Başörtülü milletvekilleri Meclis'te
Merve Kavakçı'dan 14 yıl sonra dört milletvekili Meclis'e türbanla geldi. Ancak 1999'daki gibi gerilim yaşanmadı.
Oturumun başlamasının ardından partiler adına alınan sözler sırasında zaman zaman gerilim yaşansa da atışmaların ötesine geçmedi.
AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı, Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Beyazıt Kaçar ve Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey, TBMM Genel Kurul salonuna başörtülü olarak geldi.
Dalbudak, ilk ziyaretini TBMM Sanayi Komisyonu Başkanı AK Parti Denizli Milletvekili Nihat Zeybekci'ye yaptı.
Dalbudak'ın ardından AK Parti’den 3 kadın milletvekili daha Meclis'e başörtüsü ile geldi.
Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey, Konya milletvekili Gülay Samancı ve Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar da genel kurula başörtüleri ile katıldı.
Hiçbir parti liderinin Genel Kurul'a katılmaması dikkat çekti.
Genel Kurul oturumunun açılmasının ardından CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Şafak Pavey'in özel durumunu da hatırlatarak usül tartışması açılması için talepte bulundu. MHP sıralarından ise buna itiraz geldi.
OTURUMA ARA VERİLDİ
Meclis Başkanvekili Meral Akşener de partilerin grup başkanvekillerini kürsü arkasına davet ederek 15 dakika ara verdi.
ARA SONRASI İLK SÖZÜ CHP'Lİ İNCE ALDI
Aranın ardından CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, konuşma yaptı.
Konuşmasında geçen ağır eleştiriler nedeniyle sık sık protesto edilen Muharrem İnce'nin 'Başörtülüler de başörtüsüzler de bizim bacımız' sözlerine AK Partili milletvekillerinden büyük alkış geldi.
İşte Muharrem İnce'nin sözleri:
"Camileri hazineye satarak belediyelere borcunu ödeyenler siz değil misiniz? Örtünmek dinin emri ise sadece bir tane mi dinin emri var. Milleti ayrıştırmamak, açları doyurmak, ölülerimizin arkasından kötü konuşmamak dinin emri değil mi? Şimdi soruyoruz mirastan kız çocuklarına bir pay erkek çocuklarına iki pay verecek misiniz?
'TAYYİP ERDOĞAN KARŞISINDA RESETLENDİNİZ'
İslam anlayışını hiç bilmeyen bir açıklamadır bu. Kişi Allah karşısında resetlendiğini kabul edemez. Kişi resetlenip resetlenmediğine kendi karar veremez. Siz Allah'ın karşısında resetlenmediniz ama Tayyip Erdoğan karşısında resetlenmiş olabilirsiniz. İçinizden bir arkadaş gelip bu kürsüde konuşmadı. Sigortasız çalışanları bir kez bile savunmadılar. Bakalım resetlendiniz şimdi savunacak mısınız?
'KEVSER SURESİNİ BAŞBAKAN'A ÖĞRETİRSİNİZ'
Başbakan'a Kevser suresini öğretirsiniz ve öğrendikten sonra seçim meydanların 'soy önemli soy' demez. İnşallah şimdiden sonra Başbakan'a onu öğretirsiniz. Kardeşini çapraz danışman yapıp maaşı cebine atıp ondan sonra hacca gidenlerden hesap sorarsını diye düşünüyorum. 'CHP'yi tahrik edin de bize saldırsınlar' diyenlere inşallah cevap verirsiniz. Acaba şimdi Başbakan'a 'ya gel şu işsizliği konuşalım' diyecek misiniz? Seçimler yaklaşırken sizin üzerinizden siyaset yapılmasına mağdur edebiyatına izin vermeyeceğiz.
'BAŞÖRTÜSÜZLER DE BİZİM BACIMIZ, BAŞÖRTÜLÜLER DE BİZİM BACIMIZ'
(Başbakan Erdoğan'ı kastederek) Meydanlarda 'benim başörtülü bacım' başörtüsüz senin bacın değil mi? Başörtülüler de bizim bacımız başörtüsüzler de bizim bacımız. Siyasetçiler zaman zaman her gittiği yerde 'hemşehrilerim' der ya...
'BENİM KIZ KARDEŞİM 12 YAŞINDAN BERİ RESETLİ'
Benim bir tane bacım var bir tane kız kardeşim var. O da kapalı, sizin gibi açık değil. Yani 4 arkadaşınız resetlenmiş ya benim kız kardeşim 12 yaşından beri resetlenmiş. Bunu oy için kullanmam rant için kullanmam size de kullandırtmayacağım.''
CHP'DEN SONRA BDP SÖZ ALDI
CHP'li Muharrem İnce'nin ardından BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan söz aldı.
Buldan şunları söyledi:
''Türban meselesinin ya da başörtüsü meselesinin TBMM altında çözülmüş olmasından kaynaklı memnuniyetimizi belirtmek istiyoruz. Ayrıca bugün, bu çatı altında, ikinci bir Merve Kavakçı olayı yaşanmadığı için bir grup olarak partileri kutluyorum. Ama şunun altını önemle çizmek istiyorum. Bugün 4 kadın milletvekili arkadaşımızın başörtüsü takarak TBMM altında en büyük neden ve sebep kadınların yıllardır alanlarda vermiş olduğu bir mücadelenin sonucudur, tüm kadınları kutluyorum. Çünkü AKP iktidarı 11 yıldır türban meselesini gündemine almamış ve çözmemiştir.
'ÖZGÜRLÜKLER SADECE TÜRBAN MESELESİNDE OLMAMALI'
Geçen yıl Altan Tan'ın verdiği kanun teklifi AKP'li vekiller tarafından reddilmiştir. Bu gerçeği unutmamanızın altını çiziyorum .Özgürlükler sadece türban meselesinde olmamalıdır. Sadece türban ya da başörtüsü yasaklı değildir. Kimlikler dinler kültürler inançlar yasaklı haldedir. Bir bütün olarak Türkiye'de hiç bir konuda yasak olmaması gerektiği, insanların özgürce ifade edebildiği ve yaşadığı Türkiye'yi yaratmak zorundayız.
'ERKEKLER, KADINLARIN NE GİYECEĞİNE KARIŞMASIN'
Birincisi erkeklere, ikincisi kadınlara çağrı yapmak istiyorum. Erkekler, kadın meselesinde kadınların ne giyeceği, ne takacağına, nasıl hareket edeceğine karışmasın. Bu konuda erkeklerin ne hakkı vardır ve haddidir. Biz kadınlar olarak, bundan sonra bize ilişkin hiçbir şekilde eleştiri, müdahale ve öneri almak istemiyoruz. Bizler nasıl giyineceğimizi nasıl yaşayacağımızı sizlerden öğrenmek istemiyoruz. Düşünecek beynimiz, hareket edecek irade gücümüz var. Kadın arkadaşlarıma bir çağrı yapmak istiyorum.
'KADINLAR TEK SES OLDUĞU SÜRECE ÖZGÜRLÜKLERİMİZ GELİŞECEK'
Sadece başörtüsü meselesinde değil, kadına yönelik her türlü şiddet meselesinde bir araya gelebilmeliyiz. Kadın haklarını savunabilmeliyiz. BDP Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan ölüm orucuna girdi. Rojava ile Türkiye arasına örülmek istenen duvar için bunu yapıyor. Bu konuda kadınlar olarak konuşmalı ve tavır almalıyız. Kadınlar tek ses olduğu sürece, tek yürek olduğu ve birlikte hareket ettiği sürece özgürlüklerimiz daha çok gelişecek ve kadınlara bakış açısı Türkiye'de değişecektir. Kadınları birlik ve beraberliğe, birlikte hareket etmeye davet ediyorum. Tüm özgürlükler bizim olsun istiyorum.''
MHP'Lİ DEMİREL: ÖZGÜRLÜK ADI ALTINDAN MOBBING YAPILIYOR
MHP'li Ruhsar Demirel ise şunları söyledi:
''Özgürlük adı altında mobbing yapılıyor. Kadınların hayatları mikroskop altına kondu, inceleniyor. Özellikle erkeklere sesleniyorum, hanımlarınız, kızlarınız var. Biraz empati gösterin. Nasıl giyindikleri kimsenin haddi değil. Bugün TBMM'de 4 kadın üzerinden mobbing yapılıyor, bize de onlar üzerinden yapılıyor. Bu hareketleri tüm dünyadaki kadınlar üzerinden MHP'li kadınlar olarak reddediyoruz. 2008 yılında yasa teklifi verdik ve o gün iktidarda olanlar halen iktidardalar. Hayatın olağan akışı içindeki bu sorun çözülsün YÖK'ün ilgili 17'nci maddesi kaldırılsın dedik. O gün kalkmayan parmaklar, bugün kalkıyor. Bu parmaklar bugün bunun hesabını versin. Referandum, seçimler olduğu zaman kadınlar üzerinde siyaset yapmayın. Bizimle siyaset yapın. Tüm hanımefendiler bizim için değerlidir. Size gelen oylar, size gelen destek, başı açık kapalı kadınlardan geliyor.
Bugün 90 bin çocuk anne var bu ülkede. Bizler bu ülkenin ayrıcalıklı insanlarıyız. Biz burada memleketin sorunlarını çözmek için toplanıyoruz ama bir sorunun parçası oluyoruz. Bunlar hakkımız değildir, millet sorunları çözelim diye bizi yolluyor. Düşünelim, akıl süzgecinden geçirelim ve konuşalım. Rabbim bize kavga edin deseydi bize pençe verirdi. Bizler burada konuşmak ve aklımızla varız. Burada kadın olarak sizler kadın aklımız ve vicdanımızla görev yapmak ve hizmet vermek için duruyoruz.
2008'de MHP'nin verdiği teklifi reddedenler, 2011'de tekrar görmezden gelenler ve bugün aynısını yapanlar, hala özgürlük yok diyorlarsa vicdanlarına bir baksınlar. MHP, toplumdaki tansiyonun düşmesi açısından, kadınların giyimi konusu da dahil olarak her zaman çağrı yaptı. İnsanları inançları yüzünden yargılayamayız. Kadınların hayatlarını mikroskop altında incelermiş gibi, akvaryumda bakarmış gibi inceleyemezsiniz. Bunu yapamazsınız.
Mahremiyetine kadınların girmeyin. Kadın kaç çocuk doğuracak, nasıl doğuracak bunu tartışmazsınız. Konuşmalarınızdan da, mahremiyetimize girmemizden de rahatsızız. Anayasamızı hatırlatmak istiyoruz size. Bizim mahremiyet alanımız, sizin olduğu kadar bizim de alanımız. Eşleriniz, kızlarınız var. Bu tartışmaları yaparken onları hiç mi düşünmüyorsunuz? İnanç bir özgürlüktür. Özgürlükler geliştirmek devletlerin elindedir ama bugün devlet tersini yapmaktadır. Biz MHP olarak sadece kırmızı da geçmeyin değil, yeşilde geçin denmesini de istiyoruz. MHP açısından yaşanan süreç doğal bir süreçtir, ancak cinsiyet üzerinden yapılan, siyaset amaçlı bir hareketi reddediyorum.
Dinlediğim konuşmalardan memnuniyetimi belirtmek istiyorum. Türkiye'de ve bu coğrafyadan istediğimiz, bu demokatik ortamı yaratmaktır. Kendi istek ve iradeleriyle Hac dönüşü başlarını kapatan arkadaşlar bugün aramızdalar. Kadın erkek eşitliğinin sağlanması, temsil eşitliğinin sağlanması adına yapılması gereken birer hamleydi. Kadının siyaset malzemesi yapılması ilk günden beri reddettiğimiz bir konuydu. Eğer Türkiye'nin anayasanın da laik, sosyal, hukuk devleti olduğu yazıyorsa bu gösterilmeliydi.
Tüzükte ve uygulamada başörtüsü konusunda bir sorun yoktu ancak demokratikleşme sonucunda bu sıkıntı aşıldı. Bugünden sonra daha çok arkadaşımız Meclis'te ve diğer alanlarda benzer sıkıntıları aşacaktır. Kadınlar hep teferruat altında kaldı. Kadınların kılık kıyafet ve yaşam tarzları üzerinden hep siyaset yapıldı. Ancak bugünden itibaren kadın üzerinde siyasetin önüne geçeceğimizi umuyorum. Merve Kavakçı döneminde yaşanan sıkıntıları yaşamadık ve arkadaşlarımızla toplanarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Kadınların hangi partiye dahil olduğu veya inançta olmasına rağmen siyasette yer alması, Türkiye'nin ileriye gitmesi açısından büyük önem taşıyor. İnşallah daha güzel günlerde bir arada olacağız. Siyasette, ticarette, eğitimde, kamu görevlerinde kadınların daha fazla görev almasını umuyoruz.''
CHP'Lİ ŞAFAK PAVEY: KADIN ÖGÜRLÜKLERİ İÇİN NE YAPTINIZ?
Her şeyin yasak olduğu genel kurulda yapıyorum. Ortalama yaşın 50 olduğu ve su içmenin bile yasak olduğu genel kuruldan bahsediyorum. Afganistan, Yemen’de yıllarda türban giymeye zorlanmış, mecliste pantolon giymesi engellenmiş biri olarak bu konuşmayı yapıyorum. Olmayan bacağı erkekler tarafından siyasi malzeme edilmiş bir insan olarak yapıyorum. Artık, AKP’nin oy sahiplerine hakkını geri vermesi gerektiğine inanıyorum. Demokratikleşme paketinde erkek-polis aynı karşılanırken, türban ayrı tutulmuştur. Daha büyük bir ayrımcılık olabilir mi? Kadın özgürlüklerinden asla korkmam. Özgür bir hayatın kontrolü zordur ve kolay yıkılır. Bugün çiçekli baştörtüsüyle parkta sevgilisiyle öpüşen genç kızımıza, özgürlüğünü Mustafa Kemal’e borçlu olduğunu anımsatmak istiyorum.
Sosyal özgürlük alanlarımız geleceğimizden çalınarak birer birer imha ediliyor. 15 yaşında evlendirilen kızlarımızdan bahsediyorum. Her özgülük büyük bir sorumluluktur. Türbanlı vekillere sormak istediğim, insan özgürlükleri konusunda neden dünyanın en gerisindeyiz? Bunu anlatlamalarını istiyorum. Türbanı insan hakları ihlalinden, insan hakları mcüadelesine çevirmek onların elinde. Buraya gelmeden önce türbanlı vekillerin konuşmalarını taradım. Başkalarının özgürlüğü hakkında bugüne kadar hiçbir konuşma yapmadıklarını gördüm. Başımı açarak bir daha klirlenmeyeceğim demelerine değinmek istiyorum. O zaman başı açıklar kirli mi? İnanç üzerinden bu tartışmaları yaparken, diğerlerinin inanç çığlıklarını nasıl duyacaksınız?
Biz Sivas’ta yakılan, Gezi’de vurulan, hayat tarzından dolayı cezalandırılanlarız. Ama nasılsa kronik mağdurlar sizlersiniz? Gerçekten bu ülkeyi korkunç bir akıbete sürüklememeye niyetliyseniz, adalet ile öc arasındaki farkı anlamaya mecbursunuz. Biz çatşmıyoruz, bir var olmaya çalışıtyoeruz. Tarihe baklarsanız, her zaman bizden bir şeyler almaya çalışanlara karşı var olmaya çalışarak verdiğimiz mücadeleyle ayakta kaldığımızı görebilirsiniz.
ARINÇ: TOPLUMDA BAŞÖRTÜSÜNE KARŞI OLUMSUZ TEPKİ YOK
Hükümet adına konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç şunları söyledi:
''Bugün Genel Kurul'u çok anlamlı hale getiren herkesin merakla beklediği bir konu var. Bazı arkadaşkarımız kendi arzularıyla başörtüleriyle geldiler. Buna karşı toplumda çok olumsuz tepki yok. Tüm konuşmaları dikkatle izledim. Tüm konuşanlara tebriklerimi sunuyorum. Bence yakışan budur. Çirkin söz bekleyenlerin hepsini yüce Meclis boşa çıkardı. Ben de konuşmamda aynı ağırlıkta olmaya devam edeceğim. Sayın İnce'nin birbiri ile kafiyeli farklı konularda hükümetimizi ve partimizi suçlamasını kabul etmiyorum.
'O GÜN DIŞARI DİYENLERİN HEPSİ DIŞARIDA KALDI'
Bundan 14 yıl önce Merve Kavakçı bu salonu girdiğinde o gün Meclis'imize yakışmayan tartışmalar oldu. Rahmetli Ecevit'in kürsüye çıkarak yaptığı konuşmaları unutmak istiyorum. 'Dışarı dışarı dışarı'lar and içmek mümkün olmadı. Bu acı bir tablodur. O gün bağıranların hemen hemen hepsi dışarıda kaldığı gibi halk bunu affetmedi, hepsini yanlış buldu. Öncelikle bu mesele üniversitelerdeki kılık-kıyafet ile başladı. Şimdi bütün üniversitelerimizde hemen hemen kıyafet yasağı kalmamıştır. Mazbatasını aldığı halde andı içirilmeyen milletvekili ile üniversite okumak isteyen gençlerimizin kaderi burada buluştu. Sabırla bu sorunların çözüleceğine inandık.
'BAŞÖRTÜSÜ SİYASİ SİMGE İSE YAKALARINIZDAKİ ROZET NE?'
Hukuk normuna bakmamız lazım. Kadınların başının açık olmasını söyleyen kanun yoktur. Aksine burada bir serbestlik olduğunu görüyoruz. Başörtüsü siyasi simge ise yakalarınızdaki rozet ne oluyor? Kadınlarımızı başı açık ve başı kapalı olarak ayırmak ahlaksızlığın daniskasıdır. Memurlar için pantolon giyme özgürlüğü geldiyse bu haliyle milletvekillerimiz için de olmalı.''
İNCE: OĞLUNUN DA MI TÜRBANI VARDI?
Muharrem İnce, Arınç'ın sözlerine yanıt vermek için söz istedi. Tekrar kürsüye çıkan İnce, ''Kuran'ı Tevrad'ı İncil'i esas alarak düzenleme yapamaz Meclis' bu sizin sözünüz Arınç. Hadi kızı okuyamadı Başbakan'ın oğlunun da mı türbanı var. O niye Türkiye'de okuyamadı? İstismar etmenize karşıyız biz'' diye konuştu.
CANİKLİ'DEN İNCE'YE CEVAP
Muharrem İnce'ye yanıt veren AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ise, "Kız çocuklarını gönderirken erkek çocuklarını neden gönderdi istismar suçlaması gündeme geldi. Aynı sorun İmam-Hatip mezunları için de bir katsayı problemi vardı. O nedenle Sn. Başbakanımızın oğlu o katsayı sebebiyle yurtdışında okumak zorunda kaldı" dedi.
MHP'Lİ VURAL: GELİN SALI GÜNÜ PANTOLON KONUSU DA ÇÖZELİM
Arada söz alan MHP'li Oktay Vural ise, ''Gelin Salı günü pantolon konusu da çözelim'' şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.