Bahçeli Pervin Buldan'ı da aradı

Bahçeli Pervin Buldan'ı da aradı
27 Şubat'ta Abdullah Öcalan'ın tarihi çağrısının Türkçe metnini okuyan DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, süreci ve mektup okunduktan sonra yaşananları konuştu.

TİGRİS HABER - 27 Şubat'ta Abdullah Öcalan'ın çağrısının ardından MHP Lideri Bahçeli'nin DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk ve tutuklu Selahattin Demirtaş'ı aradığı öğrenilmişti.

Halk TV'den İsmail Saymaz'a konuşan DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nı Türkçe metnini okuduktan sonra Bahçeli'nin kendisini de aradığını ifade etti.

Sürece ilişkin Buldan'ın sözleri şöyle:

“Öcalan’ın idamını isteyen, elinde iple dolaşan bir insanın sürece sahip çıkması, ‘Bu sürecin ilerleyebilmesi için elimden geleni yapacağım’ demesi çok önemli. 1 Ekim itibariyle yaşananların Bahçeli şahsında kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bunu Öcalan da çok kıymetli buluyor.”

Bahçeli’nin kendisini de aradığını ifade eden Buldan, MHP liderinin “Verdiğiniz emekten dolayı teşekkür ediyorum. Metni sizin okumanızdan büyük bir memnuniyet duydum. Elimden geleni yapacağım” dediğini aktarıyor.

Buldan, Öcalan’a Umut Hakkı tanınması ve tutukluların tahliye edilmesinin rahatlama yaratacağını söylüyor.

Kayyumlar ve HDK soruşturmasının provokasyon olduğunu savunan Buldan, “Öcalan, bu konuda çok öfkeli. Kayyum meselesini provokasyon olarak değerlendiriyor” diye konuşuyor.

-- Bugün gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bence çok kıymetli bir dönem. Bu dönemi çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Bu çağrı 40 yıllık çatışmalı bir sürecin sona ermesi demek. Bundan sonra çocuklarımızın, gençlerimizin hayallerinin yıkılmayacağı, yaşamlarını yitirmeyeceği bir dönemin kapılarını açtı. O yüzden herkesin sımsıkı sarılması gereken bir süreç ve herkes elinden geleni yapmalı.

--Bu aşamaya bu kadar kısa sürede gelineceğini öngörebilmiş miydiniz? Daha önce de teşebbüslerde bulundunuz çünkü.

Tabii 2015 ile bu dönemi birbirinden ayırmak lazım. 2015’te çok daha farklı kesimler karşısındaydı.

--CHP ve MHP karşısındaydı.

Özellikle MHP'yi kastediyorum. Sayın Bahçeli’nin, Öcalan'ın idamını isteyen, elinde iple dolaşan bir insanın sürece sahip çıkması, destek vermesi ve “Sürecin ilerleyebilmesi için elimden geleni yapacağım” demesi çok önemli. Bizi de aradı sayın Bahçeli.

--Ne zaman aradı?

Açıklamayı yaptığımızın ertesi günü.

--Ne dedi?

Teşekkür etti. “Verdiğiniz emekten dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca metni sizin okumanızdan büyük bir memnuniyet duydum” dedi.

--Ne cevap verdiniz?

Teşekkür ettim. Hep birlikte sürecin ilerleyebilmesi için birbirimize katkı sunmamız gerektiğini ifade ettim. Elinden geleni yapacağını söyledi. Sadece beni değil, Sırrı Süreyya Önder’i, Ahmet Türk’ü ve Tuncer Bakırhan’ı aradı.

--Devlet Bey’in yaklaşımı karşısında şaşırmışsınız anladığım kadarıyla.

Biz şaşkınlığı şimdi değil, 1 Ekim’de yaşadık. O şaşkınlık yeni değil. 1 Ekim’de tokalaşma, 22 Ekim grup toplantısında yaptığı çağrı ve bizim kendisini ziyaretimizde söyledikleri... 1 Ekim itibariyle yaşananların sayın Bahçeli şahsında kıymetli olduğunu düşünüyorum. Sürece bu kadar destek vermesi önemlidir. Bunu Öcalan da çok kıymetli buluyor.

--İmralı’da değerlendirmesi olmuş zaten değil mi?

Evet, görüşme sırasında, evet. (Öcalan) “Sayın Bahçeli dönüştüyse herkes dönüşür” dedi.

--Siz Bahçeli’nin tutumunu nasıl açıklıyorsunuz?

Türkiye'nin geleceği açısından artık herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gereken bir dönem. Ortadoğu'da taşlar yeniden dizayn edilirken, Kürtlerin yıllardır yaşamış olduğu acılar, bedeller... Türk ve Kürtlerin birlikte yaşadığı bir coğrafyada artık buna ihtiyaç vardı. Bence sayın Bahçeli’nin girişimi de biraz bu minvalde.

--Bundan sonra ne olmalı?

Hızlı adımlar atılmalı. Umut Hakkı başta olmak üzere birçok değişikliğin, reformların, paketlerin hızla çıkması gerekiyor. Cezaevlerinde çok sayıda insan haksız ve hukuksuz şekilde kalıyor. Siyasetçiler başta olmak üzere binlerce insan cezaevlerinde. Toplumu rahatlatmak açısından hızla birkaç adımın atılması gerekiyor. Cezaevleri ve Umut Hakkı… Bunlar insanlar üzerinde büyük etki bırakır, pozitif anlamda söylüyorum. Bunlar yapılırsa tabii ki devamı gelir, farklı şeyler konuşulur.

--Dağdakilerin durumu?

Onlar da tabii... Ama entegre etme meselesi bir iki ay içerisinde olacak bir şey değil. Zamanla bunların konuşulup tartışılması gerektiğini söylüyoruz. Olmazsa olmaz diye bakıyoruz. O insanların bir yerde konumlanması, bir yerlere gitmesi gerekiyor. Bununla ilgili hazırlıkların yapılması lazım.

--Kayyum meselesi… Açıklamanızdan bir gün önce Kağızman’a kayyum atanmıştı.

Evet, bunlar provokasyondur aslında. Bunlara iktidarın dikkat etmesi lazım. Öcalan, bu konuda çok öfkeli. Kayyum meselesini provokasyon olarak değerlendiriyor. İktidarın bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini söylüyor, Öcalan. Biz de öyle düşünüyoruz.

--Bir yandan da HDK soruşturması var. 30 insan tutuklandı.

Bunlar bence süreci sabote etmeye çalışan kesimlerin girişimleri. O yüzden önüne geçmek lazım. Hem soruşturmalar hem tutuklamalar hem kayyumlar...Bunlar sürece zarar verir. Bir an önce bu yanlıştan dönülmesi gerekiyor.

--PKK’nın yanıtını nasıl yorumladınız?

Bu da kıymetli bir cevap bence. Başından beri onlar Öcalan'ın yanında duracaklarını ifade ediyorlardı. Ama Öcalan'ın koşullarının değişmesi gerektiğini de ifade ediyorlar. Bu adımlar atılırsa pürüz yaşanacağını düşünmüyorum.

--Kilit nokta Suriye değil mi?

Suriye tabii önemli. Başından beri önemliydi. Şimdi de önemli. Bununla ilgili henüz netleşen şeyler yok açıkçası. Türkiye, nasıl bir tavır tutunur bilmiyoruz ama Ortadoğu'da Kürtlerin geleceğinin ve Kürtlerle birlikte hareket etmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Suriye, bunların başında. Kürtlere sahip çıkmak lazım Suriye'de. Asla Kürtleri yalnız bırakmamak lazım. Türkiye, Kürtlerle birlikte hareket ederse kazanır. Kaybeden Türkiye olmaz.

--Önümüzdeki hafta AK Parti ile Dem Parti heyeti görüşecek diye biliyorum. Ne bekleniyor bu görüşmeden?

Şu an tarih vermeyeyim ama evet birkaç görüşme yapacağız. Hem iktidarla hem muhalefet partileriyle görüşmemiz olacak ama henüz netleşen bir şey yok.

--Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’a atfen bir not okudu. Bu not neden metinde yer almadı?

Öcalan, bunu şifahen söyledi. O, metne yazılmamıştı. Daha sonra devlet yetkilileriyle yaptıkları görüşmede bunda karar kılınmış. Ama dışarıya çıkıp yetiştirmek bir zaman alacağı için şifahen okundu. Orada bir sıkıntı yok aslında. Üzerinde mutabakat sağlanmış bir paragraf.

--Önder’in aktardığı cümleden ne anlamalıyız?

Hızla adımların atılması gerekiyor. Yasal ve hukuki düzenlemelerin bu işin ilerlemesi için olmazsa olmaz bir şey olarak görülmesi gerekiyor. O cümleden bu anlaşılıyor.

Kaynak:Haber Merkezi

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.