirtaş, Başbakan'ın "2013 Mayıs'ına dönülürse konuşulur" sözlerine ilişkin, "HDP olarak çatışmasızlık sürecine dönülmesini destekleriz. Buna cevap vermesi gereken PKK'dir. Muhatabı doğrudan biz değiliz. Ama arzu ederiz, diyalogların başlamasını canı gönülden ister ve destekleriz" yanıtını verdi.
'Azar işitir işitmez çark etti'
Erdoğan'ın Başbakan'a müdahale etmesini ve yapılan "çözüm süreci" tartışmalarını da değerlendiren Demirtaş, "Başbakan iradesinin sıfır olduğu, çaresiz olduğu ortaya çıktıkça insan üzülüyor. Buna itiraz etmesi gereken Davutoğlu'nun kendisidir. Kendi iradesine kendisi sahip çıkamazsa biz ne yapabiliriz ki? Cumhurbaşkanı'ndan azarı işitir işitmez çark edip bu düşüncesinden vazgeçtiğini söyleyebiliyor. De facto başkanlık sistemine geçtiğimizi de gösteren bir durum" dedi.
'Hiçbir görüşme yok'
Demirtaş, "Hiçbir şekilde resmi ya da gayri resmi görüşmemiz yok" ifadesini kullandı.
Demirtaş, ABD'deki Erdoğan ve Obama görüşmesine dair tartışmalarına ilişkin olarak ise, "Amerika DAİŞ ve benzeri unsurların güçleneceği hiçbir seçeneği desteklemez. Bu da Kürtlerden vazgeçmeyeceği anlamına gelir. Buradan baktığımızda oradan bir uzlaşma sağlanmışsa Erdoğan'ın geri adım atmış olması lazım ve Suriye'deki hatalarından dönmüş olma sözü vermiş olması gerekiyor" dedi.
'Türkiye Minbiç konusunda kirli pazarlıklar peşinde'
Mınbiç'e dönük operasyon tartışmalarına ve buna ilişkin Türkiye'nin tavrının ne olacağı konusunda da değinen Demirtaş, Süleyman Şah Operasyonu'nda Salih Müslim'in Türkiye'ye geldiğini ve türbenin nakli sırasında bir yetkilinin de Kobanê'ye gittiğini hatırlatarak, "O ilişkinin güçlenmesi Türkiye'nin yararına olurdu. AKP hükümeti dışında PYD'yi terör örgütü olarak gören hiç kimse yok" dedi. YPG'nin de "terör örgütü" olarak ifade edilmesini eleştiren Demirtaş, "Hükümetin bu saplantıdan vazgeçip Suriye'nin geleceğini birlikte inşa etme konusunda oradaki radikal olmayan grupları desteklemesi gerekir. En mantıklı olan, örneğin Minbiç operasyonunda Türkiye'nin eğer bir destek olma durumu varsa QSD'ye sunması birçok kapalı kapıyı açabilir. Türkiye'ye asıl kazandıracak olan bu destek olur. Ama yakın zaman için böyle bir dönüşüm olacağını da beklemiyorum. Türkiye ise kapalı kapılar arkasında pazarlıklar yapmaya çalışıyor. Bu da doğru değil" diye konuştu.
Demirtaş, devamla "Kürtler orada kimsenin toprağını işgal etmiş değil. Kendi toprağında yaşıyor ve kendilerini yönetmek istiyor" ifadesini kullandı.
UNESCO tarafından onaylanan belediye planı var
Sur'daki kentsel dönüşüm tartışmaları ve acele kamulaştırma adı altındaki işgal tartışmalarına ilişkin de değerlendirmeler yapan ve kimi bilgiler veren Demirtaş, "Başbakan Sur'u kendilerinin yıktığını kabul etmeli. Doğrudan kendisinin emriyle takla topla yıkım yapıldı. Hendektekiler bu yıkımı yapmadı. Bunu artık kirli bir propaganda malzemesi yapmasınlar. Bundan dolayı bir özür borçlular. Bir ülke yönetimi kendi yurttaşlarına karşı tank ve ağır silahlarla operasyona yapıyorsa bu savaş suçudur. Sur'dan dolayı Cizre'deki yıkımdan dolayı sivil halktan öncelikle özür dilemeli. İkincisi, bunu bir asimilasyon fırsatçılığına dönüştürme girişimi de pişkinliktir. Sen oraya sadece Türk-Sünni kimliği ile imar anlayışı ile yaklaşırsan bunun adı bir yerde faşizmdir. Hiçbir faşist anlayış Sur'u bu şekilde inşa etmeyi başaramaz. Hazır Sur'u yıkmışız bunu AKP dinine de biat eden hale getiririz diye düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Bu konuda yapılmış belediye tarafından hazırlanmış bir imar planı zaten var. UNESCO tarafından da onaylanmış bir plan bu. Bu plana göre hareket edilirse o şekilde bir imar ve yeniden inşası desteklerse hükümet bu daha akıllıca olur. Bu kadar yıkımdan sonra insanlar evsiz barksız kalsın demiyoruz. Sur yıkılmadan önce bir plan vardı ve bu planı değiştirmeden onun dışında hiçbir planı kabul etmeyiz" dedi.
'AKP'liler katliam üzerinden zenginlik hayali kuruyor'
Ayrıca AKP'nin yaşanan yıkım ve katliamlardan ekonomik rant da elde etmeye çalıştığını dile getiren Demirtaş, "Bazı AKP'li vekiller Sur'daki ihaleleri yüzde 10'luk kar ile dağıtmaya başlamışlar. AKP'li milletvekillinin ortak olduğu şirketler ve ihaleleri pay etmeye başlamışlar. Bir danışman arkadaşımız da buna tanık olmuştur. Oradan bir kez daha zengin olmak isteyenler yanılıyorlar. Tek kelime ile avuçlarını yalayacaklardır. Diyarbakır halkının öfkesinden korksunlar. İnsanlar katledildikten sonra zengin olmayı düşünenler karşılarında Diyarbakır halkının öfkesini görürler" diye konuştu.
Dokunulmazlık tartışmaları noktasındaki CHP ve AKP arasındaki tartışmalara ve görüşmelere de yanıt veren Demirtaş, bu konuda bir kanun teklifini verdiklerini hatırlatarak, 83'üncü maddeyi değiştirmeye hazır olduklarını kaydetti ve bu konuda vermiş oldukları teklifin ayrıntılarını hatırlattı.
'AKP'nin dokunulmazlık teklifi bir tuzaktır'
Demirtaş, "Başbakan'ın güvenmediği bir yargıya güvenmek zorunda mıyız? CHP'nin de bu konuda dikkatli olması lazım bu bir tuzaktır. CHP'nin milletvekilleri aylarca tutuklu kaldı. AKP bu konuda adım atmadı. Yargılamaktan kaçan AKP'li vekillerdir. Bu düzenleme başkanlığa giderken parlamentoyu dizayn etme girişimidir. CHP'nin bu konuda dikkatli olmasını tavsiye ediyoruz" diyerek, CHP'ye bu tuzağa düşmeme uyarısında bulundu. (DİHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.