Aydın ve yazarlar: Hükümet ateşle oynuyor

Aydın ve yazarlar: Hükümet ateşle oynuyor
Yazar Erdoğan Aydın, hükümetin devreye soktuğu savaş konseptinin geri dönülemez sonuçlar ortaya çıkartma riski taşıdığı uyarısı yaparken, Barış Bloku'ndan gazeteci Nuray Sancar durumu "Hükümet ateşle oynuyor, toplumu bedeli ağır maceralara sürüklüyor" diy

Türkiye Barış Meclisi sözcüsü Hakan Tahmaz da savaştan çıkacak sonuçların Türkiye halkları için felaket olacağını belirterek hükümeti savaş politikalarından vazgeçmeye çağırdı.

 

AKP tarafından Medya Savunma Alanları'nın bombalanması ve "DAİŞ'le mücadele" maskesiyle Kürt hareketi ve demokrasi güçlerine dönük geliştirilen gözaltı operasyonları ile topyekün savaş konsepti devreye sokulmuş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatını verdiği, AKP'nin de devreye koyduğu savaş konseptinin Türkiye'yi nereye sürükleyeceğini Yazar Erdoğan Aydın, Barış Bloku'ndan gazeteci Nuray Sancar ve Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz değerlendirdi.

 

Aydın: Saldırılmak istenen İŞİD değil, Kürt hareketi

 

Yazar Erdoğan Aydın, Türkiye'nin uzun bir oyalama sürecinin ardından uluslararası baskılar sonucunda DAİŞ'le mücadele etme zorunluluğunun ortaya çıktığını fakat DAİŞ'le mücadele maskesi altında Kürt hareketine ve demokrasi güçlerine yönelik büyük bir saldırı başlatıldığını söyledi. Aydın, "İŞİD'e saldırı paketi içerisinde aslında asıl saldırılmak istenenin İŞİD değil, Kürt hareketi olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır" dedi. Hükümetin devreye soktuğu savaş konseptinin iki buçuk yıldır büyük bir umutla yükseltilmesi beklenen barış süreci açısından da nokta koyan bir riski, geri dönülemez bir sorunu ortaya çıkartacağını belirten Aydın, "Umarım bu gidişatın daha da derinleşeceği bir yolda ilerlemekten vazgeçilir, sağduyu, hukuk ve barış hakim gelir. Türkiye umarım yeni ve sonu oldukça belirsiz ve bedelleri ağır olacak bir yol girmez" dedi.

 

Sancar: Hükümet ateşle oynuyor, toplumu bedeli ağır maceralara sürüklüyor

 

Barış Bloku Koordinasyon Üyesi gazeteci Nuray Sancar ise önce DAİŞ üyelerine dönük olduğu belirtilen ama Kürtlere yönelen gözaltı operasyonları ardından da gerilla alanlarına dönük gerçekleştirilen bombardımanla Türkiye'nin adı konulmamış bir "olağan üstü hal ilanı" içine girdiğini söyledi. Sancar, ülkeyi "yasadışı" biçimde yönettiğini belirttiği geçici hükümetin içerde ve dışarıda gittikçe palazlanmasına göz yumduğu DAİŞ'e yönelik olduğu iddiasıyla yürüttüğü operasyonun ise bir "kılıf" olduğunu söyledi. 1990'lı yıllardaki savaş konseptine hızlı bir biçimde geri dönüldüğünü kaydeden Sancar, Federal Kürdistan bölgesindeki kampların bombalanmasının da çözüm sürecini bir oyalama süreci olarak gören AKP'nin süreci bitirdiğinin de ilanı anlamına geldiğini söyledi. Sancar, "Şimdiye kadar demokrasinin iğneyle kuyu kazılarak edinilen kazanımlar berhava edilmiştir bu operasyonla. Yeniden kan, gözyaşı, evlere gelen cenazelerin yolu açılmış görünüyor. Ama Türkiye'de barış ve çözüm sürecinin devam etmesi yönünde artık güçlü bir mutabakat oluşmuştur; bu sebeple operasyonlar AKP'ye umduğu gibi, yeni bir seçim zaferi getirmeyecektir. Ancak hükümet giderayak bütün dengeleri altüst etmeyi göze alıyor ve sonucu sadece Türkiye'yi ilgilendirmeyen, bütün Ortadoğu'yu kaosa, gerilime ve savaş ortamına sürükleyecek adımlar atıyor. Ateşle oynuyor. Bütün bir halkı topyekun bu politikaları doğrultusunda bedeli ağır maceralara sürüklüyor" dedi.

 

İçeride, dışarıda çok yönlü savaş cephesi

 

Tüm bu savaş konseptine karşı barışın sesini yükseltmek için düzenleyecekleri Büyük Barış Yürüyüşü'nün Valilikçe engellenmesini de eleştiren Sancar, yüz binlerin katılacağı ve tek talebinin .arış olduğu barışçıl bir yürüyüşe bile tahammül edilememesinin ortamın kriminalize edilmesi anlamına geldiğini söyledi. Sancar, "Barış Bloku toplanarak yasağı değerlendirecek ve bir basın açıklaması yapacak. Ama şimdiden şunu söyleyebiliriz ki, geçici azınlık hükümeti içerde dışarıda çok yönlü bir savaş cephesi açmış olmakla altından kalkamayacağı bir enkazı kendi üstüne devirmeye çalışmaktadır. Bunun altında ezilen barış talebimiz olmayacaktır. Bu talep olduğu sürece çözüm süreci de tamamen ortadan kaldırılamaz. Artık kimsenin mahallesine cenaze gelmesine tahammülü yok çünkü. Çözüm süreci belki sekteye uğratılabilir, çok bedel ödenebilir ama bu toplumsal talep olduğu sürece tamamen rafa kalkamaz. Bunu umut ediyoruz" dedi.

 

Tahmaz: Operasyonlar çözüm sürecine nokta koydu

 

Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz, 7 Haziran seçimlerinde Türkiye halklarının barış iradesini ortaya koyduğunu, ancak AKP hükümetinin halkın ortaya koyduğu barış iradesini savaşa konseptine uyarlamak istediğini ifade ederek, hükümetin askeri operasyonlarla çözüm sürecine nokta koyma yönünde adım attığını söyledi. Tahmaz, "Bunu sadece Türkiye içerisindeki Kürtlere yönelik değil, bütün Kürtlere yönelik bir politika olarak okuyoruz. İŞİD'e karşı zorunlu bir tutum alındı. Bu zorunluluğun gölgesinde bütün Kürt kesimleri ve çözüm süreci tehlikeye atıldı. Bunun AKP'ye en ufak bir katkısının olması sıfırdır. Savaştan canlı çıkmış bir ülke istilacı ülkedir. Bu tür savaşları, çatışmaları körükleyerek, bugüne kadar hiçbir iktidar bir kazanç elde edememiştir. Biz daha yolun başındayken bu savaşın durdurulması, masaya dönülmesi, masaya dönülmesi için de Öcalan'ın içerisinde bulunduğu tecrit haline son verilmesi gerektiği çağrısı yapıyoruz" ifadesinde bulundu.

 

'Savaş Türkiye halkları için felaket olur'

 

PKK ile yaşanacak bir savaştan çıkacak sonuçların Türkiye halkları için felaket olacağını dile getiren Tahmaz, "Bütün kesimler açısından söylüyorum; 30 yıllık tecrübeden sonra çatışmada, savaşta direnmenin bu ülkeye hiçbir katkısı olmaz. Türkiye bir adım dahi ileriye gidemez. Türk devletinin Kürt korkusunu yenmesi gerekir. Türk toplumunun da buna karşı sessiz kalma tutumunu terk etmesi gerekir" dedi.

 

'CHP'den bir açıklama duymadık'

 

CHP'yi de yaşananlara tepkisizliği nedeniyle eleştiren Tahmaz, "AKP ile koalisyon yapmak isteyen CHP için büyük bir fırsat doğdu ama AKP'den daha farklı yaklaştığını gösterecek bir tutum gelmedi daha. Dün akşamdan beri bir CHP yetkilisinden bir açıklama duymadık. En azından tavır göstermeliler. Bu herkesin sorunu. Sadece Kürtlerin, barış isteyenlerin sorunu değil" diye kaydetti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.