CHP’li Tanrıkulu’dan dokunulmazlık savunusu

  DİYARBAKIR - “376’nın altında kalırsa iki ay boyunca referandum olacaktı. Türkiye’nin her yerinde bir Türk-Kürt çatışmasının zemini hazırlanacaktı. Sonuçta bu değerlendirme yapıldı. O değerlendirme sonucunda 367’nin üzerinde bir oy çıktı” yanıtını verdi.

  CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, incelemelerde bulunmak üzere geldiği Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürüldüğü tarihi Dört Ayaklı Minare önünde açıklamalarda bulundu. Sur ile ilgili bir belirsizliğin olduğunu savunan Tanrıkulu, “Acele kamulaştırma yapılmış, ne yapılacağı konusunda bir proje yok, bir takvim yok. Yüzlerce binlerce yurttaşımız kendi kentinde sürgün hayatı yaşıyor. Bunlara ilişkin bir plan program yok. Hükümet kendi derdinde. Erdoğan da maalesef başkanlık derdinde. Kanla, ölümle, çatışmayla kendi başkanlığını inşa etmeye çalışıyor” dedi.

  Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin açıklamalarda bulunan Tanrıkulu, “Bu benim avukat olarak görüşümdür, siyasetçi olarak görüşümdür. 110 imzayla Anayasa Mahkemesi’ne gitmek kadar siyaseten yanlış bir şey yoktur. Parlamento siyaseten yanlış bir karar vermiştir. Bu yanlış siyasal karar tarihi bir hatadır. Anayasa Mahkemesi’ne gidildiği zaman Anayasa Mahkemesi’nin geçmiş emsal kararları var yüzde 100 ret kararı verecek” diye konuştu.   

  “TÜRK-KÜRT ÇATIŞMASI YAŞANACAKTI”

  Bir gazetecinin, “CHP’nin neden dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek verdiği” yönündeki sorusunu da yanıtlayan Tanrıkulu, şunları savundu:

  “330’un aşağısına düşmeyeceği açık açık ortaya çıktı. 376’nın altında kalırsa iki ay boyunca referandum olacaktı. İki ay boyunca Türkiye’nin her yerinde bir Türk-Kürt çatışmasının zemini hazırlanacaktı. Burada belki hava güzel ama batıda yaşayan Kürtler var. Orada bir çatışma ortamı yaşanacaktı. Bir nefret tohumu ekilecekti. Sonuçta bu değerlendirme yapıldı. O değerlendirme sonucunda 367’nin üzerinde bir oy çıktı. Sadece madalyonun sadece bir tarafını görmeyin. Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Hiç olmazsa bunun önüne geçilmiş oldu.”