Annelere verilecek en güzel hediye barıştır
Gazetemize konuşan acılı aileler, “Anneler gününde bize verilecek en güzel hediye barıştır.”
Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de her yıl Mayıs ayının ikinci pazarı dükkanların vitrinlerinden, gazetelerin, televizyonların reklam ilanlarından geldiğini anladığımız, çoğu zaman annelerimizin "bir tatlı söz yeter" diyeceğini bile bile hediye seçmek için tüketim kaosuna giriştiğimiz Anneler Günü yine geldi çattı. Ancak annesi olmayan çocukların yanı sıra çocuğu olmayan annelerin de en hüzünlü günlerinden biridir Anneler Günü. Hele de o anneler çocuklarını çatışmalarda kaybettilerse. Diyarbakırlı Sultan Bilden, Ayfer Özbey ve Rahime Çelik çocuklarını çatışmalarda kaybeden annelerden bazıları. Gazete olarak çatışmalarda çocuklarını kaybeden ve buna rağmen umut dolu mesajlar veren anneler ile görüşüp talep ve beklentilerini sorduk.
10 çocuğumuza şehit ismini verdik ama acımız dinmiyor
Şehit annesi Sultan Bilden, “Oğlum Hakan Bilden 2 Ocak 2001 tarihinde Bandırma Hava Üssünde vatani görevini yaparken şehit oldu. Öncelikle bir şehir annesi olarak söylüyorum, Allah kimseye evlat acısı vermesin. Biz barıştan yanayız, ölümden taraf değiliz. Kim olursa olsun, ana ciğeri aynıdır. 17 yıldır evlat acısı çekiyorum ve çekmediğim hastalık kalmadı. Torba torba ilaç içerek ayakta kalmaya çalışıyorum. Artık boğazlarımız düğümleniyor konuşamıyoruz. Evimizde 10 tane çocuğumuza şehidimizin ismini vermişiz ama yine de acımız dinmiyor. Evlatlarımız ölmesin barış olsun. Evlat acısından kahroluyoruz, üzüntümüzden ne yapacağımızı bilmiyoruz. Allah yaşadığımız acıları kimseye göstermesin. Şehit ailelerine Allah sabırlar versin. Kimsenin çocuğu yetim kalmasın. Biz huzur, kardeşlik istiyoruz. Hepimiz bir çatı altında, bir bayrak altında yaşıyoruz. Bunun Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i olmaz, hepimiz bu vatan içinde kardeşiz. Hepimiz Müslümanız. Bu iş nereye kadar gidecek, gittikçe daha çok analar ağlıyor, evlatlar yetim kalıyor. Anaların yaktığı ağıtlar yüreğimizi dağlıyor.
Oğlumun tezkeresine 3 ay kalmıştı
Kimse eşini kaybetmesin, bir saat eşimle birlikte oturmak benim için dünyalara bedeldir. Benim oğlum nişanlıydı ve teskeresine 3 ay kalmıştı. Bandırma Hava Üssünde haber geldi ve gittik oğlumuzun cenazesini alıp geldik. Cenabı Allah ülkemize savaşsız, çatışmasız, bir gelecek nasip eylesin. Tüm şehit ailelerimizin başı sağ olsun. Artık hepimiz bu savaşa, akan bu kana dur dememiz gerekiyor. Dursun artık, bu böyle nereye gidecek? Kan dökülmesin, evlatlar ölmesin. Genç gelinlerimiz dul kalmasın.
İki taraftan da analar ağlamasın
Maaş bize bir şey yapmıyor, dünyayı verseler boş. Bizim acımız ancak bizimle birlikte toprağa gömülür. Bu acı yaşarken hep içimizde kalıyor. Biz Kuran-ı Kerimin emrettiği bir barışa her zaman hazırız. Daha fazla annelerin ciğeri yanmasın. Hep fakir çocukları gidiyor, zenginin, paşanın çocukları gitmiyor. Cenabı Allah bizlere de yardımcı olsun ve bir barış, huzur olsun. Artık her iki taraftan da analar ağlamasın. Biz evlat gönderiyoruz, evladımızı kefene sarıp bize gönderiyorlar.
Cumhurbaşkanımız akan kanın durmasına vesile olsun
Bütün annelerin küçüklerin gözlerinden büyüklerin ellerinden öpüyorum. Bütün annelerimizin anneler gününü olan olmayan evlatlarıyla birlikte kutluyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız, akan bu kanların durdurulmasına vesile olsun. Madem ki, o bu devletin büyüğüdür, bu kanı ondan başkası durduramaz. Artık dursun bu kan, nereye kadar bu böyle gidecek? Sayın Cumhurbaşkanımıza Erdoğan baba dediğimiz için ondan bizim beklentilerimiz de vardır. Beklentilerimiz, annelerin ağlamaması, gelinlerimizin dul kalmaması, yetimlerin olmamasıdır. Yeter artık, barış olsun! Çocuklarımız artık babasız kalmasın, ciğerler yanmasın. Çocuklarımız başkasının babasına baba demesin. Amcalarına babam geldi demesinler. Çocuklarımızın babasından beklentisi olsun, amcalarından olmasın. Çocuklarımızın anneannesinden, babaannesinde, halasından beklentisi olmasın. Sayın Cumhurbaşkanımız gelsin görsün bu çocukların babaannelerine nasıl sarıldığını.
Verilen maaşlar acımızı kapatmaz
Verilen maaşlar acımızı kapatamaz. Bir şehit annesi olarak aldığımız parayı da hastanelere veriyoruz. İki günde bir hastanedeyim, bir torba ilaç kullanıyorum. Benim oğlum yanımda olduğu zaman genceciktim, oğlum yanımda kardeşim gibi kalıyordu. Şimdi saat başı ilaç kullanıyorum. Bu vatana ben 6 hayırlı evlat yetiştirdim, Cumhurbaşkanımız halimi görsün, sesimi duysun, derdimi dinlesin. Sayın Cumhurbaşkanımızdan isteklerim var; şehit ailesi olarak yüz yüze özel olarak görüşmek istiyorum. Dertlerimi, sıkıntılarımı Cumhurbaşkanımıza anlatmak istiyorum. Dertlerimizi kimse dinlemiyor, gittiğimiz kapılar yüzümüze kapanıyor. Bir şehit annesi, ailesi olarak soruyorum, çaldığımız kapıların yüzümüze kapanması uygun mudur?
Anneler günü mezarlıkta kutlanmasın
Şehit annesi olarak her anneler gününde yüzümüzü mezara doğru çeviriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanım, gözyaşlarımız durmuyor, sel olup akıyor. Bizi unutmayın, bizim durumumuzu göz önünde bulundurun. Yazık günahtır anneler ağlamasın, anneler gününü mezarlıkta geçirmesinler. Biz sizin yolunuzu dört gözle bekliyoruz. Biz, sizi seviyoruz, siz bizim Erdoğan babamızsınız. Siz bizim büyüğümüzsünüz, bize el uzatın, dertlerimizi dinleyin” şeklinde görüşlerini dile getirdi.
Yüreğim param parça
Üniversite mezunu oğlunu 3 yıl önce kaybeden 53 yaşındaki Rahime Çelik, “27 yaşındaki oğlum Sertip Çelik 4 yıllık fakülte mezunuydu. Oğlum 3 yıl önce Kobani’de yaşanan bir çatışmada vefat etti. O günden beri yüreğim param parça olmuş durumda. Ama ben bir anne olarak başka gençlerimizin ölmesini istemiyorum. Çünkü cenaze görmeye tahammülüm kalmadı. Bir anne olarak sadece barış istiyorum. Türk anneleri de bizim gibi bu savaşa dur demeli.
Oğlum yanımda değil, mezarda
Bugün Anneler günü. Dünyanın her yerinde anneler günü güzellikler içinde kutlanıyor ama ne yazık ki ben bu günü kutlayamıyorum. Çocuklarım gelip kutlasa da bir yanım eksik. Bana dünyaları da verseler boş çünkü benim yavrum yanımda değil, mezarda. Bugün içimden sadece ağlamak geliyor, hediye alsalar ne yapacağım. Bu nedenle biz annelere verilecek en güzel hediye barıştır. Asker, polis ve gerilla anneleri bir araya gelip bu kardeş kanının akmaması için mücadele etmemiz lazım. Çünkü biz çocuklarımızı okutmak ve güzel bir hayat için onları dünyaya getirdik, ölmeleri için değil” dedi.
Gelin birlikte bu kanı durduralım
55 yaşındaki Ayfer Özbey, “Bugün anneler günü ama annelerin yüreği param parça. Çünkü kimi annenin oğlu dağda, cezaevinde ve kiminin bir kemiği bile yok. Annelerin yüreği yanıyorken, biz nasıl anneler günün kutlarız. Dünyanın her yerinde insanlar annelerine hediyeler alır, bizim annelerimiz dağda, cezaevinde yada mezarlıklarda. Biz annelerin acısı da gözyaşlarının rengi de bir. Gelin hep birlikte barış çağrısı yapalım ve bu kardeş kanını durduralım. Ama birileri bize hala terörist annesi olarak bakıyor. Bu zihniyetin değişmesi lazım. Bize böyle bakmaya devam ederlerse bu savaşı durduramayız ve hep birlikte kaybederiz. Bizler anneler günü nedeniyle önceki yıllarda meclise gittik, ama yetkililer bizimle görüşmek istemedi.
Bize verilecek en güzel hediye barıştır
Biri öldüğü zaman biz asla iyi ki öldü demiyoruz. Çünkü o ölen kişinin de bir annesi var. Her şeyden önce bizler anneyiz. Bizler asker, polis ve gerillada olsa aynı şekilde ağlıyoruz. Çünkü annelerin gözyaşlarının rengi aynıdır. Bu savaş ne zaman bitecek, bizler yeter diyoruz. Bunca yıldır hep fakir fukara çocuğu ölüyor. Anneler gelsin birleşelim ve bu işi çözelim. Bize verecekleri en güzel deyi de barıştır. Buradan sayın Emine Erdoğan’a da seslenmek istiyorum, çünkü o da bir anne, onunda çocukları var. Lütfen kendi çocukları için ne düşünüyorsa bu gençler içinde aynı şeyi düşünsün. Emine hanım biz anneleri çağırsın ve konuşsun. Bizler büyük şeyler istemiyoruz, sadece kanın durmasını istiyoruz” diye konuştu.
Ali Abbas YILMAZ/özel
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.