Barış için Diyarbakır'a yürüyen Cumhurbaşkanı adayı
Yürüyüşe neden başladığını ve yürüyüş boyunca yaşadıklarını anlatan Bekleviç, "Eşitlik ve kardeşlik, barış temelli her faaliyete kimden gelirse gelsin destek sağlamaya çalışıyorum" diyor.
Bağımsız Cumhurbaşkanı aday adayı Tuna Bekleviç, 16 Nisan 2017’de yapılan anayasa referandumunun birinci yıl dönümünde Ankara’dan Diyarbakır’a yürüyüş başlattı. Kutuplaşma ve gerilimin son bulması için barışa ve eşitlik temelli kardeşliğe dikkat çekmek amacıyla yürüyüşü başlattığını belirten Bekleviç, 5 gündür yollarda. Bekleviç, bu yürüyüşe çıkmaya nasıl karar verdiğini ve yollarda karşılaştığı insanlarla yaşadığı diyalogları anlattı.
16 Nisan’da Ankara’dan yola çıkan ve 19 Mayıs’ta Diyarbakır’a ulaşmayı planlayan Bekleviç, ‘Kardeşlik Yürüyüşü’ne neden başladığını “Her şeyden önce Kürtlerle Türkler arasındaki bu gerilimli ortamın son bulması ve barışa, eşitlik temelli kardeşliğe bir katkımız olsun diye kardeşlik yürüyüşüne başladık” diye cevap veriyor.
‘İnsanlar eşitlik temelli kardeşlik çağrısına olumlu cevap veriyor’
Tekrar barış temelli çalışmalar yapan birilerinin olduğuna dikkat çekmek istediklerini belirten Bekleviç şunları söyledi: “10 günlük bir hazırlıktan sonra yürüyüş kararımızı verdik. Şu an yürüyüşün 5’nci günündeyiz. Ankara’dan Diyarbakır’a yürürken çok farklı ortamlardan geçmiş olacağız. Tek bir siyasi görüşün değil çok farklı siyasi görüşlerin olduğu şehirlerden geçiyoruz. İlk etapta biraz daha milliyetçi muhafazakar bölgelerden geçtik. İlk adımımızı attığımızdan bu yana insanlar bizi çok güzel karşıladılar. Gördüğüm kadarıyla insanlar eşitlik temelli kardeşlik çağrısına olumlu cevap veriyor. Bu bizi mutlu ediyor.”
Yürüyüşün teması: Eşitlik temelli kardeşlik yürüyüşü
Bekleviç 34 günde Diyarbakır’a ulaşmayı planlıyor. Yürüyüş boyunca Bekleviç toplam 1000 kilometre yol katetmiş olacak. 2012 yılında barış için Roboski’den Ankara’ya yürüyen vicdani retçi Halil Savda ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’nden de bahseden Bekleviç, “Eşitlik ve kardeşlik, barış temelli her faaliyete kimden gelirse gelsin destek sağlamaya çalışıyorum. Bu yürüyüş bittikten sonra da destek olmaya çalışacağım. Ankara’dan İstanbul’a bir adalet yürüyüşü yapıldı. O yürüyüşe destek sağladık. Bu yürüyüşte biraz daha onu tamamlayabilir. Eğer onun teması adaletse bu yürüyüşün teması da eşitlik temelli kardeşlik yürüyüşü. Bu yüzden yürüyüşün bitmesi gerektiği yer Diyarbakır” diyor.
“Referandumdan önce de bölgede yoğun olarak çalıştım” diyen Bekleviç, özellikle Hakkari, Yüksekova ve Şırnak arasında birçok yerleşim yerlerini ziyaret ettiğini söyleyerek şöyle devam ediyor:
“Bugünden geriye döndüğümüzde neredeyse 20 yıla yakındır Kürt sorunu ile ilgili ciddi çalışmalarımız oldu. Biz her zaman bölge halkının hassasiyetlerine karşı hassastık. Daima yapılan her faaliyetin yanında olduk ve bu faaliyetleri destekledik. Daha önce Halil Savda’nın da bir yürüyüşü olmuştu. Onlar da Ankara’ya yürüdüler. Ben o yürüyüşe fiziken destek olamadım ama sosyal medyadan ve diğer alanlardan kalben destek oldum. Eşitlik ve kardeşlik barış temelli her faaliyete kimden gelirse gelsin destek sağlamaya çalışıyorum. Bu yürüyüş bittikten sonra da destek olmaya çalışacağım. Ama daha önceki çabalarımız bu kadar popüler olmamıştı. Yürüyüş fiziki bir eylem de olduğu için diğer düşüncelere ve ifadelere göre daha etkili olmasını bekliyorum.”
‘Çok mesaj alıyorum’
Bekleviç, Diyarbakır, Şırnak, Hakkari gibi birçok şehirden yürüyüş boyunca kendisine mesaj gönderildiğini söylüyor. Gelen mesajların çoğunun dayanışma mesajları olduğunu aktaran Bekleviç, şunları anlatıyor:
“İnsanlar daha çok niyetimizi ve samimiyetimizi sorguluyor. Eğer Elazığ’a kadar ulaşmayı başarırsak bu niyetimizin samimi ve yaptıklarımızın da hakiki olduğunu göstereceğiz. Samimiyeti göstermek için zaman en büyük ilaç olacak. Yürüyüşe daha fazla katılım olacak. Diyarbakır’a vardığımızda da bizi çok iyi karşılayacaklarını biliyorum. En büyük desteğin Türk milliyetçilerinden geleceğini düşünüyordum fakat ilk destek marjinal Kürt milliyetçilerinden geldi. Bunu beklemiyordum. Ufak bir muhalefet olsa da toplumun genelinde sıcak karşılandığını biliyorum. Korkudan dolayı insanlar sosyal medya paylaşımlarını genelden yapmak yerine özelden mesaj göndererek bizimle paylaşıyorlar. O taban yürüyüşümüze destek verir mi sorusuna emin değilim. Eğer katılım yaparlarsa fiziken kendilerini ilan etmiş olacaklar.”
Türkiye’nin bir korku iklimine hapsedildiği için insanların korktuğunu söyleyen Bekleviç, şöyle devam etti: “Belki bizim yaptığımız bu faaliyetlerle farklı gruplara ve kişilere ilham verip onlar da kendi hassasiyetleri çerçevesinde bir şeyler yaparlarsa Türkiye’deki demokrasinin kalitesinin gelişmesine katkı sağlar. Tabii bunları şiddetsizlik çerçevesinde söylüyorum. Bizim için bunlar ilginç faaliyet. Çok büyük planlarla hareket etmiyoruz. Kendimiz olduk. İnsanlar şu an bizim yürüyüşü gördükleri zaman cesur bir hareket olduğunu söyleyerek bizi tebrik ediyorlar. Sanki onların hayal edip yapamadıklarını yapıyor gibiyiz. Yemek getiren su getiren birçok insan var.”
‘Yollarda çok sayıda mermi kovanı var’
Bekleviç yürüyüş boyunca insanların kendilerine sıcak davrandığını söylüyor. Yollarda birçok kurusıkı mermisi gördüğünü ifade eden Bekleviç izlenimlerini şöyle aktarıyor: “Yolda yürürken kurusıkı mermi kovanlarını çok fazla görüyorum. Ben buna yollarda, kurusıkı hükümeti, kurusıkı ittifakı var diyorum. Bu aynı zamanda Türkiye’de bireysel silahlanmanın nereye geldiğini de gösteren bir şey. Ayrıca geçtiğim yollarda tarımın yok olduğunu, ciddi bir nüfus kaybının olduğunu da görüyorum. Girdiğim her köyde her beldede insanlar çok mutsuz. Yürüdüğüm yerler milliyetçi muhafazakar düşüncenin yoğun oy aldığı yerler. 5 günlük yürüyüşüm sonucunda gördüğüm kadarıyla anlı ak bir şekilde çıkıp ‘ben ittifaka oy vereceğim’ diyen kimseyle karşılaşmadım. Burada bence çıkar ittifakı oy bile alamayacak. Ciddi bir hezimetle karşı karşıya kalabilirler. Referandumdan bugüne çok ciddi şeyler değişmiş. Referandumda evet oyu veren her 5 kişiden en az 1’i pişman olmuş durumunda. Çoğu insan AK Partili gibi gözüküyor ama yanına gidip bir dakika konuştuğumda sandıkta asla AK Parti’ye oy vermeyecek insanlar.”
Kaynak: Gazete Duvar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.