Demirtaş’tan 'helalleşme' çıkışı
TİGRİS HABER - Edirne F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” çıkışına destek verdi ve “Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını toplumsal uzlaşma ve ülkemizin iç barışı açısından çok önemsiyor ve yürekten destekliyorum” dedi. Demirtaş, "Halkımıza, tüm Türkiye toplumuna sözümüz olsun, biz de kendi hatalarımızla yüzleşecek ve hep birlikte helalleşeceğiz" ifadesini kullandı.
Selahattin Demirtaş, Politikyol'a CHP liderinin helalleşme çağrısıyla ilgili olarak bir köşe yazısı kaleme aldı. Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamasının öneminin altını çizen Demirtaş, şunları kaydetti:
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta, helalleşme kavramını kullanarak önemli bir açıklama yaptı. Her türlü siyasi taktik hesaptan, ittifak ve seçim tartışmalarından bağımsız bir şekilde, Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasını toplumsal uzlaşma ve ülkemizin iç barışı açısından çok önemsiyor ve yürekten destekliyorum. Çünkü geçmiş hatalarımızla samimi, dürüst ve cesur bir şekilde yüzleşip karşılıklı helalleşmeden hiçbir sorunumuzu kalıcı olarak çözemeyiz. Bu nedenle, Cumhuriyet’in kurucu partisi CHP’nin Genel Başkanı sıfatıyla yapılmış bu açıklama tarihi önemdedir ve mutlaka sahiplenilmesi, desteklenmesi ve güç verilmesi gereken ciddi bir adımdır.
Cezaevinde olduğu için konunun dışarıda nasıl tartışıldığı konusunda bir fikri olmadığını ifade eden Demirtaş, özetle şunları söyledi:
Doğrusu, bu konu dışarıda nasıl tartışılıyor, çok takip etme imkanım olmadı. Nihayetinde bizler haksız ve hukuksuz bir şekilde hapiste tutuluyoruz. Buradan özeleştiri yapmamız kimilerince istismar edilecek, birilerine yaranma çabası olarak yorumlanabilecektir. Kaldı ki biz siyaseten eleştirildiğimiz için değil, siyasi bir kumpas sonucunda buradayız ve siyasileşmiş mahkemelerde çok ağır ceza istemleriyle yargılanıyoruz. Bu durumumuza rağmen, bizim de halka karşı özür borcumuz var. Ben şahsen, bu özeleştiriyi ve özür dileğimi halka sunmaktan geri durmam, özeleştirimizin muhatabı siyasetin aparatına dönüşmüş mahkemeler değildir elbette. Bununla birlikte halkımıza, tüm Türkiye toplumuna sözümüz olsun, biz de kendi hatalarımızla yüzleşecek ve hep birlikte helalleşeceğiz.
Evet, sorunları biz yaratmadık, sorunların kaynağı biz değiliz ancak siyasetçiler olarak eğer doğru ve başarılı bir politika izleseydik çözümsüzlükten beslenenlerin ekmeğine, istemeden de olsa yağ sürmemiş olurduk. Kendi adıma bu sorumluluğu her zaman kabul ettim ve halen aynı noktadayım. Kimlik siyasetini aşarak toplumun tamamını kucaklamayı başarmalıydık. Şiddetin tümden devre dışı kalması için siyasetçiler olarak daha fazla inisiyatif almalı, öne çıkmalıydık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.