Av. Aslı Pasinli: Şiddetin temelinde cinsiyet rolleri var!
Tigris Özel
TİGRİS HABER - Kadına yönelik şiddetin altında yatan sebeplerle ilgili Tigris Haber’e konuşan Avukat Aslı Pasinli, şiddetin temel sebebinin toplumsal cinsiyet rolleri ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığını vurguladı. Pasinli, “Toplum kadınlara birçok rol yükler, bu roller kadınların eşitsizliğini derinleştirir. Eskiden şiddeti konuşurken şehirli-kırsal, eğitimli-eğimsiz olmak, çalışan-çalışmayan vb. kategorizeler yapılarak şiddet bu dezavantajların bir sonucu gibi genellemeler yapılırdı. Fakat ülkede yaşanan kadın cinayetleri bu kategorilerin hepsini ters-yüz etti. Şiddetin hepimizin problemi olduğu gerçeğini yüzümüze çarptı. Eğitimli kadınların da şiddete maruz kaldığını eğitimli erkeklerin de şiddet uyguladığını gördük” dedi.
Mücadele edilirse toplumsal dönüşüm yaşanır
Kadına şiddetle mücadelenin bütüncül olması gerektiğini ifade eden Pasinli, “Kırsalda yaşayanın da şehirde yaşayanın da şiddete maruz kaldığını gördük. Yani hem uygulayan hem buna maruz kalan için yapılan bu ayrımların hepsinin doğru olmadığını deneyimledik. Bu bir eğilim meselesi ve kadına bakış açısı ile yakından ilgili. Şule Çet, Müzeyyen Boylu, Emine Bulut gibi birçok örnekte bunu gördük ne yazık ki. Bütün toplumsal dinamikleri harekete geçirerek şiddetle mücadele etmek gerekiyor. Eğitimde, istihdamda, yargıda, medyada eşitlikçi tutumun esas alınması için mücadele edilirse büyük bir toplumsal dönüşüm yaşanması kaçınılmazdır” şeklinde konuştu.
Avukat Aslı Pasinli
İstanbul Sözleşmesi vurgusu
İstanbul Sözleşmesi’nin önemine dikkat çeken Aslı Pasinli: “Son yıllarda kadınların hakları ile ilgili çok flaş gelişmeler yaşandı. Bunlar nafaka hakkına saldırılardan tutun TCK 103’ün hedef alınmasına kadar birçok hukuki kazanım tehdit altında. Ve nihai olarak İstanbul Sözleşmesinin bir gecede cumhurbaşkanı kararnamesi ile feshedildi. Halen bu kararın iptaline ilişkin davalar devam ediyor ve nihai karar verilmedi. Ama kazanılmış bu uluslararası sözleşme şiddetle mücadelede gerçek bir yol haritası niteliğindedir. Sözleşmeye taraf ülkelere adım adım ne yapmaları gerektiği ve şiddetle nasıl mücadele edileceği anlatılıyor aslında. Şiddete sıfır tolerans diyen bu sözleşme bütün kadınlar açısından hayati öneme sahiptir. Çünkü kadın cinayetlerindeki veriler Türkiye’de kadınların varlık mücadelesi verdiğinin en büyük göstergesidir.
Yürüttüğümüz mücadele yüzyıllardır sürüyor, sürecek. Zaman zaman yılgınlığa düşsek de mücadelemiz bakîdir. Kadınların yürüttüğü mücadelenin tarihine bakar isek “Nerden Nereye “ geldiğimiz anlaşılacaktır. Mücadele etmek dışında bir çıkış yolumuz yok. Eşit ve özgür bir dünya için mücadelemiz hayatın her alanında devam edecek, daha çok birlikteliğe daha çok dayanışmaya ihtiyacımız var” diye konuştu.
bianet’in kadına şiddet çetelesine göre 2022 yılında:
Erkekler Ekim'de 32 kadını öldürdü
Erkekler Eylül'de 26 kadını öldürdü
Erkekler Ağustos'ta 31 kadını öldürdü
Erkekler Temmuz’da 28 kadını öldürdü
Erkekler Haziran'da 32 kadını öldürdü
Erkekler Mayıs'ta 32 kadını öldürdü
Erkekler Nisan'da 29 kadını öldürdü
Erkekler Mart'ta 25 kadını öldürdü
Erkekler Şubat'ta 22 kadını öldürdü
Erkekler Ocak'ta 23 kadını öldürdü.
Erkeler Kasım’da 16 kadını öldürdü
25 Kasım hakkında
Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kız kardeş, Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veriyordu. 1960 yılının Kasım ayı başlarında Trujillo ülkede iki tehlikenin varlığından söz etti: Kilise ve Mirabal Kardeşler!
Tarih 25 Kasım 1960'dı. Üç kız kardeş tecavüz edilip öldürüldüler. Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada ve Türkiye'de insan hakları savunucuları ve kadın hareketleri için bir sembol haline geldi. 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesini karar altına aldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.