'Biz KCK'liysek, BDP'liler nerede?'
91'i tutuklu 205 Kürt siyasetçisi ve insan hakları aktivistinin yargılandığı "KCK" İstanbul ana davası İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti. Duruşmanın son oturumunda ilk olarak savunmasını tamamlayan BDP PM eski üyesi Songül Çelik'in delil ikamesine geçildi. Delil ikamesinde Mahkeme Başkanı Ali Alçık'ın, BDP İstanbul İl Örgütü'nde toplantılara katıldığı iddialarına ilişkin soru yönelttiği Çelik, "Bizim üzerimizdeki iddialar ya BDP'den çıkışımız ya da girişimizdir. Ben BDP'de siyaset yapıyorum, giriş çıkışım normal değil mi?" diye cevap verdi. Çelik, illegal eylem ve etkinliklere katıldıkları ve KCK üyesi oldukları iddialarına yönelik ise, "Bütün iddiaları reddediyorum. Hiçbirinin gerçekliği yoktur. Biz KCK'liysek, BDP'liler nerede? Bu ülkede kişilere göre hukuk işliyor" şeklinde cevap verdi.
'Seçilmiş olarak yürüttüğüm faaliyetler suç sayılmış'
Çelik'in delil ikamesinin ardından Arnavutköy Belediye Meclis üyesi ve BDP İstanbul İl Örgütü eski yöneticisi Hatice Vural'ın savunmasına geçildi. Vural, Kürtçenin Kirmanckî (Dimilkî) lehçesiyle yaptığı savunmasında HEP'in kuruluşundan itibaren tüm Kürt siyasi partilerinde görev aldığını ve 23 yıldır siyaset yaptığını söyledi. Vural, "Bu uzun süre zarfında hiç tutuklanmadım. Ama barış ve çözüm sürecinin geliştiği bu dönemde cezaevinde bulunmam oldukça manidardır. Siyasette aktif yer almam yaşadığım ülkede karşılaştığım ötekileştirme ve baskı politikalarının bir sonucudur" dedi. Seçilmiş olduğunu aktaran Vural, Kürt olduğu ve BDP'de faaliyet yürüttüğü için yargılandığını belirterek, "Dosyamda suç olarak gösterilen deliller parti içinde üstlendiğim siyasi faaliyetlerimdir. Bir seçilmiş ve yönetici olarak görevlerimin yükümlülüğünü yerine getirmem suç sayılmış ve dosyama konmuştur" dedi.
'BDP çalışanı olarak tüm çalışmalarımı sahipleniyorum'
Vural, aynı zamanda BDP'de Kadın Meclisi üyesi olduğunu ve yer aldığı kadın çalışmalarının da iddianamede suç olarak gösterildiğine işaret ederek iddialara, "Kongreye katılacak kadın üyelerimizle ilgili tuttuğum liste, bir illegal örgüt listesi olarak dosyamda yer almıştır. Yine kadın dergisi satın alan üyelerimizle ilgili tuttuğum listede isim ve para miktarları yazılı olduğu için 'örgüt adına para yardımı toplama' olarak ifade edilmiştir" şeklinde cevap verdi. Vural, seçim ve Newroz kutlamalarına yönelik çalışmalarının da suç olarak belirtildiği ancak hiçbir faaliyetlerinin illegal olmadığını, iddianamenin gerçeği yansıtmadığını söyledi. BDP dışındaki diğer siyasi partilerde yürütülen faaliyetlerin benzerinin BDP'de yürütülmesinin suç sayıldığına dikkat çeken Vural, "Diğer siyasi partilerde doğal siyasi çalışma olarak ele alınan birçok faaliyet, BDP ve bizler söz konusu olunca illegal faaliyete dönüştürülüyor. BDP çalışanı olarak tüm çalışmalarımı sahipleniyorum, suç olarak görmüyorum. Mahkemenizin suçlamalarını kabul etmiyorum" dedi ve beraatini talep etti. Vural'ın savunmasının ardından delil ikamesine geçildi. Vural delil ikamesinde suçlamaları reddetti.
Vural'ın delil ikamesinin ardından BDP İstanbul İl Örgütü eski yöneticisi Hikmet Kaymaz'ın savunmasına geçildi. Kaymaz, savunmasında, "BDP Türkiye'nin Anayasası'na göre kurulmuş, parlamentoda üyesi bulunan bir partidir. Açık ve legal alanda kardeşliğin, barışın, demokrasinin sağlanması için faaliyet yürütmektedir. Ben de vicdanen BDP'de bu yönde çalışma yürütmeyi kendimde görev olarak gördüm" dedi.
Kaymaz'ın savunması devam ederken, mesai saatinin sonuna gelinmesi nedeniyle savunmaya ara veren mahkeme heyeti, duruşmayı 11 Kasım tarihine erteledi.
(diha)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.