Demirtaş: Hakkâri'deki katliama ne diyeceksiniz merak ediyoruz?

BDP İstanbul İl Örgütü, Şişli Labella Premium Düğün Salonu'nda dayanışma yemeği düzenledi. Kürtçe ve Türkçe olarak, "Dayanışma yemeğimize hoş geldiniz" pankartının asıldığı yemeğe, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, HDP Milletvekili Levent Tüzel, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, BDP ve HDP İstanbul il ve ilçe örgütleri, PM ve MYK üyeleri ile bini aşkın kişi katıldı. Bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan etkinlikte açılış konuşmasını BDP İstanbul il eş başkanları Arife Çınar ile Emrullah Bingül yaptı. 

Önder: Bizsiz bir hesabın olamayacağını gösteriyoruz

Ardından HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder söz aldı. 2011 Genel seçimleri hatırlatarak sözlerine başlayan Önder, bu seçim döneminde birçok zorlukla karşılaştıklarını ancak zafere de imza attıklarını belirtti. Yaklaşan seçimlerle birlikte gündemleşen seçim tartışmalarına değinen Önder, "Gelinen noktada İstanbul gibi bir metropolde seçim yapılacak. Seçimin konuşulduğu hiçbir program yoktur ki BDP'nin, Kürtlerin HDP'nin kendisi konuşulmamış olsun. Biz de bu kente böylesine aday olduk. Yukarıdan gelerek değil. Dişimizle tırnağımızla, halkla yan yana durarak, adımızı, yok sayanlara inat bu ülkenin ana haber bültenlerine yazdırdık. Bizsiz bir hesabın olamayacağını dosta düşmana gösteriyoruz" ifadelerini kullandı.

Yüksekova'da polis kurşunu ile yaşamını yitiren amca ve yeğen olayına ilişkin de konuşan Önder, "Hayatını kaybeden yoldaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum. Anıları mücadelemize ışık tutacaktır" dedi. 

Kürkçü: Herkes kendi yoluna yürüyecek

Önder'den sonra konuşan HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, "BDP ile HDP birbirinden güç alarak, yan yana, omuz omuza birbirlerinin sonucu ve sebebi olarak son derece önemli bir iş yapacaklar" dedi. Yaklaşan yerel seçimlere yönelik konuşan Kürkçü, "Barışı hak etmeniz için bizi yenmeniz lazım diyorlar. Yeneceğiz sizi, her yerde yeneceğiz, sırtınız yerden kalkmayacak. AKP'nin kibrine, Tayyip Erdoğan'a buradan meydan okuyoruz. İstanbul'u dar edeceğiz. Adana'yı dar edeceğiz, İzmir'i dar edeceğiz. Zaten Kürdistan sana dar olmuş mezar olacak. Bu seçimler AKP'nin yıllardır başımızda estirdiği zulmün sona ermesinin başlangıcıdır" diye konuştu. 

HDP ve CHP ittifak tartışmalarına da değinen Kürkçü, ittifakın gelişmeyeceğini işaret ederek, "CHP'liler ağlayıp durmasın. Bizimle açık seçik, demokrasi için, Kürtlerin hakkı için eşit yurttaşlık için Alevilerin hakkı için çoğul bir ülke için ortaklık kurmaya hazır olsalardı biz onlarla ortaklığı kurardık. Mademki kendi kaderlerini böyle çizdiler herkes kendi yolunda yürüyecek. Güle güle biz kendi yolumuzda yürüyoruz devam edeceğiz. Yüzde 10 duvarı hedefini yıkacağız" şeklinde konuştu. 

Demirtaş: Kürde düşen yine katliam

Daha sonra BDP EŞ Genel Başkanı Selahattin Demirtaş söz aldı. Yüksekova'da polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren amca Reşit İşbilir ve yeğen Veysel İşbilir'i anarak konuşmasına başlayan Demirtaş, Kürt halkına başsağlığında bulundu. Demirtaş, "Elbette ki bu halkımıza yönelik ilk saldırı, tanık olduğumuz ilk katliam değil. Kürt halkı onuruyla yaşamaya karar verdiğinden beri, neredeyse 100 yıldır coğrafyamızın her metrekaresinde tanık olduğumuz vahşetin bir parçasıdır, Yüksekova'da yaşanan. İşte barış için elini değil, bütün vücudunu taşın altına koyan Kürde düşen, yine katliamdır" diye konuştu. 

'Hükümetin Yüksekova açıklamasını merak ediyoruz'

Hükümetin Yüksekova'daki durumu nasıl değerlendireceğini merak ettiklerini aktaran Demirtaş, " Daha birkaç gün öncesine kadar Diyarbakır çıkarmasıyla bütün Türkiye toplumuna barış mesajı verenlerin, bu katliam karşısındaki tavırlarını merak ediyoruz, duymak istiyoruz. 'Hakkâri'den Edirne'ye kadar artık analar ağlamıyor. Artık ne güzel, bak barış süreci var' diyenlere buradan sormak istiyorum, Hakkâri'de analar ağlıyor. Bu anaları bizzat sizin emrinizle görev başına gelmiş olanlar ağlatıyor. Eğer barış mesajında samimiyseniz, şimdi bu Yüksekova'da gerçekleştirilen katliama karşı hükümet olarak ne diyeceksiniz merak ediyoruz" şeklinde konuştu.

'Halk özür dileyin' 

Hakkâri Valisi'nin yaptığı açıklamalara tepki gösteren Demirtaş, "Şimdi Hakkari Valisi'nin yaptığı gibi, 'bir çatışmada öldürülmüş iki kişi' olarak mı açıklayacaksınız, yoksa 34 ve 32 yaşında amca-yeğen, Yüksekova oto sanayisinde çalışan iki işçinin öldürülmesi vesilesiyle halkımızdan özür mü dileyeceksiniz? Bunu duymak istiyoruz. Yüksekova Hastanesi Acil Servisinin içine özel kuvvetlere bağlı polisler giriyor, gaz atıyor, hastanenin camını çerçevesini yıkıp oradaki insanlara işkence ediyor, cenazeleri zorla ele geçirip, Van'a götürüyor. Ve biz çıkıp analar ağlamıyor, barış var diyeceğiz? Kusura bakmayın biz iki yüzlü değiliz" dedi.

'Yarın Yüksekova'da olacağım'

Yarın Yüksekova'ya gidecekleri bilgisini veren Demirtaş, "Barışa ve sürece sahip çıkmak isteyenleri de, Yüksekova'da yaşanan katliam vesilesiyle de seslerini yükseltmeye davet ediyoruz" diye konuştu. Medyayı da eleştiren Demirtaş, "Bakın katliam öğlen saatlerinde yaşanıyor, Türk medyası her zaman olduğu gibi körleri sağırları oynuyor, akşam saatlerine kadar haberi yapmada bile, hükümetten talimat gelmeyince kendilerinde sorumluluk hissetmiyor. Yapılan haberler ise utanç verici. İki Kürt genci sokak ortasında katledilecek, 'teröristler çatışmada öldürüldü' diye haber geçeceksiniz. Barışa, sürece sahip çıkmak bu mudur? " şeklinde konuştu.

'Bir günde barış getirmeye hazır bir halk önderi var'

Yaşanan katliamın hesabının sorulması gerektiğini kaydeden Demirtaş, şöyle devam etti: "PKK gerillaları sınır dışına çekilsin diye çağrılar, görüşmeler yaptınız. Sayın Öcalan bunu dikkate alarak süreci başlattı, PKK gerillaları barış olsun diye sınırın dışına çıkacak, siz acile bile gaz bombalarıyla saldırıp bu halkı katledeceksiniz. O polisler barış istiyorlar mı, istemiyorlar mı hükümet bunun hesabını sormalıdır. Bir günde bu ülkeye barış getirmeye hazır bir halk önderi var. Uyguladıkları politikalara bak. Heyetin gidiş gelişi bile her seferinde bir krize dönüşüyor. Avukatlar 3 yıldır koster bozuk yalanıyla adaya götürülmüyor. Bu hükümet halen bu politikalarla kardeşlik teranesi üzerinden bu süreci sürdüreceğinin sanıyor. Biz direnmezsek hiç kimse tepsi üzerinden bize özgürlüğümüzü vermeyecek. Bugüne kadar buna defalarca tanıklık ettik."

'Amacımız çalınan koltukları geri almak'

Yerel seçimlere ilişkin konuşan Demirtaş, "Amacımız çalınan koltukları halka iade etmektir. Biz kadir Topbaş'ın koltuğuna Sırrı Süreyya Önder otursun diye seçim kampanyası yürütmüyoruz. Topbaş'ın koltuğuna halk otursun diye bu çalışmayı yürütüyoruz. Bunun farkı budur işte. Bir zamanlar üç beş çapulcu diyorlardır ama bu çapulcular devrimsel çıkışlar yapıyorlar. Biraz korkacaklar ama olsun. Biz verdiğimiz bu rahatsızlıktan asla üzüntü duymayacağız" dedi.