"CHP bölgede her gün yüz binlerce insanı yüreğinden yaralıyor"

  DİYARBAKIR  -   GÜNGİAD Başkanı Hakan Akbal, yaptığı yazılı açıklama ile CHP'nin politikalarını eleştirdi. GÜNGİAD olarak ana muhalefet partisi CHP'nin siyasetin içerisinde aktif olarak yer alması konusundaki görüşlerini kamuoyu ile sıkça paylaştıklarını belirten Akbal "Kürt meselesinin çözümü için CHP'nin mutlaka bu meseleye dahil olarak, üzerindeki yabancılığı atmasının gerektiğini de her fırsatta yeniledik. Keza ister tek başına iktidar, isterse de iktidar ortağı olarak CHP'nin mutlaka iktidarda yer almasını ve Türkiye siyasetini içeriden, yani mutfağından görmesi gerektiği konusunda da tereddüt sahibi değiliz. CHP'nin uzun yıllardan beridir siyasetin mutfağından uzak olması, siyasetin hem Türkiye'de hem de dünyada geldiği seviyeye yabancılaşmasına yol açmış olabilir. Biz pratik eksikliğinden kaynaklı yabancılaşmayı bir noktaya kadar tolere edebiliriz. Hatta zaman zaman 'İzmir Sendromu' olarak ifade ettiğim, Türkiye'nin en modern kentlerinden biri olan İzmir'deki ırkçılık sınırlarına vurmuş Kürt antipatisini de bu bağlamda açıklama konusunda tahammüllerimizi zorlayabiliriz ancak tahammül sınırlarının ötesine uzanmış durumlar için demokratik tepkimizi ifade etme hakkımızı da kullanmaktan çekinmeyiz" dedi.

  "CERATEPE, CHP'NİN ÖNYARGILARINI İFŞA ETTİ"

  CHP'nin Türkiye siyaseti ve özellikle de Kürt meselesi konusundaki tutarsızlığını artırarak kendilerini yaralamaya devam ettiğini anlatan Akbal, "Selin Sayek Böke hanımefendinin Diyarbakır ziyaretinde hakikatten umutlandık. Selin Hanım'ın cesareti, bölgeye yaklaşımı CHP ile yeniden bir bağ kurmak gerektiği konusundaki duygularımız harekete geçirdi. Ancak Selin Hanım'ın Diyarbakır'da oluşturduğu pozitif atmosferin ömrü uzun olamadı. CHP'den gelen olumlu adımlar kısa süre içerisinde, deyim yerindeyse bir kaşık suda boğuldu. Artvin Cerattepe'de yaşananlar, CHP'nin kökleşmiş önyargılarını bir kez daha ifşa etti. 'Burası ne Cizre, ne Şırnak, burası cumhuriyet kenti Artvin' cümlesi Türkiye'nin en köklü partisine yakışır bir cümle değildir. Bu cümlenin kimin tarafından sarf edildiğini önemsemiyoruz. Zira aynı tavrımızı Birgül Ayman Güler'in ırkçı ifadeleri için de gösterdik. Irkçılığı bu çağa yakışmayan bir hastalık olarak görüyoruz. Bu yöndeki hezeyanlı cümleleri de ancak bir hastalıkta tezahür eden sayıklama hallerinden öte anlamlandırmıyoruz. Bizim dikkat çekmek istediğimiz husus, hezeyana dönüşen ırkçı sayıklamaların, bir partiyi kurumsal olarak temsil etmesine müsaade edilip edilmemesiyle ilgilidir. Dolayısıyla bu ırkçı sayıklamaların sadece bunu sarf etmiş olan Uğur Bayraktutan'ın şahsıyla sınırlandırmak için, hızla parti içi disiplinin işlemesi ve CHP'nin bu çirkin ifadeleri reddetmesi gerekir. Bu tarz vakalarda bile parti içi disiplin süreci işletilmiyorsa, o zaman bütün bu olan bitenlerden dolayı CHP'yi, bizzat kurumsal olarak suçlamak bir hakka dönüşür. Adı geçen sayın milletvekilinin Cizre ve Şırnak için reva gördüğü uygulamalardan dolayı özür dilemesini bekliyoruz. En ırkçı duygularla ifade edilen bu sözleri dil sürçmesi olarak ifade etmek mümkün değildir. Müstemleke subayı tonundaki bu konuşmaların, milyonlarca insanı en derin şekilde yaraladığını CHP bilmek zorundadır. GÜNGİAD olarak her şeye rağmen CHP muhalefetinin gerekli olduğuna inandığımız için bu uyarıyı yapıyor ve Cizre, Şırnak nezdinde bölgemizi hedef alan ırkçılığa CHP'nin sessiz kalmayacağını umuyoruz. Aksi takdirde bu tondaki bir ırkçılığa CHP'nin sessiz kalarak sahip çıktığı sonucuna ulaşılacaktır" dedi.

  "CHP, DİYARBAKIR KORKUSUNU YENMEK ZORUNDA"

  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun 2013 yılında 200'e yakın partiliyle Diyarbakır'ı ziyaret ettiğini ve bunun çok değerli bir girişim olduğunu anlatan Akbal, şu ifadeleri kullandı:

  "Bugünlerde CHP İzmir teşkilatında, Diyarbakır'a yapılması düşünülen ikinci gezinin bir soruna dönüştüğü anlaşılıyor. İlk geziyi organize eden Aziz Kocaoğlu'nun, bir yandan ikinci geziyi organize etmek isterken, diğer yandan partiden gelen tepkilerle ipe un serdiğini görüyoruz. Sayın Kocaoğlu'nun geziye İzmir'in, 14 CHP, 8 AKP, 2 HDP ve 2 MHP’den oluşan 26 milletvekili ve 22 CHP, 6 AKP ve 2 MHP’den oluşan toplam 30 belediye başkanını dahil etmek istemesi, hem gezi için geri adım atmadığını göstermesi hem de, CHP'nin organize edeceği bu geziye AKP ve MHP'li başkan ve vekillerin katılmama ihtimaline dayanarak 'biz uğraştık ama olmadı' demesini sağlayacak. Bu ölçüde siyasi hesaplar içeren Diyarbakır gezisi, bir kez daha CHP'deki Diyarbakır korkusunu anlamamızı sağladı. CHP'de, böylesine dolambaçlı yollarla, baştan hükümsüz hale gelmiş Diyarbakır gezisi tartışılırken, gezinin sanki gerçekleşme ihtimali varmış gibi veryansın eden CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın tavrı ise başka bir ırkçılık tezahürü. Çıray, 'Böyle bir heyet Diyarbakır'a gittiğinde muhatabı kim olacak?' diyor. Ne kadar talihsiz bir soru. Türkiye'nin 81 ilinden herhangi birine yaptığınız ziyaretlerde muhatabınız nasıl ki o şehrin halkıysa, Diyarbakır'da da muhatabınız yine halk olacaktır. Bu panikle korktuğunuzun bizzat Diyarbakır halkının kendisi olduğunu göstermiş oluyorsunuz. Sayın Çıray bu kadar korkuyorsanız Diyarbakır'a gelmeyin. Bu kadar korkuyorsanız, Sayın Selin Sayek Böke'den bir parça 'cesaret' ödünç alın. Ve Sayın Böke'ye, 'Diyarbakır'a gittiğinizde kiminle muhatap oldunuz?' diye sorun, size umutlarını, geleceklerini, yakınlarını yitiren, hayatları karartılan Diyarbakır halkıyla muhatap olduğunu söyleyecektir. Sayın Çıray Diyarbakır'a gelmeyin ama gelecekseniz de Diyarbakır'da her misafire nasıl değer veriliyorsa, size de aynı değerin verileceğinden kuşkunuz olmasın."

Haber:Ali Vuranel