Bölgenin akciğeri yok ediliyor!

Bölgenin akciğeri yok ediliyor!
Dicle Nehri üzerinde yapılmak istenen onlarca Baraj ve HES'lerle bölgede yaşayan 180 kuş türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacak.

DİYARBAKIR - Dicle Vadisi'nde bulunan Hevsel Bahçeleri UNESCO dünya mirası listesine aday olarak gösterilmesine rağmen, bölgede ekolojik kıyım devam ediyor. Dicle Vadisi'nin tamamının Çevre Şehircilik Bakanlığı'nın onayıyla yapı rezerv alanı ilan edilmesine gösterilen tepkilere rağmen geri adım atılmıyor. Hükümetin kısa aralıklarda birçok il ve ilçede baraj ve HES'lerin yapımı için yüzlerce milyon TL bütçe ayırdığı iddia ediliyor.

Bölgede son yıllarda artan baraj ve HES yapımlarını değerlendiren Peyzaj Mimarları Odası Diyarbakır Temsilcisi Ferit Tutşi, vadi üzerinde yıllardan bu yana hükümet tarafından özel bir politika uygulandığını söyledi. Bu politikaların sonucunda doğanın katledilerek yok olma noktasına taşındığına dikkat çeken Tutşi, "Bu baraj ve HES yapımları devletin Kürdistan doğası üzerindeki politikalarını gösteriyor. Buraları konutlara açma yapılaşmaya açmak ile betonlaştırmak istiyorlar. Böylece halkı doğasından uzak tutmak gibi bilinçli bir politika yürütülüyor" dedi.

“55 projeyi DSİ yürütüyor”

Son iki yıl içinde 4 baraj yapımımın tamamlandığını ve 4 barajın ise yapımının devam ettiğini kaydeden Tutşi, Dicle Nehri üzerinde 47 baraj projesinin tamamlandığı ve ihaleye hazır olduğunu ifade ederek, "55 baraj projesi ile Dicle Nehri üzerinde bu barajlar konumlandırılacak. Bu barajların bir kısmı 'Güvenlik' amaçlı bir kısmı ise elektrik için yapılıyor. Devlet Su İşleri bu projelerin yürütücülüğünü yapıyor" diye konuştu.

Yapılan baraj ve HES'ler ile Dicle Nehri ve vadisinin doğal dengesinin şimdiden bozulmaya başladığının altını çizen Tutşi, "Bu projeler ile suyun akış rejimi değiştirilerek canlıların, kuşların ve balıkların yaşam alanlarını etkileyerek köylerin su altında kalması sağlanıyor. Bu projeler canlıların yaşam alanlarına direk müdahaledir" dedi.

Doğanın dengesine yapılan bu müdahalelerin altında yatan asıl nedenin bazı bilinçli politikalar olduğunu vurgulayan Tutşi, "Bunu Kürdistan coğrafyasında ve ekolojisine müdahale olarak görmek mümkün. Dicle Nehri özelinde 2012 yılında 87 yangın çıkmış olması ve meşe ağaçları ile çam ağaçlarının hedef olarak seçilmiş olması bizde bazı şüpheler doğuruyor. Bu yangınların bilinçli olarak çıkarıldığını düşünüyoruz" diye konuştu.

“Büyük bir katliam yaşanacak”

Vadinin yok edilmesinin önüne geçilmesi için acil olarak harekete geçilmesi gerektiğini ifade eden Tutşi, bu duruma daha fazla sessiz kalınması durumunda vahim sonuçların yaşanacağına dikkat çekti. Tutşi, "Özellikle hükümetin bu konuda Dicle Vadisi'nin konut rezerv alanı ilan etmesi bizde dava açma noktasına getirdi. Dicle Vadisi kentin akciğerleridir. Bu doğa katliamının önüne geçmek için tüm bu suça ortak olan kurumlara dava açacağız" dedi.

Dicle Vadisi'nin kuş, balık ve bitki türleri açısında oldukça zengin bir alan olduğunun altını çizen Tutşi, bu canlıların yaşamlarının tehdit altında olduğunu ve bunun önüne geçilmemesi durumunda büyük bir katliamın yaşanacağını belirtti. Tutşi, Dicle Vadisi'nde risk altında bulunan canlı türlerinin bulunduğuna da dikkat çekerek, "Endebit bitkilerin olduğu biliniyor. Dünya kuş göç alanlarından biridir bu vadi. Su rejimi ve doğanın değişmesi ile bu güzellikleri bir daha göremeyeceğimiz anlamına geliyor" diye konuştu.

“Ekolojiye müdahale rant amaçlı”

Bir aydan bu yana Dicle Üniversite Rektörlüğü ile Orman İşletme Müdürlüğü tarafından Dicle Vadisi'nde yürütülen ağaç katliamına da değinen Tutşi, bölgede 10 binlerce ağacın kesilmesinin gündemde olduğunu ve şu ana kadar 6 ile 7 bin ağacın kesildiğini söyledi. Vadinin ekolojisine yönelik bu müdahalenin asıl amacının rant olduğunu kaydeden Tutşi, "Rektörlük ile Orman İşletme Müdürlüğü ve hükümetin ranta yönelik projeleri doğayı katlediyor. Ekolojik katliama neden oluyor. Bu kıyımlar ekolojiye yönelik bir saldırıdır. Bu saldırılar 90'lardaki köy yakmaları ile başladı ve bu kıyım hala devam ediyor. Bu yapılanlar özel bir savaş modelidir" sözleriyle açıklamalarını sonlandırdı.

Vadi'de yaşayan Kuş türleri

Dicle Vadisinde bu güne kadar tespit edilen ve aralarında yırtıcı türlerinde bulunduğu kuşların bazılarının isimleri ise şöyle: "Ağaç incirkuşu, Akgerdanlı ötleğen, Ak kanatlı sumru, Ak kuyruksallayan, Ak mukallit, Alaca balıkçıl, Alaca sinekkapan, Alaca Yalıçapkını, Ari şahini, Arı kuşu, Bataklık çitnesi, Benekli sinekkapan, Boyunçeviren, Boz alamecek, Boz kuyrukkakan, Boz ötleğen, Bülbül, Büyük baştankara, Büyük kamışçın, Çalı bülbülü, Çayır taşkuşu, Çitkuşu, Çıvgın, Çobanaldatan, Dağ incirkuşu, Dağ kuyruksallayanı, Dağbülbülü, Delice doğan, Dere düdükçünü, Erguvani balıkçıl, Gece balıkçılı, Gökardıç, Gökçe delice, Gri balıkçıl, Guguk, Gülen sumru, Halkalı küçük cılıbıt, İbibik, İspinoz, Kamış bülbülü, Karaalınlı örümcekkuşu, Kara başlı çitne, Kara başlı ötleğen, Kara kızılkuyruk, Kara kulaklı kuyrukkakan, Karabaş martı, Kara tavuk, Kaya çitnesi, Kaya güvercini, Kerkenez, Kınalı keklik, Kır kırlangıcı, Kızıl başlı örümcekkuşu, Kızıl sırtlı örümcekkuşu, Kızıl şahin, Kızıl gerdan, Kızılkuyruk, Kumru, Kuyrukkakan, Küçük akbalıkçıl, Küçük akgerdanlı ötleğen, Küçük balaban, Küçük kumru, Leylek, Maskeli ötleğen, Mavi baştankara, Mavigerdan, Orman düdükçünü, Öter ardıç, Peçeli baykuş, Pembe göğüslü ötleğen, Saka, Saksağan, Sarı kuyruksallayan, Saz kamışçını, Serçe, Sığırcık, Söğüt serçesi, Söğüt Bülbülü, Su kılavuzu, Sutavuğu, Şahin, Tarla ardıcı, Taşkuşu, Tepeli guguk, Tepeli toygar, Yalıçapkını, Yaz atmacası." 

bolgenin-akcigeri-yok-ediliyor!----(4).jpg

bolgenin-akcigeri-yok-ediliyor!----(2).jpg

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.