Amed Newrozunda çözüm talebi
Diyarbakır'da DTK’nın düzenlediği Newroz etkinliği yoğun güvenlik önlemleri altında kutlandı. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinin yeniden başlamasını isteyerek, "Dolmabahçe mutabakatındaki çözüm ruhuna bağlıyız. Newroz'u fırsata dönüştürmek istiyoruz" dedi. HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise, “Evladının yolunu gözleyen Türk, Kürt, Arap, Ermeni bütün annelere burada taahhüt ediyorum ki, çağrımıza cevap verilirse 1 hafta içerisinde barışı sağlarız. 8. gün olursa beni Diyarbakır Meydanı'ndan çarmıha gerin. Ah dersem benden alçağı yoktur. Yaşanan olaylardan dolayı Kürt evine giremiyor, Türk evinden çıkamıyor” diye konuştu.
Diyarbakır'da Newroz kutlamaları sıkı güvenlik önlemleri altında başladı. Newroz Parkı'na vatandaşlar kurulan 5 ayrı polis noktasından aranarak girerken, çevrede de geniş güvenlik önlemleri alındı. Kutlamalar, her yıl olduğu gibi bu yıl da merkez Bağlar İlçesi'nde bulunan Newroz Parkı'nda saat 10.00'dan itibaren başladı.
Newroz'a katılmak için vatandaşlar sabah saatlerinden itibaren alana geldi. Katılımın, geçtiğimiz yıllara göre daha düşük olduğu gözlendi.
Yapılan saygı duruşunun ardından 2016 Newroz programının açılış konuşmasını tertip komitesi adına Hafize İpek yaptı. Newroz’un ikinci konuşmasını Kürtçe olarak yapan Fırat Anlı, Amed halkının newroz bayramını kutlamaktan korkmayacağını söyledi.
ZULME BOYUN EĞMEYECEĞİZ
Anlı’nın ardından Gültan Kışanak konuştu. Kışanak, “Newroz karanlığa karşı yakılmış bir meşaledir. Umudumuz büyük, umudumuz özgür bir gelecekten yana. Bize umutsuzluk yakışmaz, bize zulme, karanlığa boyun eğmek yakışmaz. Biz geleceği, umudu, özgürlüğü, barışı, kardeşliği temsil ediyoruz. Biz Amediz, Amed. Bugün zulme karşı birlik olma, dayanışmayı büyütme günüdür. Amed hazır Türkiye’de barışa, özgürlüğe hazır olsun. Bu newroz barışa, özgürlüğe vesile olsun.”
Daha sonra konuşan HDK EŞ sözcüsü Gülistan Koçyiğit, “ Haftalardır dedikodu gazetelerinin bomba sözlerine rağmen burada, iradesine, bayramına, tarihine çıkan Amed’liler siz hoş geldiniz. Bizle binlerce yıldır newroz’umuzu hep kutladık hep kutluyoruz. Bu coğrafya hep direndi. Bu coğrafya tüm kazanımlarına mücadele ile ulaştı. Bizler Kawa'nın çocukları olarak geleneğimize sahip çıkıyoruz.AK Partinin Suriye politikalarını eleştiren Koçyiğit, “Hiçbir insanın yaşam hakkı savaş politikalarına kurban edilemez. İnsan acıya, ölüme, gözyaşına alışır mı, siz alışabilirsiniz ama biz alışamayız” dedi. Newroz’un tarihsel anlamı ve güncel önemi üzerine konuşan Koçyiğit, “Bizim varlığımız isyan, yaşamımız direniştir. Bizim nefes alışımız onların korkularıdır. Bugün bu meydan yenilmez olduğumuzun resmidir” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Newrozu’nda konuşan İmralı Heyeti Sözcüsü ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, hükümete çözüm çağrısında bulundu. Önder, “Şimdi buradan çağrı yapıyoruz. Açın İmralı yolunu, verdiğimiz ne kadar söz varsa hepsinin gereklerini yerine getirmeye hazırız. Müzakereleri başlatın, bu çatışmalar bir haftada sona erer. Eğer bu sözü yerine getirmezsek beni Diyarbakır Meydanı’nda dara çekin ah çekersem onursuzum,” dedi.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER’İN NEWROZ’DA YAPTIĞI KONUŞMANIN SATIR BAŞLARI ŞÖYLE:
“ŞİMDİ BİR DİRENİŞ NEWROZ’U KUTLUYORUZ DOSTLARIMIZ VE TARAFSIZ YAYINLARDAN BAŞKA KİMSE YOK”
“Biz de Amedle, Surla, Cizreyle, Şırnakla gurur duyuyoruz, hepsi onurumuzdur. 4 yıldır bu alanda sizlere Sayın Öcalan’ın mesajını okuyorum. 3 yıl burada barışın Newrozu’nu okuduk. Sayın Öcalan 3 yıl barışın kıymetine savaşın tehlikesine dikkat çekti. Onu okuma onurunu yaşadık. Biz barış Newrozu’nu okurken bu platform 40 TV’nin canlı yayınladığı bir Newroz oldu. Şimdi bir direniş Newroz’u kutluyoruz dostlarımız ve tarafsız yayınlardan başka kimse yok. Kimisi korku, baskıyla psikolojik harp yöntemleriyle rehin aldı. Burada dostlarımızla beraberiz ama bu mücadele başladığında da böyleydi. Dostlarımız bize yeter.
“BARIŞI GETİRECEĞİZ”
Bu bölgenin gerçekliğinden hiçbir şey anlamayanlar sürekli bizi baskı altına almaya çalışıyorlar. Falancayı kınayın, filancayı eleştirin diyorlar. Buradaki anaları tanısalar evlatlarının bir kısmını dağlara bir kısmını mezara bir kısmını meclise gönderdiklerini bilirlerdi. Tahir Elçi şahsında hepsine söz veriyoruz. Bu barışı getireceğiz. Ölümler genç yaşında toprağa girenler boşu boşuna girmediler onlara borcumuzdur bu topraklara barışı özgür eşit bir yaşamı getirmek.
“ÖCALAN NE DEDİYSE TERSİNİ ANLADILAR”
Aramızda Sayın Öcalan ile dağlar denizler olabilir. 3 yıl birlikte mesai yaptık barış uğruna, daha iyi bir dünya ve ülke uğruna yazdıkları söyledikleri tartıştıkları şeyler bugün faşist rejime rağmen bize uğraşıyor. Muhtemelen şunu söylerdi: Bre ahmaklar ben size Eşme Ruhu dedim, bölgeyi ortak evimiz yapalım dedim. Yoldaşlarıma söyledim size yardım ettiler bunun bir barış kıvılcımı olmasını diledim siz getirdiniz Sur’a, Nusaybin’e, Cizre’ye gönderdiniz. Bre ahmaklar diye başlardı söze. Siz bu akılla daha kaç adım gidersiniz diye eklerdi Sayın Öcalan. Başbakan bir kamu düzeni diye tutturdu Sayın Öcalan kamu düzeni polisiye yöntemle sağlamaz diyerek bir bilim insanına yakışır bir cevap verdi. Gelin bunu sağlayalım. Bütünlüklü bir müzakere kamu dediğiniz şeyi kazanabilir dedi. Sayın Öcalan ne dediyse tersini anladılar ya da düzünü anlayıp tersini yaptılar.
“KÜRT EVİNE GİREMİYOR TÜRK EVİNDEN ÇIKAMIYOR”
Sayın Öcalan Davutoğlu’na acı acı gülerek şöyle derdi. Kürt evine giremiyor Türk evinden çıkamıyor; al sana kamu düzeni. İşte sizin kamu düzeni, ülkeyi getirdiğiniz nokta burası. Oysa barışın hemen eşiğindeydik. Elimizi uzatsak tutacak kadar yakındık. Bugünde uzak değiliz bu kan bu ölüm bizleri yıldıramaz. Hapishane ile sürgünle korkutamazlar. Korkak arıyorsanız aynaya bakın. Bir fezleke geldiğinde yere göğe sığdıramadığınız mahkemelere biz güvenmiyoruz dediniz. Sizin güvenmediğiniz mahkemelere biz güveneceğiz öylemi çok beklersiniz.
“BARIŞ UZAK DEĞİL”
Barış uzak değil. Bu topraklarda iktidarı eline geçirenlerin hikmetle öğrenme alışkanlığı yok ancak felaketle öğrenebiliyorlar. Hem ülkemizi hem bölgemizi bir yeryüzü cenneti haline getireceğimiz yöntem nettir, açıktır, onun da yolu demokratik siyaset ve müzakerelerdir. Buradan İmralı Heyeti olarak Sayın Başbakan’a çağrı yapıyorum. Laf kalabalığını bir kenara bırakın. Bölgenin gerçekliğini bizim kadar biliyorsunuz. Bunun sürdürülebilir olmadığını biliyorsunuz. Bölge halkının demokratik sabrı daha berhava olmuş değil. Sizde başbakansınız bu topraklara kaçak gelip gideceğinize açın İmralı yolunu sizinle mutabakat kaldığımız ne varsa oradan başlatalım bir hafta içinde ülkemizin çehresini değiştirelim. Sen el kapılarında vatandaşlarımızı serbeste dolaştıracağım derken memleketinizde insanlar dolaşamıyor bundan utanmıyor musunuz? Bütün arkadaşlarımız ve kurumlarımızla size son derece önemli bir çağrı yapıyoruz. Bütün annelere buradan taahhüt ediyorum. Bu ülkede bu ciddiyetle yaklaşırlarsa çatışmasızlığın yakalanması bir haftalık iştir. Böyle olmazsa beni Diyarbakır meydanında dara çekin ah çeken alçaktır.”
Newroz alanında binlere seslenen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP olarak çözüm sürecinin yeniden başlaması için sorumluluk üstlenmeye hazır olduklarını ve Diyarbakır'dan çıkan bu mesajın iyi okunması gerektiğini söyledi
Konfetilerle Newroz alanına çıkan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“BARIŞ DEDİĞİMİZ BİR HAYAL DEĞİL”
"Bütün Ortadoğu halklarına barışın müjdesini vererek, barışa giden yolun ne kadar güzel olduğunu müjdeleyerek 3 yıldır bu kutlamaları yaptık. Ama bugün ölümlerle bu Newroz'u kutluyoruz. 3 yıl şunu gördük. Barış dediğimiz bir hayal değil. Bizler eşitlik ilkeleri etrafında kilitlenirsek barışın mümkün olduğunu gördük. Bu yıl ki Newrozu da her şeye rağmen Amed meydanından barış Newroz'u olarak bütün dünyaya yansıyor.
“BİZLER KÖKSÜZ TARİHİ OLMAYAN BUGÜN ORTAYA ÇIKMIŞ BİR HALK DEĞİLİZ”
Elbette bizler köksüz tarihi olmayan bugün ortaya çıkmış bir halk değiliz. Tıpkı Newroz gibi Kawa'nın ruhundaki gibi bizi birleştiren bir ruh var. Bugün Botan'ın çocukları Mir Bedirxan'ın çocukları, Şeyh Said'in çocukları bizleri nasıl selamlıyorsa, Seyit Rıza'nın yoldaşları Dersim'den, Qazi Muhammed'in torunları, Mele Mistefa'nın torunları, Ali Şer ve Zarife'nin yoldaşları bize nasıl bir miras bıraktıysa, bizler de Kobanê'den Arîn Mîrkan'ın, Cizre'den Mehmet Tunç'un, Silopi'de Sêvê'nin mesajlarını birleştirerek, bir barış mektubu olarak İmralı'ya Başkan Apo'ya bir mektup olarak gönderiyoruz. Ördüğünüz o barış yolu, Dolmabahçe Mutabakatı'nda dile getirdiğiniz yola bağlıyız. Savaş, çatışma olağan değil. Müzakere dediğiniz şey çatışma çözümlerini ortaya koyarak ortak bir noktada buluşmaktır.
“ANKARA'DA BU ÜLKEYİ YÖNETENLER, HALKIN TALEPLERİNİ TEHDİT OLARAK GÖRDÜKLERİ SÜRECE BARIŞ ZOR”
Anti demokratik hukuk dışı yollarla bir araya gelemeyiz. Bizi bir araya getirecek hukukun, demokrasinin yoludur. Ortadoğu'da da tarihi bir dönem yaşanıyor. Hiç şüphesiz ki bölgeyi kendi çıkarları doğrultusunda dizayn etmek isteyen çok sayıda uluslararası güç var. Bizler bunun farkında olarak mücadele ediyoruz. Ama Ankara'da bu ülkeyi yönetenler tehditleri art arda sıralarken, halkın taleplerini tehdit olarak gördükleri sürece barış zor. Birlikte hareket etmek istiyorsak o zaman demokratik ilkelerde buluşmak zorundayız. Ankara'da bu aklın eksik olduğu ve bütün süreci yanlış okuduğu anlaşılıyor. Kürt halkı korkmadan bütün halklar gibi özgürce yaşamak istiyor. Başkasından bir şey değil kendisinden çalınanı istiyor. Bugün patlayan bombalar kan çanağına dönmüş bölge gerçekliği içinde barışı istemek kolay değil. İnanın ki böylesi dönemlerde ilkeli ahlaklı olmak doğru olandır. Böylesi korku ortamını yaratanlara karşı sığınabileceğimiz yegane şey ilkeli ve ahlaklı olmaktır. Diyarbakır halkı bu mesajı verdi bunun doğru okunması lazım.
“KÜRT HALKININ İNKARI VE BUNUN TEHDİDİ ÜZERİNDEN BARIŞ SÜREÇLERİ YÜRÜTÜLEMEZ”
Hamasetle tehdit ederek, bitireceğim diyerek siyaset kurulamaz. Şunu artık herkesin iyi anlaması lazım. Kürt halkının inkarı ve bunun tehdidi üzerinden barış süreçleri yürütülemez. Barış istemek ve barış sesinin daha gür çıkması için bomba silah seslerinin durması lazım. Bizler bütün arkadaşlarımızla birlikte yeniden barış masasına dönülmesi ve yeni bir barış dilinin kurulması için inisiyatif almaya hazırız. Bu cesaret istiyor. Artık şu görülmelidir. AKP birleştirici bir parti değildir. Toplum çoğulcu yapısıyla farklı ideolojik yapılanmaları ile ve yaşam tarzlarıyla onu birleştirecek şey bir parti ya da tehdit olamaz, ırkçılık ve faşizm olamaz. Demokratik ilkeler dışında hiç bir şeyde buluşamayız. O zaman Kürt halkı kendi öz haklarına kavuşmak konusunda mesafe kat eder, Türkiye demokratikleşir. Suriye'deki kardeşlerimizin kanayan yarasına derman olma şansımız olur. Bütün coğrafyaya barış önderliği yapma şansımız olur. Kürt düşmanlığı üzerinden Kürtler Rojava'da herhangi bir yerde hak kazanmasın üzerine siyaset oluşturanlar kendileri de kaybediyor herkese de kaybediyorlar.
“BUGÜN HİÇ BİR PARTİ BARIŞ SÖZÜNÜ AĞZINA ALMIYOR”
Yakın zamanda yürütülen barış sürecinden dersler çıkararak, eksiklerini cesaretle masaya yatırarak yol almamız lazım. Eğer siyaset bunu başaramazsa orada siyasetsizlik vardır. Biz bunun için seçildik, halkımızın acısı büyük yarası derin. Elbette bu direniş kazanana kadar devam eder. Ama şunu anlaması gerekiyor. Bugün Kürtler savaş derinleşsin diye direnmiyor savaşa karşı barış için direniyor. Asla bizim kitabımızda geri ödemek yoktur. Bedel ödetip sindireceklerini sanıyorlar tarihten hiç ders almamışlar demektir. Siyasetin bu kadar tıkandığı siyasetin çözüm sanatı olma noktasında işte Amed Newrozu bir kez daha yolumuzu açıyor. Burada bulunan herkes çözümün yolunu gösteriyor. Korkarak korkutarak asla hiç bir şey çözemezsiniz. Biz siyasi tarihimiz boyunca her zaman adil çözümlerin peşinde koştuk. Kimseye düşmanlık yapmadan ama bize düşmanlık yapanların karşısında dimdik durduk. Devlet aklı ferasetsiz kalmışsa kin ve öfke ile hareket ediyorsa kendi halkını felakete sürükler. Bu tür dönemlerde asıl olan şey ortak akıl ile hareket etmektir. Bizim çözüm önerilerimiz var bütün bunlara kulak vermek yerine akıl almaz bir tasfiye politikası yürütmek kimseye kazandırmaz. HDP bu ilkeler üzerine kurulmuş Kürt'ün hakkını inkar etmeden Türklerin hakkını inkar etmeden çözüm için kurulmuştur. Bu zemine saldırmak çözümsüz kalmaktır. Bugün hiç bir parti barış sözünü ağzına almıyor. Daha fazla savaş daha fazla operasyon diyen partilerden Türkiye'ye hayır gelmez.
“NEWROZU ÇÖZÜME VESİLE YAPMAK İSTİYORUZ”
Belki önümüzü kesmek, bizden koparacakları 3-5 oyun hesabını yapanlar kendi bindikleri gemiyi batırdıklarının farkında değiller. Bu çizgi çatışmanın yaşandığı bütün ülkelerde hakim çizgi olmuştur. Halkların kültürlerini inkar etmeden herkesin nasıl yaşayabileceğini göstermek zorundayız. Merkeziyetçiliğe karşı özyönetim modelleri ile tek dil ve tek lider sultasına, tek milletin egemenliğine karşı inşa edilmiş bir çizgidir. HDP'yi büyütmek çözümü büyütmektir. Bu Newrozu çözüme vesile yapmak istiyoruz.
“AMED NEWROZU'NDAN ÇIKAN BU SESİ HERKESİN ANKARA'NIN İYİ OKUMASI LAZIM”
Halkımızın evlatlarının ölümüne kıyımına asla göz yummayacağız. Bu can bu bedende durduğu sürece barış için mücadele edeceğiz. Amed Newrozu'ndan çıkan bu sesi herkesin Ankara'nın iyi okuması lazım. Korkutmaya çalıştınız, teslim almaya, sindirmeye çalıştınız olmadı. Daha fazla ısrar etmeyin. Gelin o barışı halklara armağan edelim. Türkün de Kürt'ün de anası ağlamasın artık. Son 3 Newroz'da halkı kucaklayan o duyguyu unutmadan kalıcı barış ve müzakere şartlarını hep birlikte oluşturalım. Bugünde söylenecek sözler çok kıymetlidir. Ama sözümüz değerli olacaksa pratiğe dönüşsün istiyoruz. Aslolan güzel konuşmak değil güzel eylemektir. Elbette ki bir gün gelecek ve bizler söz verdiğimiz özgür günleri yitirdiğimiz evlatlarımıza armağan edeceğiz. Allah hiç birimizi halkımızın karşısında mahcup etmesin."
Demirtaş’ın konuşmasından sonra Newroz etkinliği sona erdi. Dağılış esnasında bir grubun polise taş atması üzerine küçük çaplı olaylar yaşandı. Büyük bir sıkıntı çıkmadan Diyarbakır Newroz’u sona erdi.
HABER: ALİ ABBAS YILMAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.