Demirtaş cevapsız soru bırakmadı

 Demirtaş, “Uzun bir sunum yapmayacağız. Sorularınızı cevaplayacağız” diyerek toplantıyı açtı ve gazetecilerin 2015 seçimlerinden seçim barajına, Kandil ile HDP arasında bir “görüş çatlağı” olup olmadığından Cizre’de son günlerde yaşananlara, barış sürecinin bugün geldiği aşamaya kadar pek çok konuda soruları yanıtladı. HDP’nin seçimlere parti olarak katılacağının altını açık biçimde çizen Demirtaş, “Tersi durumda, yani seçime yine bağımsız adaylarla girilmesi halinde bu bir Türkiye partisi olma hedefini önüne koymuş HDP’nin kendini reddetmesi demektir. Böyle bir tutumumuz olmayacak” dedi.

 Barış süreci patinaj yapıyor

 Demirtaş ve Yüksekdağ barış sürecine ilişkin yöneltilen sorulara Yüksekdağ “Kürt tarafı yapması ve atması gereken bütün adımları attı, atıyor. Çözme yönelik gelinen noktada bir politik patinaj söz konusu. Politik patinaj halini aşmak için bir sıçrama olmalı. Bunu da risk olmadan aşamayız. Bir de olaya şuradan bakmak lazım, HDP barajı aşar Meclis’e girerse bu memlekette neler çözülür diye düşünmek zorundayız. Risk alıp sıçramak bir zorunluluğa dönüşmüş durumda” dedi.

 Ancak süreçte olumlu sayılması gereken gelişmeler olduğuna da işaret eden eşbaşkanlar, Öcalan’ın hazırladığı müzakere takvimini AKP iktidarının “bir tartışma zemini olarak” benimsediğini hatırlattılar. Demirtaş İmralı heyeti ile hükümet yetkilileri arasında süren görüşmelerde artık sık sık açıklama yapılmayacağı kararının görüşmeler gizli kapaklı sürecek gibi algılanmaması gerektiğini belirtti ve bu kararla sadece sık sık açıklama yaparak taraflardan birinin süreci zedeleyebilecek sözler etmesini önlemeyi amaçladıklarını aktardı.

 Müzakere sürecinin bir ay içinde başlayabileceğini umduğunu söyleyen Demirtaş, müzakerelerin nasıl yürüyeceğine ilişkin bir soruyu şöyle cevapladı: “Müzakere derken tarafların biraz masada karşılıklı oturarak takvimde yer alan ilke ve konuları görüşmesini, müzakere etmesini kastediyoruz. Kuşkusuz bir üçüncü göz de müzakerenin sağlıklı yürümesi açısından çok önemli. Üçüncü göz ya da gözlemciler heyetinin gazeteciler, akademisyenler ve akil insanlardan oluşacağını sanıyoruz.”

 HDP ve seçim barajı

 Seçim barajıyla ilgili sorulara ise eşbaşkanlar birbirlerinin sözlerini tamamlayarak cevapladılar. Son günlerde yayımlanan kamuoyu araştırmalarının manipülatif amaçlı olabileceğini dikkat çektiler ve şubat ayı sonunda kendilerinin hazırlatacağı bir kamuoyu araştırmasını açıklayacaklarını belirttiler.

 Cumhurbaşkanlığı seçiminde alınan yüzde 9.8’lik oy oranında oy veremeyen HDP seçmenleri olduğuna dikkat çeken Demirtaş, mevsimlik işçi oldukları için seçim bölgelerinde bulunamayan ve bu yüzden oy kullanamayan 250 bin seçmen olduğunu, yurtdışındaki HDP seçmenlerinin de 350 bini aştığını saptadıklarını söyledi. Kasım ayı sonu itibarıyla yayımlanan bir kamuoyu araştırmasının yüzde 9.4 olduğunu ve o yüzden barajı kolayca aşacakları umudunda olduğunu belirtti.

HDP barajı aşamazsa...

 HDP’nin barajı aşamaması riskinin olduğunu belirtip “O zaman hiç milletvekiliniz olmayacak” sorusuna Demirtaş, “Seçimleri ölüm kalım meselesi olarak görmüyoruz. Barajı aşmazsak 4 yıl dışarıdan çalışırız. Parlamentoya girmedik diye kan gövdeyi götürecek değil” diye cevapladı ve ardından, “Ancak sormak gerek. Yüzde 10’luk baraj yüzünden diğer küçük partilerin de oyları göz önüne alındığında seçmen kitlesinin yüzde 18 temsil edilmediği bir Meclis’te işleri nasıl yürüteceklerini kendileri düşünmek zorunda kalırlar” diye ekledi.

 2015 Haziranı’nda yapılacak genel seçimlerle ilgili hazırlıklara HDP olarak iki aydır hazırlandıklarını belirten Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ, Alevi kesimin temsilcileri, meslek odaları, inanç grupları, Haziran Hareketi gibi sol oluşumlarla görüşmeleri başlattıklarını ve bir ay kadar sürecek görüşmelerden sonra kamuoyuna açıklama yapacaklarını ifade etti.

 İç güvenlik yasa tasarısı

 Hükümetin çıkarmaya hazırlandığı iç güvenlik yasası ile ilgili olarak da “Bu yasa süreci bitirebilecek kadar önemlidir. Bunu önlemek için elimizden geleni yaparız” diyen Demirtaş, “Bürokrasi ve yargı AKP tarafından teslim alındı. Şimdi bu Güvenlik Yasası ile sokağı teslim almak istiyorlar. Türkiye’nin demokrasi güçleri sokağın meşruiyetini savunmak zorunda ve yükümündedirler” diye ekledi.