Danıştay, Sur'da acele kamulaştırmaya itirazı reddetti
DİYARBAKIR-Danıştay 6'ncı Dairesi, Bakanlar Kurulu'nun 21 Mart 2016 tarihli Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki bazı alanların 'Acele kamulaştırılması' kararının iptali için bir vatandaşın açtığı davayı reddetti. Kararda, Bakanlar Kurulu’nun acele kamulaştırma kararının hukuka aykırı olmadığı ifade edildi.
Bakanlar Kurulu'nun, 21 Mart 2016’da Sur ve Yenişehir ilçelerindeki 15 mahallede bulunan 6 bin 300 parsel için verdiği acele kamulaştırma kararı, Sur ilçesi İskender Paşa Mahallesi’nde evi bulunan Gülsüme Kaşan tarafından yargıya taşındı. Acele kamulaştırma kararı kapsamında evi yıkılacak olan Gülsema Kaşan, kararın iptal edilmesi ve yürütmenin durdurulması için Başbakanlık ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine Danıştay’a dava açtı. Dava dilekçesinde acele kamulaştırma kararının her parsel için ayrı ayrı verilmesi gerektiğini belirten Kaşan, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ve kararın iptal edilmesini istedi. Danıştay'ın talebi üzerine dava dosyasına yazılı savunma gönderen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, riskli alan ilan edilen Sur’da sağlıksız yapılaşmanın üst düzeyde olduğu, çatışmalar nedeniyle ilçede oluşan mağduriyetlerin ivedilikle giderilmesi için bu kararının alındığını belirterek, davanın reddedilmesini talep etti.
TARİHİ KENT ÖZELLİĞİNİ KAYBETTİ.
Dava dosyası ile ilgili görüşünü açıklayan Danıştay Tetkik Hakimi Abdurrahman Burulday, dokusu bozulan ve kullanılamaz hale gelen Sur ilçesinin önemi ve özelliği dikkate alınarak, bütünlüğün sağlanması için Bakanlar Kurulu tarafından acele kamulaştırma kararı verildiğini kaydetti. Taşınmaza acele el konulması yolunun istisnai başvurulabilecek bir yöntem olduğunu belirten Burulday, bazı durumlarda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına imkan tanındığını söyledi. Suriçi bölgesinin 1988 yılında kentsel sit alanı ilan edildiğine dikkat çeken Burulday, ancak zaman içinde ruhsatsız yapılaşmalar, geleneksel yapıların yıkılması ve tahribi sonucunda bölgenin tarihi kent özelliğini kaybettiğini ifade etti. Bölgedeki mevcut yapı stokunun can ve mal güvenliği açısından risk oluşturduğunu vurgulayan Burulday, terör olayları sonucu zarar gören yapıların yıkım ve yenileme işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için alan bütününde çalışma imkanının sağlanmasının gerektiğini kaydetti. Riskli alan dahilinde bulunan taşınmazların Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında kamulaştırılmasına karar verildiğini vurgulayan Burulday, Bakanlar Kurulu kararında kamu yararı olduğunu ve hukuka aykırılık bulunmadığını ifade etti.
Dosyadaki belgeleri ve Tetkik Hakimi'nin görüşünü değerlendiren Danıştay 6'ncı Dairesi, acele kamulaştırma kararının iptaline ilişkin talebi oybirliği ile reddetti. Reddin gerekçesinde, "Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık görülmemiştir" denildi.
Danıştay 6'ncı Dairesi, avukatlık ücreti ve yargılama gideri olan 2 bin 53 liranın davacı Gülsema Kaşan’dan 12 eşit taksitle tahsil edilmesine karar verdi. Davacı Gülsüme Kaşan'ın avukatı, karara karşı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na itirazda bulundu.(DHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.