Beraat kararı mütalaada mahkumiyet olarak yer alıyor
TİGRİS HABER - DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırısı sonrasında Türkiye’nin pek çok kentinde 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 29’uncu duruşmasının birinci oturumu, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan duruşma salonunda devam etti.
‘Demokrasinin varlığından söz etmek artık çok zor’
Mahkemenin verdiği aranın ardından başlayan duruşmada tekrardan söz alan ve tutuksuz yargılanan Prof. Dr. Beyza Üstün, Türkiye’de demokrasinin varlığından söz etmenin artık çok zor olduğunu söyledi. Üstün, “Demokratik hak ve özgürlüklerin kullanımı sınırlandırıldıkça, güvencesizlik devam edecek ve giderek yaşam yok olacak” dedi. Yaşanan işsizliğe değinen Üstün, özellikle kadınların işsiz bırakıldığını söyledi. İktidara karşı muhalefet edenlerin tutuklandığını ve yıldırılmaya çalışıldığını ifade eden Üstün, “İktidar yargıdan önce ceza kesiyor. Barış Akademisyenleri olarak bunu bizzat yaşadık” diye kaydetti.
‘Demokrasiyi güçlendirmek herkesin sorumluluğunda’
Üstün, demokrasiyi güçlendirmenin herkesin sorumluluğuna dikkat çekerek, “Doğayı, bir arada eşit ve özgür yaşamı koruma konusunda kararlıyım. Kapitalizme karşı siyaset yaparken, özgürlüğümüzü elimizden almak ile tehdit etmeyin. HDP’nin politikaları ortadan kaldırmak için siyasi iktidarın yaptığı saldırıları meşrulaştırmayın. Vereceğiniz karar sadece ben ve siyasetçiler ile ilgili olmayacak. Kararınız aynı zamanda sizin geleceğiniz ile ilgili olacak. Hukukun ve bilimin ilkelerine aykırı olan bu davayı sonlandırın” diye konuştu.
‘Mahkemeler endüstrileşti’
Üstün’ün beyanları ardından avukatı Mehmet Horuş, mahkemenin “yargı fabrikasına” dönüştüğünü söyledi. Mahkemelerin endüstrileştiğini ifade eden Horuş, mahkemenin siyasetçilere “meta” gibi yaklaştığını dile getirdi. Müvekkillerinin yargı şiddetine maruz kaldığını dile getiren Horuş, “Heyetiniz tarafsızlığını yitirmiş ve iddia makamı ile birlikte hareket etmiştir” dedi. HDP’den bir suç örgütüymüş gibi lanse edildiğine vurgu yapan Horuş, “Böyle bir kumpas içinde savunma yapmamızı söylüyorsunuz. Tüm bunlar bize savunmaları baştan yok saydığınızı gösteriyor. Zaten bu dosyada Demirtaş kararı ile bitmiş bir davadır. Bir türlü mobbing altındayız. Avukat ne yapar? İlk derecede savunmasını yapar. Sonrasında temyiz hakkında bulunur. En son temyiz yeri olan AİHM’de dosya bozuldu. Bu kararı yok sayıp bizden savunma yaptırıyorsunuz. Yaptığımız savunma olan bitenin deşifre edilmesine ilişkindir” diye kaydetti.
‘Kumpasın ucu nefes almaya kadar gider’
Üstün’ün ekolojik faaliyetlerinin suçlama konusu yapıldığını ifade eden Horuş, “Ekoloji ile ilgili her şeyi ‘terör’ faaliyeti olarak görüyorsunuz. Böyle yaklaşırsanız kumpasın ucu nefes almaya kadar gider. Bizi aşır şaşırtan mahkemenin de iddia makamı gibi hareket etmesidir” diye belirtti. Mütalaaya dikkat çeken Horuş, mütalaada, “HDP adlı bir parti” ifadesinin yer aldığını ve bu ifade ile partinin yok sayıldığını söyledi. Horuş, “Davanın HDP’yi kapatmaya yönelik olduğu ifade ediliyor. Hayır, mahkemeniz HDP’yi çoktan kapatmış” ifadelerini kullandı.
‘Bir klişe oluşturuldu’
Kuzey ve Doğu Suriye ile ilgili kitap suçlamasına da değinen Horuş, bu bölgenin bütün dünya tarafından konuşulduğunu ve ekoloji politikalarının incelendiğini söyledi. Horuş, mahkemenin bazı sözcükleri yasaklandığını ifade ederek, daha önceki duruşmalara ait tutanaklarda ve ara kararlarda yer alan ifadeleri okudu. 26 Nisan 2021 tarihinde görülen duruşmadaki tutanağa işaret eden Horuş, bu tutanakta, siyasetçilerin yaptığı savunma konularına dikkat çekildiğini ve bu konulara dair “muhatap kalınmıştır” şeklinde yorum yapıldığını paylaştı. Horuş, bu ifade ile yargılanan siyasetçilerin savunmalarının kabul edilmediğini söyledi. Horuş, “Bir klişe oluşturdunuz ve ‘bunun içinde kalarak, konuşun’ diyorsunuz. Bu şekilde savunma dayatıyorsunuz. ‘Ekonomi, feminizm derlerse teröristler’ demişsiniz. E o zaman ne konuşacaklar?” diye tepki gösterdi.
‘Beraat kararı mütalaada mahkumiyet olarak yer aldı’
Horuş, Üstün’ün daha önce yargılandığı ve beraat ettiği dosyanın aleyhinde algı oluşturmak için mahkumiyet kararı olarak lanse edilip mütalaaya alındığını aktardı. Horuş, savcının görevini kötüye kullandığını belirtti. Avukatların talebi üzerine mahkeme, duruşmayı yarın saat 10.00’a kadar erteledi. (MA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.