“Çocuk istismarı toplumun geleceğini tehdit ediyor”

“Çocuk istismarı toplumun geleceğini tehdit ediyor”
Son dönemde bölgede de gittikçe artma eğilimi gösteren çocuk ististmarı vakalarını değerlendiren uzmanlar, bu durumun toplumun geleceği açısından, "psikolojik ve sosyal yapıcı nedeniyle" büyük tehlike oluşturduğuna işaret etti.

Bu durumun nedenleri arasında "göç, savaş" gibi bölgenin gerçeklerini sıralayan uzmanlar, acil tedbir alınması çağrısında bulundu.

 

ŞIRNAK - Çocuk Esirgeme Kurumu Sosyal Hizmetler, Emniyet Çocuk Büroları ve adli sicil bültenlerinden derlenerek, yapılan bazı araştırmalara göre Türkiye'de son 20 yılda aile içinde birinci yakınları ve akrabalarının ensest istismarına uğrayan çocuk sayısı 350-400 bin olarak gösteriliyor. Çocuk istismar olaylarına ilişkin açıklamalarda bulunan uzmanlar, çocuk istismarının Türkiye'nin kanayan yarası olduğunu vurgulayarak, acil önlem alınması gerektiğinin altını çizdiler.

“Eğitimciler bölgeden seçilmeli”

Çocuk istismar olaylarında eğitimcilerin çocuklarla kurduğu diyaloğun sorunların tespiti ve çözümü noktasında hayati önem taşıdığını ifade eden Cizre Eğitim-Sen Temsilcisi Osman Tetik, bölgede bulunan eğitimcilerin çoğunun batıdan geldiğini dolayısı ile öğrencilerin kültürlerini bilmediğinden herhangi bir yardımda bulunamadığını söyledi. Tetik, bu tür sorunlar karşısında çocuklara bilgilenmenin sağlanması için, eğitimcilerin bölgeden seçilmesi gerektiğini söyledi.

“Gerekli duyarlılık oluşturulmalı”

Bölgede yaşayan çocukların savaş ortamında büyümelerinden kaynaklı ruhsal sorunları zaten yaşadığının altını çizen Şırnak Tabipler Odası Başkanı Azad Karagöz ise, savaş ortamında yetişen ve ölümlerden köy yakmalara kadar birçok olumsuzluğa tanıklık eden gençlerin ağır travmalar yaşadığını ifade etti. Son dönemlerde açığa çıkan çocuk istismar vakalarının sayısında artış olmasının nedenlerinden bir tanesinin ise savaş koşullarında büyüyen bu çocukların yaşadığı tarvamaların sonucu olduğunu dile getiren Karagöz, "20'li yaşlardaki gençlerin çoğu savaş koşullarında çocukluğunu geçirdi ve evinin yakılışına, babasının öldürülüşüne, kadınlara tecavüz edildiğine tanıklık etti. Savaş travmasıyla gelişim süreci anormal bir şekilde seyreden gençlerin böylesi sapkınca eğilimlerde bulunması içten bile değil. Yani çoğu anormal bir pisikolojiyle yaşıyor ve yaşadığı bölgeye dostane bağlarla bağlı değil" dedi.

“Göç, istismarda önemli bir etken”

Şırnak Belediyesi bünyesinde faaliyet yürüten Zahide Kadın Danışmanlık Merkezi Sosyoloğu Ayfer Şahin, Cinsel istismar vakalarının kapalı toplumlarda görünür olmadığını, özellikle çocuk istismar olaylarının ahlaki yapı gereği ayıp görülüp bir şekilde gizlendiğini söyledi. Cizre'de son dönemde yaşanan vakaların aslında madalyonun sadece görünen yüzü olduğunu belirten Şahin, bölgenin en büyük dinamiklerinden birinin de göç unsuru olduğunu ifade ederek," Göç çocuk istismarlarında çok önemli bir etkendir. Çünkü siz aileleri, bireyleri kendi doğal ortamından yerinden yurdundan edip, çok yabancısı olduğu bir sosyal yapının içerisine itiyorsunuz. Göçle birlikte kentlerin kenar mahallelerine mahkum edilen kalabalık aileler tek göz evlerde yaşamaya mecbur kaldı. Çocuklar şartlar nedeniyle çoğu kez anne babanın birlikteliğine şahitlik ediyor ve dolayısıyla cinsellik kendilerine çok küçük yaşlarda normal bir durummuş gibi gelmeye başlıyor" diye konuştu.  

“Acilen bu konuya el atılmalı”

Cinsel istismar suçunu işleyen kişilerin genellikle çocukluğunda istismara maruz kalmış ve psikolojik sorunları olan kişiler olduğunu belirten, Şırnak SES üyesi Psikolog Mehmet Cevat Gizlenmiş de, istismarın nedenlerine dikkat çekerek, tüm meslek gruplarının konuya önemle eğilerek, aileler ve çocukları ciddi bir eğitimden geçirmesini istedi. (diha)

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.